Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

MEDYA NOTU

 

EMRE KONGAR

 

NAZLI ILICAK-CÜNEYT ÜLSEVER TARTIŞMASI

 

Türban ya da sıkmabaş, toplumu bölüyor...

Tabii medyayı da...

Tartışma yaygınlaştıkça, insanların, yazarların tıynetleri de ortaya çıkıyor.

Kimi ağırbaşlı, soğukkanlı...

Kimi saldırgan, pervasız...

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, türban için 'Velev ki siyasal simge olsa...' deyince, Cüneyt Ülsever, 17 Ocak 2008'de Hürriyet'te şunları yazdı:

"...dini inanç gereği takılan türban siyasal simge olarak kullanılamaz.

Zira Anayasa'nın 24. maddesi:

'Kimse....dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz' diyor.

Din gereği takılan türbanın siyasal sembol olarak da kullanılması bir 'istismar'dır ve Anayasa'ya göre böyle davranmak suçtur...

Ülsever yazısında, türban ya da sıkmabaş üniversitelerde serbest bırakılırsa, bu simgeyi kullanmayanların da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurma haklarının doğabileceğini belirtiyordu:

"...Anayasa değişse dahi, türban takmayan bir kişinin türbanın yasaklanması için yeniden AİHM'ye gitmesi, AİHM'nin yeni bir karar alırken 'Leyla Şahin Kararı'nı bir içtihat olarak kabul etme ihtimali her an mevcuttur."

İki gün sonra Nazlı Ilıcak, 19 Ocak tarihinde 'Ah Hoca, Vah Hoca' başlığıyla Sabah'ta şunları yazdı:

"Perşembe akşamı, hem Show TV'de, hem de Kanal D'de başörtüsü tartışıldı. Kimilerinin sergilediği cehalet karşısında dilim tutuldu. Prof. Semih Gemalmaz, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM), Leyla Şahin hakkında verdiği karar sebebiyle, üniversitelerde başörtüsü yasağının kaldırılamayacağını, kaldırıldığı takdirde, başı açıkların mahkemeye müracaat edebileceğini ileri sürdü. Koskoca üniversite profesörü çıkmış, bilim dışı konuşuyor ve herkesin sözlerine inanmasını bekliyor..."

Ilıcak yazısını bitirirken şöyle diyordu:

"...AİHM, Leyla Şahin'e üniversitede uygulanan başörtüsü yasağını, Sözleşme'ye aykırı bulmadı; 'Hak ihlali yok' dedi. Türkiye'de yasak kalktığı takdirde, başı açık olanlar AİHM'ye başvuramazlar."

20 Ocak 2008 de Ülsever "Başbakan'ın 'hınk' deyicisi!" başlıklı yazısıyla Ilıcak'a yanıt verdi:

"...Nazlı Ilıcak'ın 'yeniden AİHM'ye gidilemez' sözleri sadece 22 Temmuz seçimleri öncesi AKP'den aday adayı olduktan ve parti tarafından adaylığı reddedildikten sonra TMSF tarafından tayin edildiği Sabah Gazetesi'nde sürdürdüğü 'hınk deyicilik!' görevinin gereğidir, gerçekle hiçbir alakası yoktur..."

Ülsever yazısında daha sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yargıcı Rıza Türmen'in 16 Ocak tarihinde Sabah'ta yayınlanan demecine gönderme yapıyordu.

Bu demecinde Türmen şöyle demişti:

"...Türkiye yasağı kaldırabilir. Tersi bir dava, başı açık bir kişi tarafından AİHM'nin önüne getirilirse, bu yeni bir durumdur ve değerlendirilir. Fakat mahkeme, daha önce verdiği içtihadi kararlar ışığında karar verir."

Ülsever yazısını Ilıcak'a iki soru sorarak bitiriyordu:

1) İlla ki AİHM dediğini yapacak diye bir şey yok ama yılların AİHM yargıcı Rıza Türmen de mi cahildir ve her ne demekse bilim dışı konuşmuştur? Nazlı Ilıcak olmasa o da mı herkesin kendisine inanmasını umacaktır?

2) Nazlı Ilıcak kendi gazetesi Sabah'ı neden okumuyor?

* * *

Ilıcak'ın "bilim dışı konuştuğunu" öne sürdüğü Prof. Gemalmaz, bu konuda yazdığı muazzam kitabıyla tanınan bir hoca.

Ilıcak'ın, bir bilim insanına karşı kullandığı hakaret edici sözler beni çok üzdü.

Galiba insanlar, haksız oldukları ölçüde saldırganlaşıyor, ya da zaten sahip oldukları bazı olumsuz özellikleri dışarı vuruyor.

Not: Bugün sevgili Uğur Mumcu'nun öldürülmesinin 15'inci yıldönümü. Kendisini saygı ve özlemle anıyoruz.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 22 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional