Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

MEDYA NOTU

 

EMRE KONGAR

 

MEDYADAN GEÇ KALMIŞ İKİ HABER

 

Sevgili okurlarım, Türkiye'de, özellikle de siyasette ve medyada olaylar o denli hızlı gelişiyor ki, haftalık bir köşede güncel sorunları yakalamak gittikçe zorlaşıyor.

Bunun en güzel örneğini Yarışma Programları konusunda sizlerin görüşlerine yer verdiğim sırada gördünüz:

Araya Hrant Dink cinayeti girdi ve o yazılar bir hafta gecikme ile yayınlanmak zorunda kaldı.

Tam bu sırada sizlerle paylaşmak istediğim iki olay daha yaşandı.

Şimdi yaklaşık iki hafta gecikmeli olarak bu iki olayı da sizlerle paylaşmak istiyorum:

* * *

Birinci olay, medyadaki payını gittikçe büyüten Fethullah Gülen Cemaatine yakın olduğu öne sürülen bir grupça satın alınmış olan Star gazetesindeki bir yönetim değişikliği.

Olayı önce Hürriyet'in 31 Ocak 2007 tarihli nüshasında Yalçın Doğan'ın "301 Cemil faturası" başlıklı yazısından öğrendik:

"Son zamanlarda gördüğüm en zeki manşetlerden biri geçen gün Star gazetesinde.

301. maddenin değiştirilmesine karşı çıkan Adalet Bakanı Cemil Çiçek, yaşanan son olayların ışığında manşette eleştiriliyor: "301 Cemil Tahtaya".

Bu manşetin yayınlandığı gün, gazetenin genel yayın yönetmeni Alev Er'in görevine son veriliyor. Eskiden Uzanlar'a ait Star, şu anda TMSF üzerinden AKP denetiminde, AKP yanlısı bir gazete. AKP bu manşete tahammül edemiyor ve Alev Er işinden oluyor. Gerçi künyede hala onun adı var.

Basın özgürlüğü, düşünce özgürlüğü denildiğinde, mangalda kül bırakmayan AKP, eleştiri karşısında hemen fatura kesiyor ve suçüstü yakalanıyor.

Tek bir manşete bile tahammül edemeyen AKP ile demokrasi buraya kadar."

Sevgili okurlarım, kısa bir süre sonra Alev Er'in adı künyeden de çıkarılıyor.

İşte özgürlükleri ve demokrasiyi sadece kendileri için isteyenlerin hazin durumu.

* * *

İkinci olayı da yine Hürriyet'in aynı tarihli nüshasından, Ahmet Hakan'ın köşesindeki "Uçaktaki Adam" başlıklı yazıdan öğreniyoruz; yazının bir bölümü şöyle:

"Ben sadece Başbakan'ın uçağındaki 'resmi heyet'in bir parçası olan gazeteci grubundaki Vakit temsilcisi Hasan Karakaya'nın durumunu gözler önüne sermekle yetineceğim:

Bu adam, Trabzon'da rahip öldürüldüğünde, "Misyonerlik faaliyeti nedeniyle bir gencin hayatı kaydı" diye yazarak "mazlum"un değil, "zalim"in yanında yer alan bir gazetenin sorumlusudur.

Bu adam, Metin Göktepe'nin katillerine, Manisa'daki işkenceci polislere sahip çıkan bir gazetenin sorumlusudur.

Bu adam, yargıç fotoğrafları yayınladığı için hedef gösterme suçlamasına maruz kalmış bir gazetenin sorumlusudur.

Bu adam, fotoğrafının üzerine çarpı attıkları adamları hedef haline getiren bir gazetenin sorumlusudur.

Bu adam, memleketi "dost kamp-düşman kamp" diye bölerek yayın yapan bir gazetenin sorumlusudur.

Bu adam, düşman bellediklerine ağza alınmadık, cinsel göndermelerle dolu küfürler yazabilen bir adamdır.

Bu adam, haklarında verilen tazminat cezalarından yırtmak için bin takla atıp resmi makamlara karşı alavere çeviren bir yayın organının sorumlusudur.

Bu adam, "Müslümanlığı" değil, kendilerinin sergilediği Müslümanlık tarzını eleştirenleri "din dışı" kalmakla suçlayıp hedef gösteren bir yayın organının sorumlusudur.

Bu adam yeri geldiğinde Taliban övgüsü yapmaktan kaçınmayan bir gazetenin sorumlusudur."

Böylece AKP iktidarının medya özgürlüğü konusundaki "samimiyeti!" konusunda bir kanıt daha kamuoyunun dikkatine sunulmuş oluyor.

Gecikmiş de olsa bu iki olayı siz değerli okurlarımın dikkatine sunmak istedim.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 22 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional