Emre Kongar'ın Resmi^* İnternet Sitesi

Makaleler

Articles in English

Gazetemizin yazarlarından Oktay Ekinci mimardır.

Ama onu sadece mimar olarak tanımlarsanız, haksızlık edersiniz.

Çünkü Ekinci'nin toplumsal bilinci, mimarlığını aşmıştır.

Gerçek bir demokrat olan Ekinci, tüm yaşamını, Türkiye'nin tarihsel ve doğal zenginliklerinin korunmasına, kent sorunlarının çözümüne adamıştır.

Bu amaçla, demokrat kişiliğinin de gerektirdiği biçimde, her türlü sivil toplum etkinliğinde, özellikle de meslek odaları yönetiminde unutulmaz hizmetler vermektedir.

Toplumsal varlıklarımızın ve uygar kent yaşamının korunmasına adanmış bir yaşam koşuşturması içinde Ekinci, yazı yazmayı da ihmal etmemekte, Cumhuriyet gazetesindeki günlük yazıları ve zaman zaman yayınladığı kitaplarıyla kamuoyuna yol gösterme görevini elinden geldiğince, dili döndüğünce, kalemi el verdiğince yerine getirmeye çalışmaktadır.

İşte tam yerel seçimler öncesinde Ekinci'nin son kitabı olan İstanbul'un "İSLAMBOL" On Yılı, Mart 1994-Mart 2004 adlı kitabı yayınlandı.

Anahtar Kitaplar Yayınevi tarafından basılan bu yapıtta Ekinci çok güzel bir sunuş yazısı yazmış.

İstanbul'un son on yılında neler olup bittiğini çok iyi özetleyen bu yazının bir bölümünü okurlarımı bilgilendirmek ve tarihe not düşmek için aşağıya alıyorum:

Ekinci, 1994 yerel seçimlerinden 2004 yerel seçimlerine kadar İstanbul'un kesintisiz olarak "dinci-muhafazakar" bir anlayışla yönetildiğine ve bu sürecin İstanbul'u "İslambol" yapmaya dönük olduğuna işaret ettikten sonra şöyle devam ediyor:

"Geçen 10 yıl içinde kentin hâlâ plansız olması; 2 günlük bir kar baskınının bile felakete dönüştüğü bir metropol haline gelmesi ve özellikle 2600 yıllık tarihsel kimliğin belki de en hızla çöküntüye uğradığı bir sürecin yaşanmasıyla birlikte varoş denilen ormanlık ve su kaynaklarıyla donanmış bölgelerdeki imar rantı işgalinin de neredeyse son kalan doğal alanları tüketmeye başlaması, bu dosyamızı bir anlamda belgesele dönüştüren saptamalardan bazıları.

Derlenen örneklerden de görüleceği üzere, İstanbul'u İstanbul yapan hemen tüm çevre ve kültür değerlerini arazi ve inşaat rantına dayalı siyasal örgütlenmeye kurban eden bu çizgi, 10 yılın sonunda kente karşı suçları kitleselleştirerek yeni bir seçimde yine oy istiyor.

Kendinden yana olanlara bu dünyanın ve İstanbul'un cennet değerlerini yağmalayarak kazanç sağlatmayı siyasi güvenceye dönüştürürken, karşılığında da kaçak camileri, Ramazan çadırları ve yasa dışı tarikat külliyeleri ile bütünleşmiş bir İslami yaşam tarzını yaygınlaştırarak, öbür dünyadaki asıl cennetin rehberliğini üstleniyor".

Ekinci'nin kitabını mutlaka okuyun.