Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

MEDYA NOTU

 

EMRE KONGAR

 

SÖZCÜKLERE VERİLEN FARKLI ANLAMLAR VE JAKOBEN TARTIŞMASI

 

Belli sözcükler, özellikle de belli kavramları belirleyen terimler, zaman içinde onları kullananların yükledikleri farklı anlamlara göre değişiklik gösterebiliyor.

Bazı siyasal ideolojilerin yandaşları, özellikle de politikacılar, benimsedikleri siyasal ideolojiye göre kavram ve terimleri de eğip büküyor, kimi zaman bunların içini boşaltıyor, kimi zaman da sahip oldukları anlamı tümüyle değiştirme çabasına girebiliyorlar.

Tabii oynadıkları terim ne kadar oturmamışsa, toplum tarafından ne kadar az biliniyorsa ve üzerindeki mutabakat ne kadar zayıfsa, bu eğip bükme işlemi o kadar başarılı oluyor.

Bu çabaya en çok konu olan terimler de yabancı dillerden aldığımız, onların tarihini ve kültürünü yansıtan sözcükler oluyor.

Son günlerde bu çabanın en önde gelen örneğini, özgün biçimi "status quo" biçiminde yazılan "statüko" sözcüğü oluşturuyor.

Bu terimden üretilen "statükocu" sözcüğü de "mevcut durumdan yana", ya da "değişmeye karşı" anlamını taşıyor.

Cumhuriyet'in ilanından bu yana, eski din-tarım imparatorluğu düzenini temsil eden "Osmanlıcılar" "statükocu", "Cumhuriyetçiler" ise, devrimci, ilerici gibi terimlerle ifade edilen "değişmeci" kesimler olarak tanımlanırdı.

Yani gündelik deyimlerle, Cumhuriyetçiler, Atatürkçüler "değişmeci", onlara karşı çıkan Osmanlıcılar, İslamcılar ise "statükocu" olarak nitelenirdi.

Sonradan, İslamcı politikacılar ve onlara destek verenler "statükocu" terimini, kendi yapmak istedikleri ve esas olarak cumhuriyet değerlerinden geri dönüşü sağlamaya yönelik değişmelere karşı çıkanlar için kullanmaya başladılar.

Böylece, tarihsel oluşum açısından din devleti kalıntılarını yeniden gündeme getirmek isteyen gerçek "statükocular" kendilerini "değişmeci", geriye dönüşe karşı çıkanları ise "statükocu" olarak tanımladılar.

Sonuç olarak terimler tam anlamıyla ters-yüz edildi:

Şu anda toplumun kafası tam anlamıyla karmakarışık.

Kim gerici, kim ilerici, kim statükocu, kim değişmeci, belli değil.

Böylece İslamcı politikacılar amaçlarını gerçekleştirdiler.

Son günlerde benzer bir tartışma, başka nedenlerden kaynaklansa da, kamuoyuna egemen oldu:

Eski Cumhurbaşkanlarından Süleyman Demirel, kendisini, Menderes'i, Özal'ı ve Erdoğan'ı "Jakoben" olarak tanımladı.

Bunun gerekçesini de "biz iktidarı paylaşmak istemeyiz" diye açıkladı.

Recep Tayyip Erdoğan bu nitelemeye karşı çıktı ve kendisinin Jakoben olmadığını söyledi.

Çünkü ona göre jakobenlik bir nevi "tepeden inmecilikti".

"Jakoben" ne demek?

İktidarı paylaşmak istemeyen, mutlak iktidardan yana olan mı demek, yoksa tependen inmeci mi?

Gerard Maintenant, Jakobenler adlı, İletişim Yayınları'ndan yeni çıkan kitabında şöyle diyor:

"Günümüzde her şeyden önce merkeziyetçi hatta kimilerine göre otoriter dolayısıyla da aşağılayıcı ve küçümseyici bir anlam taşıyan Jakoben sözcüğünden türetilmiş aşırı, uygunsuz kullanımı desteklemek söz konusu olamaz. Bununla birlikte... Jakoben ideal on dokuzuncu yüzyıl boyunca cumhuriyetçi, demokrat ve sosyalist bir tepki verme biçimi esinlemiştir." ss.143-144)

Yani Jakobenlik, günümüzde merkeziyetçi ve otoriter bir davranış anlamında kullanılıyor ama, esas olarak, cumhuriyetçi, demokrat ve sosyalist bir tutumu içeriyor.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 15 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional