Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

MEDYA NOTU

 

EMRE KONGAR

 

"YA..." ÜZERİNE ÇEŞİTLEMELER

 

İki hafta önce yazdığım "Yahu'nun Erdemleri" başlıklı yazıma çok sayıda yansıma geldi.

Lise II. sınıf öğrencisi Mine Erişir (kısaltarak aktardığım) mektubunda şöyle diyor:

"Cumhuriyet gazetesindeki "Medya Notu" isimli köşenizde bugün yayınlanan "Yahu'nun Erdemleri" isimli köşe yazınızı okurken 'yahu'nun kullanıldığı bir başka durum geldi aklıma. Yazının sonunda da bu konuda bizim ne düşündüğümüzü sorduğunuzu görünce, yazayım dedim düşüncelerimi. Malumunuz biz gençlere pek düşüncelerimiz sorulmaz ya...

"Yahu", ya da bizlerin arasında sıkça kullanıldığı biçiminde, "Yaaa..." en fazla hitap etmek için kullanılıyor sanırım.

Hitap kelimelerini kullanırken, seslendiğimiz kişinin kim olduğu, bize göre daha yüksek bir konumda bulunup bulunmadığı, yaşı, mesleği, cinsiyeti ve cümlemizin devamında neler söyleyeceğimiz gibi pek çok etken, kullanacağımız hitabı etkiler. Saygı duyulası bir insanla konuşuyorsak "efendim", sevdiğimiz bir insana sesleniyorsak "canım", amacımız bir yabancıya bir şey sormaksa "pardon" gibi sözcüklerle başlarız cümlelerimize. Dilin yaşayan ve onu kullanan toplumla beraber değişen bir varlık olmasıyla açıklanabilen bir kullanımı burada ortaya çıkıyor "yaaa..."nın. Kimin ne olduğu belli olmayan, altların üste, üstlerin alta geçirildiği, insanlara sevgi mi, saygı mi, nefret mi duyacağımıza karar veremediğimiz günümüz toplumunda, haliyle hitap kelimeleri de bulanıklaşıyor, kullanılamıyor. Kullanamadığımız hitap kelimelerinin yerine de hemen yapıştırıveriyoruz "yaaa..."yı.

Türk Dil Kurumu' nun İnternet sitesinde "yahu"nun kullanıldığı durumların altına şunu da eklesinler: "Kişiliksiz bir topluma belli belirsiz bir kişilik kazandırmak için kullanılan söz."

Mine Erişir'in mektubunu, hem saptamasını ve önerisini anlamlı bulduğum, hem de ifadesini beğendiğim için yayınlıyorum.

Böyle değerli gençleri yetiştiren öğretmenleri ve anne-babaları da kutluyorum.

Okurlarımızdan Soner Özer de yazdığı elektronik mektupta özet olarak "Az veya çok hepimizin diline yapışmış olan bu yaa kelimesi, zaman kazanmaktan ziyade, hitap edilecek olanın veya olanların dikkatini kendi üzerine çekme ihtiyacından kaynaklanıyor. Bir bakıma, hey veya ey kelimelerinin işlevini görüyor. Doğrudan söze girmek insana biraz tuhaf geliyor ve ağzınızdan ister istemez kaçıyor. ...Resmi konuşmalarda elbette, bu yaaa kelimesinin yeri olmamalı. Özel ve samimi konuşmalarda ise çok sık kullanılması, hele çocuklar ve gençler tarafından, yetişkinlere ve yaşlılara karşı kullanılması çok komik veya çirkin kaçmaktadır." diyor.

Özer'in üzerinde durduğu bir de "Yani" sözcüğü var ki, bu kelime ilerde ayrı bir yazı konusu olacak.

Belki de bu yazıyı "Doğrusu yaşımın hayli ilerlemiş olmasına rağmen bu ünlemli konuşmaları sıcak ve samimi buluyorum. Bazı şeyleri kalıplar dışında kendi akışına bırakmak galiba doğru.." diyen Yusuf Gezgör'ün satırlarıyla bitirmek gerek.

Ama ben "Boyun eğmek" yerine "savaşımı" seçen biriyim.

Bu nedenle yazımı, bir meslektaşımın, "Geçen gün derste 'Yaa, Hocam...' diye söze başlayan bir öğrencime 'Söyle bakalım yaaa...' diye yanıt verdiğimde bütün sınıf gülmekten yerlere yattı" mesajının yer aldığı mektuba dikkat çekerek noktalıyorum.

Yoksa şöyle mi demeliydim:

"Yaaa, biz de bu işi fazla mı uzattık?"


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 22 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional