Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

MEDYA NOTU

 

EMRE KONGAR

 

16 YAŞINDA SELİN TELEVİZYONDAN NE BEKLİYOR

 

Televizyon kitleler üzerinde çok etkili olabilen bir iletişim aracıdır. Bu araç doğru kullanıldığında iyi bir eğitim işlevi görür. Ama ne yazık ki özellikle özel TV kanallarının 'rating' uğruna yaptığı düzeysiz programlar yüzünden televizyonlar bir eğitim aracı olmaktan çok uzak.

Gözlerinizi geçmişe kapayıp, bugünü gören bir pencereden bakarsanız eğer, bütün bu star yarışmalarının, 'Biz Evleniyoruz'ların, gelinlerin, çiftliklerin, belki can sıkıntısını gideren ancak başka bir amaca hizmet etmeyen programlar olduğunu anlarsınız.

Bir eve yerleştirilen kamerayla gözetlenen özel yaşamlar özensiz bir resim gibi duruyor:

Renkleri uyumsuz, yeteneksiz ressamların sırf kağıdı doldurmak için çizdikleri resimler gibi...

Biz gençlere ulusal kültürümüzü ve güzel Türkçemiz'i doğru dürüst öğretmekten çok uzak, düzeysiz ve argo sözcüklerle dolu programlar; 'Kim kime ne demiş?...' gibi toplumda hiç hoş karşılanmayan dedikodu türünden söyleşiler ne yazık ki yetmiş milyonun gözü önünde sergileniyor.

Ama bundan da ötesi ve daha acı olan şey, bu programların ana haber bültenlerine konu olması, hatırı sayılır kişilerin ağzından bu programların anons edilmesi. Başrollerinin bir kahramanmışçasına haber olarak sunulması.

Akşam haberlerini açtığımda karşımda bir ses sanatçısı edasıyla kasetinin tanıtımını yapan boş insanlar görmek istemiyorum.

Ben onaltı yaşında, üniversiteye hazırlanan bir lise öğrencisiyim. Zamanımın çok kısıtlı olması nedeniyle televizyon izleme fırsatım çok az. Ancak beni çok yakından ilgilendiren; ülkemle, milletimle ve dünyayla ilgili konulara kayıtsız kalmak istemiyorum. O yüzden akşam haberlerini izlemeye çalışıyorum. Ancak gördüklerim beni çileden çıkarıyor. İzlememek, adını bile telaffuz etmek istemediğim programların, kişilerin ana haber bültenlerinde karşıma çıkmasından rahatsız oluyorum.

'Gözlerinizi geçmişe kapayıp bugüne bakarsanız eğer...' demiştim. Çünkü bundan yaklaşık onbeş yıl kadar önce, yani televizyonun tek kanallı olduğu dönemlerde bu denli ciddiyetsiz programlar yokmuş. İnsanlar bir film ya da belgeseli izlemek için saatlerce beklermiş. Belki de bu yüzden büyüklerimiz televizyon izlerken bir tatminsizlik duyuyor. Bir düşünün bugün kaç programın çıkmasını saatlerce bekliyoruz.

Televizyon izlemek bir kaçış olmamalı gençler için. Eğitici ve düzeyli bir kültür aracı olmalı. Televizyonu açtığımızda karşımda sözde kahramanların yaşamlarını konu alan akşam haberleri yerine daha yararlı şeyler görmeliyiz.

En azından haftada birkaç saat eğitim ağırlıklı programlar hazırlanabilir. Bu programlarda okullarda işlediğimiz bazı konular belgesel niteliğinde daha sürükleyici ve eğlenceli olarak yayınlanabilir. Ya da toplumsal ve yaşamsal önemi olan bazı pratik konular. İlkyardım, trafik ve hatta görgü kuralları bile bence TV kanallarında reklam arası biçiminde de sunulabilir. Neden olmasın?

Hatta güzel Türkçemiz'i yozlaşmaya karşı korumak için düzgün konuşup doğru kullanmaya yönelik programlar da olabilir.

Benim bu duyarlılığımı paylaşacağınızı umuyor, buna hakkım olduğunu düşünüyorum..

Saygılarımla, iyi çalışmalar.

Selin KÖK

Lise 2.sınıf öğrencisi


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 22 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional