Türkçe'nin yozlaşması bağlamında önemli bir soruna değiniyor.
Bir makale mantığında çok güzel yazılmış olan mektubu siz okurlarımla
paylaşıyorum:
"Bildiğiniz gibi Türkçe'deki fiillerin ifade gücü başka lisanlarda
kolayca rastlanmayacak boyutlardadır. Eskiden Bayram Gazetelerinde
'Bayramlaşamadıklarımız' diye bir başlık altında, bir önceki bayramdan
beri aramızdan ayrılmış bulunan tanınmış kişilerin adları bazen de
resimleri verilirdi. Tırnak içine aldığım bu tek kelimenin ifade ettiği
anlamı başka bir lisanda anlatmaya koca bir paragraf gerekebilir.
Bu kıvraklık değişik fiil kiplerinin yerliyerinde kullanılması şartıyla
Türkçe'nin en büyük zenginliğini oluşturmaktadır.
Durum böyleyken bu kiplerden biri gerektiğinden fazla büyüyerek kanser
gibi diğer kipleri kemirip ortadan kaldırmaya yönelmiş durumda. Aşağıdaki
örnekler neden sözettiğimi çok güzel açıklayacaktır.
Bankada danışmadaki görevlinin sözleri: 'Buradan bir numara alıyorsunuz
ve şurada oturup bekliyorsunuz.' Güzel Türkçe'ye tercümesi: 'Buradan bir
numara alınız ve şurada oturup bekleyiniz.'
Emir kipi nezaketsizlik değildir, gerektiği gibi kullanılırsa.
Cümleyi bir 'lütfen' ile bitirmekle nezaket derecesi daha da
arttırılabilir.
Birine yol soruyorsunuz; aldığınız yanıt: 'Doğru gidiyorsunuz sonra
sağa (ya da sola) dönüyorsunuz, vs.'
Bazıları daha da ileri gidiyor. Birine kalkıp yerinizi vermeye
yelteniyorsunuz. Aldığınız yanıt: 'Kalkmıyorsunuz efendim, rahatsız
olmuyorsunuz.' 'Kalkmayın efendim, rahatsız olmayın' demek istiyor.
TV Yarışmalarından dilimize yadigar kalan bir yozlaşma; 'Şimdi
mikrofona yaklaşıyorsunuz ve bize adınızı söylüyorsunuz' gibi saçma
sapan ifadeler.
Bu Şimdiki zaman kipinin Emir kipini yiyip bitirmesi.
Geniş zaman kipi de iyice kemirilmiş durumda. İnsanlar artık 'Teşekkür
ederim', 'Rica ederim', 'Saygılarımı sunarım', 'Gözlerinden öperim'
demiyorlar.
Şimdiki zaman kipi her derde deva. Çoğu zaman züppe bir tavırla
'Öpüyooorum' diyerek.
Aslında Şimdiki zaman kipi öteden beri kuvvetliydi. Gelecek zaman
ve Geçmiş zaman kipleri yerine de kullanıldığı olurdu. Ama bu daha
çok bir anlatım yolu olmaktan öteye gitmezdi. 'Yarın akşam dönüyorum'
gibi bir söyleyiş çok batmazdı. 'Çocuk camı kırıyor, babası da akşam
işten gelince onu bir güzel azarlıyor' tümcesi olayın geçmişte olduğunu
anlatırdı.
Fakat bu yeni yozlaşmalar yakında Türkçeyi sadece tek bir fiil
zamanı ile kullanmamıza neden olacak gibi geliyor bana. İşin kötüsü
bu yozlaşmadan kimsenin sözetmemesi. Bazen düşünüyorum acaba bir tek
ben miyim bu konuda tasalanan."
Hayır sevgili okurum, bu konuda tasalanan bir tek siz değilsiniz.
Pek çok okurum da bu konuda çok kaygılı.
Bana da bu kaygıları ve tasaları dile getirmek düştü.