Kitaplar
Kitapların
ListesiSürekli Yazılar
Kitap Söyleşileri
MEDYA NOTU
EMRE KONGAR
KÖŞE YAZILARINDA YANLIŞLAR VE SAYI TARTIŞMALARI
Her gün gazetelerde düzinelerle köşe yazısı yayınlanıyor.
Bu köşe yazılarının bir bölümünde tarihsel ve toplumsal gerçekler katlediliyor.
Tabii bir bölümünün Türkçesi de çok bozuk.
Aslında sadece köşe yazılarında yapılan yanlışlarla ilgili saptamalar ve yorumlar her gün bir gazete sayfasını doldurabilir.
Ama tabii bunun için bütün köşe yazılarını okumak, yapılan yanlışları saptamak ve doğruları açıklamak gerek.
İnsanın bütün bir gününü alacak kadar zorlu ve uzun bir iş.
Üstelik yararı da tartışmalı:
Kimsenin gerçeğe, doğruya önem verdiği yok ki artık; okur genellikle, yazarın doğru ve gerçek mi yoksa yalan yanlış mı yazdığından çok, kendi görüşlerini ve duygularını yansıtıp yansıtmadığına bakıyor.
Bu yanlışların çoğu, kulaktan dolma bilgiler ve izlenimlerle yazı yazma alışkanlığından kaynaklanıyor.
Bu yazımda pek çok örnekten, (çok belirgin olduğu için) sadece birine işaret etmek istiyorum:
18 Mart 2005 tarihli Sabah gazetesinde "Pardon Galilei" başlıklı makalesinde Altan Tanrıkulu, "Yüzyıllar önce engizisyon Galilei'yi 'Dünya yuvarlak ve dönüyor' dediği için idam etti." diye yazmış.
Oysa bilindiği gibi engizisyon mahkemesi Galile'yi idam etmez, kitabını yasaklar ve göz hapsine alarak zorunlu ikamete tabi tutar.
Aslında Tanrıkulu'nun yazısı idam cezasına karşı olarak yazılmış, doğru çizgide bir makale.
Ama çok önemli bir tarihsel konuda nesnel bir yanlış yaptığı için birdenbire inandırıcılığını, önemini ve etkisini yitiriyor.
Değerli köşe yazarı meslektaşlarımın biraz daha dikkatli olmalarında sayılamayacak kadar yarar var.
Benzer bir yanlış, tarihsel olaylara ilişkin sayılarda da yapılıyor.
Orhan Pamuk 1 milyon Ermeni'yi ve 30 bin Kürt'ü öldürdüğümüz iddiası ile eleştirilere konu oldu.
Gerçekten de Pamuk'un söylediği her iki sayı da çok abartılı idi.
Buna karşılık bazı politikacılar ve köşe yazarları Çanakkale savaşlarında 250 bin şehit verdiğimizi söylediler ve yazdılar; bu sayı abartıldığı için de yine başka bazı köşe yazarları tarafından eleştirildiler.
Şimdi işin asıl can alıcı noktasına geliyorum:
Eleştiri yapan köşe yazarlarımız tarih konusunda, sayılar üzerinde çok duyarlı iseler, her iki konuya da eğilmeleri gerekmez mi?
Oysa bazı yazarların Ermeni ve Kürt ölümleriyle ilgili abartılı sayıları eleştirdiği, buna karşılık Çanakkale şehitlerine ilişkin abartıları görmediği, başka bazı yazarların ise Çanakkale şehitlerine ilişkin sayıları eleştirerek, Ermeni ve Kürt konularındaki abartıları görmezden geldiklerini gözlemledik.
Günümüzde medya nesnelliğini ve dolayısıyla saygınlığını yitirmiş bir görüntü verdiği için bu yazdıklarım sizlere çok önemli görünmeyebilir.
Ama ben yine de kayıtlara geçsin istedim.
