Kitaplar Sürekli Yazılar Kitap Söyleşileri |
MEDYA NOTU
EMRE KONGAR
DİNCİ OLİGARŞİ MEDYAYI YENİDEN YAPILANDIRIRKEN
Sevgili okurlarım, Türkiye'de medya üç büyük grubun ve dinci sermayenin denetiminde. Birinci ve en büyük grup Doğan Grubu. Medyadaki payı yüzde 40 dolayında ve yükseliyor. Kanal D, Star tv ve CNN-Türk başta olmak kaydıyla onbir televizyon kanalı ve D Smart adında bir dijital platformu var. Hürriyet, Milliyet, Vatan, Posta Radikal ve Fanatik başta olarak dokuz gazete sahibi. Tempo ile birlikte 42 dergisi ve radyoları var. Türkiye'deki iki dağıtım şirketinden biri onun. Doğan Kitap yayınevi ve D&R mağazaları da onun. Almanya'nın en büyük medya kuruluşlarından olan, Axel Springer'in şirketi ile ortak. İkinci büyük grup, Ciner Grubu idi. "İdi" diyorum çünkü iktidar, bu grubun medyasına, hayli tartışmalı ve mahkemelik olan bir hukuki kararla el koydu. Dolayısıyla geçici olarak Sabah Grubu diye adlandırılıyor. TMSF tarafından satışa çıkarıldı. Medyadaki payı yüzde 25 dolayında ve geriliyor. ATV ve Kanal 1 olarak iki televizyon kanalı var. Sabah, Takvim, Yeni Asır ve Foto Maç gazetelerinin sahibi. Aktüel başta olmak üzere 30'dan fazla dergisi var. Türkiye'nin ikinci gazete ve dergi dağıtım şirketi de onun. Üçüncü büyük grup, Karamehmet Grubu. Medyadaki payı yüzde 15 dolayında. Show tv ve Sky Türk olarak iki televizyon kanalı var. Akşam, Tercüman ve Güneş gazetelerinin sahibi. Ayrıca dergileri, radyoları ve Digitürk adında abonesi bir milyonu aşmış olan bir de dijital platformu var. Bu grupların dışında, dördüncü bir grup olarak düşünülebilecek olan dinci sermayenin sahip olduğu sayısız televizyon kanalı, radyo, gazete ve dergi var. Tabii bir de çalışanların kurduğu vakıf aracılığıyla bağımsızlığını sürdüren gazeteniz Cumhuriyet güçlenerek etkinliğini sürdürüyor. Medyadaki asıl kavga, reklam pastası üzerinden yapılıyor. Televizyon kanalları zaten çok pahalı işletmeler. Gazetelerin ise satış gelirleri Cumhuriyet dışında üretim maliyetlerini bile karşılamıyor. Buradaki en önemli sorun, dinci gazetelerin bir bölümünün elden bedava dağıtılmasına karşın, dağıtım şirketlerine dağıtım komisyonlarının ödeyerek, resmi satışları çok yüksek göstermeleri. Çünkü reklam verenler, reklamlarını esas olarak satış sayılarına göre belirliyor. Tabii bütün bu grupların medya dışında sahip oldukları şirketler örneğin, Doğan Grubu'nun PO'su, ve Karamehmet grubunun Türkcell'i önemli reklam verenler arasında. Şimdi medyadaki büyük kavga, dinci basının haksız rekabete dayalı şişirilmiş satış rakamlarıyla medya pastasından hak etmediği bir payı istemesi ve ayrıca rakip medya kuruluşlarının birbirlerine verdikleri reklamlar üzerinden sürüyor. Dinci basından Doğan Grubu'na yöneltilen saldırıların altında da, Karamehmet Grubu, Sabah Grubu ve Doğan Grubu arasındaki kavganın gerisinde de bu çatışma yatıyor. Bütün bu toz duman arasında, iktidar, Türkiye'nin ikinci büyük medya kuruluşu olan Ciner Grubu'na el koyduktan sonra bu grubun gazete ve televizyonlarını kendi adamlarıyla doldurdu. Üstelik bu el koyma ve medyayı iktidarın emrinde kullanma operasyonu seçimlerden önce yapıldı; bir Demokrasi ayıbı olarak tarihe geçti. Dinci medya ise zaten bir gazete hariç, tümüyle iktidarı destekliyor. Büyük sermayenin, yani yukardaki üç grubun denetiminde olan medya ise, bu grupların öteki ticari faaliyetleri dolayısıyla iktidardan tamamiyle bağımsız değil. Şimdi Sabah Grubu'nun satışında, iktidarın kendi yandaşı iç ve dış sermaye gruplarına destek verdiği haberleri manşetlere kadar çıktı. Böylece, Türkiye'deki sermayeyi zaten tehdit etmekte olan iktidarın, Dinci Oligarşi'yi medyaya da egemen kılma operasyonu tüm hızıyla sürüyor. |
Tweet |
Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.
Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta
Son güncelleme tarihi 30 Eylül 2024