Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

AYDINLANMA

 

EMRE KONGAR

 

ANIMSAYAN VAR MI: ÜÇ YIL ÖNCE DÜN
 

Üç yıl önce dün:

21 Mart 2008!

Anımsayan var mı?

* * *

Üç yıl önce dün, 21 Mart 2008'de sabah saat 4'te İlhan Selçuk'un evi basılmış ve İlhan Bey gözaltına alınmıştı.

Böylece onu son yolculuğuna götüren bir serüvenin ilk adımı atılmış oluyordu.

Bu serüven yaklaşık iki yıl sonra 21 Haziran 2010'da noktalandı.

Gözaltına alınıp bırakıldıktan sonra 27 Mart 2008 tarihli "Medya Notu"nda gözaltında yaşadıklarını, avukatlarının da yardımıyla, yazmıştım bir belge olsun diye.

* * *
21 Mart 2008, Cuma.

04:00. Savcılığa davet edilmeksizin ve önceden haber verilmeden, polislerin mahalle muhtarı ile birlikte kapıya gelişleri; İlhan Selçuk tarafından "Buyurun size bir çay yapayım" daveti ile karşılanmaları ve evde aramanın başlaması.

07:30. Toplanan mektup, not gibi belgeler ve bilgisayarın "hard diskiyle" birlikte evden ayrılış ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün Vatan caddesindeki "Terörle Mücadele Şubesi"ne götürülüş.

Mahkemeden 24 saat için avukat kısıtlama kararı alındığı ve avukat olmadan sorgulama yapılamayacağı için görevli uzman emniyet mensuplarıyla ülke sorunları hakkında sohbet ederek, bir bölümü nezarethanede, bir bölümü büroda geçirilen bir gün.

19:15. Star tv ana haber bülteninde, kendisine yöneltilen suçlamanın "Terör örgütüne üye olmadan örgütün fikirlerine yardım etmek" olduğunun belirtilmesi.

22 Mart 2008, Cumartesi.

09:30. Avukat Akın Atalay ile görüşme.

10:45. Polisin, "Organize Suçlar Şube Müdürlüğü"nde, Akın Atalay'ın da katıldığı, ifade alma işlemine başlaması.

20:00. 9 saat 15 dakika süren ifadenin bitişi, 73 sayfalık tutanağın imzalanması.

20:45. İstanbul Adliyesi'nin Beşiktaş'taki "Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi Savcılığı"na gidiş.

22:30. Cumhuriyet Savcıları Zekeriya Öz, Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın huzurunda ifade alınmaya başlanması.

23 Mart 2008, Pazar.

02:45. 4 saat 15 dakika süren ve 5 sayfa tutan ifadenin bitişi ve "Adli kontrol altında tutulmak" talebiyle, tutuklama isteği olmaksızın nöbetçi yargıca sevki.

03:00. Nöbetçi yargıç tarafından "Soruşturma sona erinceye kadar yurt dışına çıkma yasağı ile serbestlik" kararının alınışı ve Adliye'den ayrılış

03:12. Şişli'deki Cumhuriyet Gazetesi binasına geliş. Kırımızı karanfillerle karşılanış. "Şimdi ben meşhurum değil mi? Benim gidişimle tiraj almışsınız" demesi ve "Çıkışınızla daha çok alacağız" karşılığının verilmesi.

04:30. Gazeteden ayrılış ve Gazeteciler Sitesi'ndeki 90 metrekare evine dönüş.

14:00. Evinde dostlarını kabul edişi. Dostları arasında bulunan gazeteciler, Yalçın Bayer, Melih Aşık, Yalçın Pekşen ve Uğur Dündar'a soruşturmanın yargıya ve orduya sirayet ettirileceğine ilişkin izlenim ve kaygılarını belirtmesi; yargının rahat bırakılmasını öneren, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a sükunet ve uzlaşmacılık tavsiye eden düşüncelerini aktarması.

* * *

Bu kronolojide yer alan olayların yorumunu daha ileriye bırakarak şimdilik, bizzat yaşadığım iki küçük ek daha yapmak istiyorum.

Gözaltına alındığı günün gecesi Star televizyonunun ana haber bültenine Uğur Dündar'ın daveti üzerine katılmış, kendisinin 83 yaşında bir kalp hastası olduğunu ve hayatından endişe duyduğumuzu belirtmiştim.

Bir de, yukarda alıntıladığım yazıyı yazdıktan sonra sohbet ederken, Cumartesi gecesi sabaha kadar sorgulandığını bildiğimizden, Cuma gecesi uyuyup uyuyamadığını sormuştum.

Hafif bir tebessümle, "Tam uyuyacakken, genç polisler geldiler ve 'Hocam size PKK'nın stratejini anlatalım' dediler ve brifing verdiler, onun için o gece de pek uyuyamadım" demişti.

* * *

Serbest bırakıldıktan bir hafta sonra bir enfarktüs daha geçirdi, derhal hastaneye kaldırıldı.

14 Nisan'da açık kalp ameliyatı oldu, sol kapakçığı ve dört damarı değiştirildi.

Uzun süre hastanede kaldı ve sonra yine uzun bir nekahet dönemi geçirdi.

Ancak birkaç ay sağlığına kavuşmuş gibi yaşayabildi, sonra yeniden bir kriz geçirdi ve sol tarafı felç oldu.

Aylarca ölümle pençeleştikten sonra 21 Haziran 2010 günü aramızdan ayrıldı.

Böylece 21 Mart 2008'de başlayan son yolculuk serüveni noktalandı.

* * *

Son günlerde Cumhuriyet gazetesine ve İlhan Selçuk'a yönelik saldırıların yoğunlaşmasına bakıyorum...

İnternet sitemdeki "Güncel" yazımda da belirttiğim gibi bu bitmeyen nefret, kin ve garez beni korkutuyor...

Kendim için değil, bu duygulara sahip olanlar adına!


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 22 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional