Sevgili okurlarım, sizlerden bazen öyle önemli, öyle anlamlı
mektuplar alıyorum ki, gerçekten gözlerim yaşarıyor.
Eşinin itirazlarına karşın, yine de öğretmenlik damarı baskın
gelmiş ve eleştiri mektubunu döşenmiş.
Çok duygulandım ve çok etkilendim. "Oğlak mı, kuzu mu?", "yazılı
basın denir mi?" tartışmalarını haftaya bırakarak, önce mektubun
tamamını yayınlıyorum ve değerli Çelik ailesine en derin saygılarımı
sunuyorum.
"Sayın Emre Kongar, 3 Haziran 2004 günlü yazınızı (Kadir İnanır ve
Özgür Kız Reklamlarındaki Yanlışlar) okuduktan sonra kalemi aldım
elime. Yazacaklarımı (yazınızda gördüğüm anlatım bozukluluklarını)
eşime söyleyince, eşim: 'Ayıp,koskoca profesör'e akıl mı vereceksin?'
dedi. Bunun üzerine yazmaktan vazgeçtim.
Ama bugünkü yazınızdaki çağrınız (Okurlarımdan bu konudaki
düşüncelerini de bekliyorum) üzerine, 'Kadir İnanır ve Özgür
Kız Reklamlarındaki Yanlışlar'daki dil yanlışlarını -hoşgörünüze
sığınarak-değerlendirmek istiyorum:
Önce, çağrınıza uyarak 'yazılı basın'dan başlayayım: 'Basın'
sözcüğü 'yazılı'yı içinde taşıdığı için 'yazılı' sözcüğünü kullanmak
gereksizdir; 'beklenmedik sürpriz', 'hevesli amatör', 'hazır formül',
'yaşanmış deneyim' tamlamalarındaki ilk sözcüklerin gereksiz oluşu
gibi. Çünkü ikinci sözcükler zaten birinci sözcüklerin anlamlarını
taşıyor.Bu bakımdan 'yazılı basın' öbeği yanlıştır; bundan yola
çıkılarak yaratılan 'görsel basın', 'işitsel basın' da öyle... Doğru
söyleyişler şöyle olmalı: yazılı yayın, görsel yayın, işitsel yayın.
Kuşkusuz bunlar sırasıyla şunları anlatır: Gazete ve dergiler,
televizyon, radyo.
Sayın Kongar, 'Kadir İnanır ve Özgür Kız Reklamlarındaki
Yanlışlar'ı sanki dalgın bir anınızda yazmışınız. Sizin bugünkü
çağrınız, eşimin sözünü geçersiz kıldığı için, 'yanlışlar' üzerinde
durduğunuz yazınızdaki 'eksikler'e değinmek istiyorum:
1. 'SON GÜNLERDE YİNE TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK REKLAM VERENLERİNDEN
TURKCELL VE BONUS KART REKLAMLARI ... EKRANLARI KAPLAMIŞ DURUMDA.'
Bu cümlenin öznesi 'SON GÜNLERDE YİNE TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK REKLAM
VERENLERİNDEN TURKCELL VE BONUS KART REKLAMLARI'dır. 'TURKCELL VE
BONUS KART REKLAMLARI' belirtisiz ad tamlaması, 'SON GÜNLERDE YİNE
TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK REKLAM VERENLERİNDEN' ise bunun sıfatıdır.
Cümleye göre, 'TURKCELL VE BONUS KART REKLAMLARI', reklam veren
oluyor. Oysa reklam veren 'TURKCELL VE BONUS KART'tır; reklamlar
değil. Yanlışlık, tamlayan eki kullanmakla giderilebilir:
'...TURKCELL'İN VE BONUS KART'IN REKLAMLARI..' Şu örnekte de benzer
yanlış var: 'İptal edilen seçim tartışması gündemdeki yerini
koruyor.' Burada iptal edilen 'seçim tartışması' değil,'seçim'in
kendisidir.Cümlenin doğrusu şöyledir: İptal edilen seçimin tartışması
gündemdeki yerini koruyor.
2. 'BU REKLAMLARDA ÖNEMLİ BİR FİZİK HATA VAR': Bu cümledeki 'fizik'
ve 'hata' sözcükleri addır. Bu bakımdan 'fizik hata' gibi bir
kullanım yanlıştır. Bu, ya ad tamlaması (fizik hatası) ya da sıfat
tamlaması (fiziki hata, fiziksel hata) biçiminde olmalıydı.
3. 'KADİR İNANIR,... GİYİMİYLE AYNI YANSIMAYI GÖRÜYORUZ.' Burada da
'tamlayan eki' eksikliği var. 'Kimin giyimi?' dediğimiz zaman, yanıt,
'Kadir İnanır'ın' olmalıydı.
4. 'HEM KEÇİ...HEM DE BABA ADININ MUHARREM OLDUĞU ANLAŞILAN KEÇİ
İÇİN...DİYOR.' Virgül eksikliği anlam değişmesine yol açıyor;
'baba'dan sonra virgül olmalı. Çünkü, 'Muharrem'den keçi olmaz.'
diyen 'baba'dır. Oysa cümleden anlaşılan şu: Baba adı Muharrem olan
keçi. Böyle bir ifadenin doğru olduğunu düşünelim: O zaman cümlenin
öznesi ne?
5. 'BU İKİ REKLAMI DA AYNI ŞİRKET YAPMIŞSA, ...DİKKATLİ OLMASI,...
ÖZEN GÖSTERMESİ GEREKİR... DÜŞÜNÜYORUM.' Bu cümlede de 'tamlayan'
eksikliği var. '...dikkatli olması', 'özen göstermesi' gereken ne?
Yanıtı, 'şirketin' olmalı. Bu bakımdan 'biraz'dan önce 'bu şirketin'
eklenmeli.
Sayın Emre Kongar,
Hoşgörünüze sığınarak yazdım bunları. Saygılarımla. Turgut
Çelik. Emekli Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni-Mersin."