MEDYA NOTU
EMRE KONGAR
SERDAR TURGUT'TAN İKİ MAKALE
Serdar Turgut, Akşam'da her gün iki yazı yazıyor:
Biri başyazı biri de kendi sütunu.
28 Şubat tarihinde yazdığı yazılarda çok önemli gerçeklere
değinmiş olduğu için, bunların kısaltılmış hallerini siz
okurlarımla paylaşmak istedim.
Başyazısı "AKP fakiri sever" başlığını taşıyor:
"...AKP'nin kitle desteğini kaybetmemesi için fakirliğin sürekli bir
kitlesel yaşam biçimi halinde tutulması gerekiyor. Çünkü AKP'nin,
fakirlere yardım, sadaka gibi davranışları, yönetim politikası ve
ideolojisinin ana unsuru haline getirdiğini görüyoruz.
Örgütlü yardımlarla yaşatılan fakirler, dini değerleri en kolay
kabul eden kitledir. Çünkü din onlara yaşamın gerçeklerinden kaçış
imkanını sağlıyor. Bu durumda parti hem kitle tabanını tutup
ideolojisini de sürekli kılabiliyor...
...Bu durum AKP'ye müthiş bir hareket serbestisi veriyor. Onlar da
bundan yararlanarak çok önemli değişiklikleri, dar gelirli insanların
durumunu daha da bozacak ve yaşamını zorlaştıracak düzenlemeleri
yapma cesaretini buluyorlar.
Örneğin; son olarak kıdem tazminatının kaldırılması yolunda bir
çalışma var. Bu konularda Türkiye'nin önde gelen uzmanı ve yazarımız
Ali Tezel'in yaptığı tespite göre, bundan sonra sıra asgari
ücretin kaldırılmasına da gelecek.
Bu tür düzenlemeler, toplumda AKP'ye muhtaç fakir insanların
durumunu kalıcı kılmanın yanı sıra yeni zengin zümresinin
yaratılmasını da kolaylaştıracak..."
İkinci yazısı "Faşizmin Kitle Psikolojisi" başlığını taşıyor:
"Özellikle içinde bulunduğumuz dönemde Wilhelm Reich mutlaka
tekrar okunması, üzerinde düşünülmesi gereken bir düşünür...
...Faşizmin sadece belirgin bir ideoloji olarak bir siyasi parti
veya kişide simgelenmiş bir düşünce olması gerekmiyor. Toplumun
gündelik pratiklerine sinmiş, olağanın içine yedirilmiş,
rutinleştirilmiş bir pratik de olabilir-ki bu durum çok daha tehlikeli
sonuçlara yol açabilir-.
Maalesef Türkiye'de sosyal ortam böyledir ve böyle olduğu için de
bu toplumda bazı dönemlerde akıl almaz vahşetler patlayabilmiştir.
Örneğin; bir futbol maçından sonra iki komşu şehrin birbirine girip
onlarca ölüyle sonuçlanan bir savaş çıkabilmesi, bir oteldeki
insanların orayı kuşatanlar tarafından yakılıp öldürülebilmeleri,
bu tür patlama noktalarıydı.
...Türkiye faşizmler konusunda son derece zengindir. Kadınlara
örtünme zorunluluğunu getirmek isteyenler bir başka tür, örtülü
kızlara zorla yasaklar getirenler ayrı tür, annelik içgüdüsüyle
askerliğe karşı çıkanlara linç uygulayanlar daha da farklı, ayrı bir
kategorideki faşistlerdir...
Tüm bu faşizm bolluğundaki karmaşada, kendine rasyonel, abartılı
düşüncelere dayanmayan bir hayat kurup yürütmeye çalışan insanlar
ise mümkün değil rahat bırakılmazlar...
...Ben son zamanlarda gündelik yaşamımıza bakarken 20'nci yüzyıla
ait bir eski sloganı sıkça hatırlamaya başladım. 'Ya sosyalizm ya da
barbarlık' diyordu bu slogan. Hâlâ daha geçerli ne yazık ki... Çünkü
makul insanlara mutluluk verebilecek bir orta yol ne yazık ki
bulunamadı. Üstelik 'küçük insanlar' faşizmde her zaman da çok mutlu
ve her şeyin aynen, hiç bozulmadan sürmesi için uğraşıyorlar.
Onlar faşizmler listemize yeni türler eklemek için düşünüyorlar
sadece."
* * *
AKP'nin dinciliğinin ekonomik, siyasal, toplumsal ve ideolojik
temelleri anlatılmış bu yazılarda...
Çözümün de ancak Sosyal Refah Devleti veya Sosyalizm olduğu açığa
çıkıyor...
|