Kitaplar Sürekli Yazılar Kitap Söyleşileri |
MEDYA NOTU
EMRE KONGAR
ŞEHBENDER SOKAĞINA BİR ŞEYH ARANIYOR!
Sevgili okurlarım, İstanbul bir hazine. Doğasıyla, tarihiyle, kültürüyle dünyada bir eşi daha olmayan bir hazine. Cumhuriyet okurları bu hazinenin değerini bilen, onu koruyan ve yücelten bir kesim. İstanbul'un bir "sengine" (taşına) tüm Acem mülkünü feda eden ünlü şairimiz Nedim'in söyledikleri bir yana, gerçekten de bu benzersiz kentin her taşının altında, her evinde, her sokağında türlü güzellikler, çeşitli serüvenler ve pek çok öykü var. Alalım şu küçük Şehbender sokağını. Beyoğlu'nda, Asmalı Mescit sokağına koşut, küçücük, kendi halinde bir sokaktı Şehbender sokağı. Üzerinde, bizim yemek ve lokanta uzmanımız, değerli köşe yazarı arkadaşımız sevgili Ali Sirmen'in deyimiyle "son derece zarif" bir de içkili lokanta vardı Şehbender adında. Esin Şerbetçi adında bir hanımın yönettiği bu lokantada bir yemek yiyen bir daha orayı unutamıyordu. Ben bu lokantaya gitmedim, tabii orada yemek de yemedim. Bu bilgileri Ali Sirmen'den naklen aktarıyorum. İşte bu Şehbender sokağı, İstanbul kültürünün ortasına bomba gibi düştü bugünlerde. Çünkü belediyeyi ele geçiren dinci eğilimli politikacıların himmetiyle sokağın adı Şeyh Bender olarak değiştirildi. Şehbender lokantasını bilmiyorum ama Şehbender sokağı ve bu sokağa adı verilen Şeyh Bender hakkında yakında uzman olacağım. Bu sokağın hemen yanındaki bir sokakta doğan değerli araştırmacı ve arşivci Behzat Üsdiken'e göre sokağın adının tarihi 1800'lere kadar uzanıyordu. Sokağa, köşesinde bulunan Alman Konsolosluğu'ndan esinlenilerek "konsolos" anlamına Şehbender adı verilmişti. Sokak neredeyse iki yüzyıl bu isimle yaşadı. 1990'larda adı Şeyh Bender olarak değiştirilince, konuyla ilgili olanlar bu Şeyhi aramaya başladı? Kimdi bu Şeyh Bender acaba? Üsdiken bunu da araştırır ve ne bir ülke, ne de bir tarikat bulur. Sadece İran'da adı Bender olan birkaç liman kenti vardır. Bu noktadan sonra devreye öteki Cumhuriyet okurları giriyor. Değerli okurlarımızdan Sezai Oktay, "Bender" sözcüğünün Farsça'dan Osmanlıca'ya geçtiğini, Üsdiken'in söylediği gibi "bandar" diye değil, "bender" diye okunduğunu ve "liman" anlamına geldiğini belirtiyor. Şehbender sokağının ismi Şeyh Bender olarak değiştirildiğine göre, bu bilgiler çerçevesinde artık yolumuz aydınlanmış, limanlarla ilgili bir şeyh aramamız gerekliliği ortaya çıkmıştı. Ben hemen denizle ilgili bir tarikat veya bir şeyh aramaya başlamıştım ki, değerli araştırmacı Türker Acaroğlu telefon etti ve Bender'in bu günkü Moldova'da bulunan, Dinyepr nehri kıyısında bir kale olduğunu, İsveç kralı Demirbaş Şarl'ın Ruslara yenildikten sonra, Osmanlılara bu kalede iltica ettiğini, hatta kaleyi çok beğenip, eteklerinde bir de köşk inşa ettirdiğini söyledi. Biliyorsunuz, Demirbaş Şarl'ın masraflarının hangi bütçe kaleminden karşılanacağı konusunda Osmanlı maliyesinde sorun çıkmış, sonunda bu harcamaların bütçedeki "demirbaş" kaleminden karşılanmasına karar verilince kralın adı "Demirbaş Şarl" kalmıştı. Böylece işler iyice karıştı: Denizle, limanlarla, gemicilikle ilgili bir şeyh mi arayacaktık, yoksa kara savaşı ve kale ile ilgili bir şeyh mi? Benim bilgilerim artık yetersiz kalmış durumda. Geçen hafta çağrı yaptığım, sokağın ismini değiştiren resmi makamlardan hiçbir açıklama yok. Siz okurlarımdan yardım istiyorum. Kimdir bu Şeyh Bender? Yerde midir, gökte mi; karada mıdır denizde mi? Lütfen İstanbul'un kültürüne olmasa bile "Kent efsanelerine" bir katkıda bulunun! Yanıtlarınızı bekliyorum. |
Tweet |
Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.
Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta
Son güncelleme tarihi 30 Eylül 2024