Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

MEDYA NOTU

 

EMRE KONGAR

 

TRT GENEL MÜDÜRLÜĞÜ VE F KLAVYE

 

 

TRT Genel Müdürlüğü, TRT'nin tekel olduğu dönemlerde bugünkünden çok daha önemli bir makamdı:

Tüm Türkiye'nin kamuoyunu oluşturan büyük bir televizyon gücünü elinde tutardı TRT.

Süleyman Demirel bir keresinde, sırf TRT'yi denetleyebilmek için iktidarı istediğini ifade etmişti.

Dolayısıyla TRT Genel Müdürü de bu büyük gücün sahibi olarak son derece önemli bir insandı.

1950-1960 döneminde iktidar olan Demokrat Parti, muhalefette iken verdiği bütün sözlere karşın, demokratikleşmeyi geliştireceğine geriletirken, o dönemin en etkili kamu iletişim aracı olan devlet radyosunu da kendi siyasal çıkarlarının borazanı haline getirmişti.

İktidarının son demlerinde, halkı etkileyebilmek için "Vatan Cephesi" adıyla, Demokrat Parti örgütünün dışında "sözde" bir "geniş cephe" oluşturmuştu.

Ankara ve İstanbul radyoları, ortak yayın yaptıkları saat 19 haberlerinde, "Vatan Cephesine" geçenlerin isimlerini okurdu.

Halkı etkileyebilmek için bu listeler çok uzun tutulur, "fısıltı gazetesi" ise okunan bu isimlerin bir bölümünün uydurma olduğunu, hatta bazı vatandaşların sırf iktidarın bu tutumu protesto etmek için kedi ve köpeklerinin isimleri ile "Vatan Cephesine" geçtiklerini bildiren telgraflar çektiklerini kulaktan kulağa yayardı.

"Radyo Gazetesi" saatinde ise Mümtaz Faik Fenik kendi yazdığı metinleri okur ve yorumlarıyla tam bir Demokrat Parti propagandası yapardı.

Tabii bu "Radyo Gazetesi" ve "Vatan Cephesine katılanlar listesinin haber bültenlerinde okunması" olayları, genelde zaten Demokrat Parti propagandası olarak hazırlanan haber bültenlerine ilave oldukları için, halkın sabrını iyice taşırır ve olumlu olmaktan çok olumsuz sonuç verirdi.

Demokrat Parti'nin diktatörlüğüne karşı yapılan 27 Mayıs 1960 askeri darbesinden sonra hazırlanan ve dünyanın en demokratik anayasalarından biri niteliğini taşıyan "1961 Anayasası" Türkiye radyolarını da "özerk"bir yapıya kavuşturmuştu.

Televizyonun kurulmasıyla, daha da önem kazanan bu özerklik, 1961 Anayasası'nı "hacamat eden" 12 Mart 1971 darbesine kadar sürdü.

12 Mart darbesinden sonra kısıtlanan ve sınırlanan TRT'nin özerkliği, 12 Eylül'den sonra yapılan 1982 Anayasası ile iyice kuşa çevrildi.

Ama yine de "dostlar alışverişte görsün" hesabı, "suretâ" da olsa, 1982 Anayasası bile bir tür özerklik verdi TRT'ye.

İşte şimdi AKP iktidarının baskısı ile görevinden istifa eden eski Genel Müdür Yücel Yener'in yerine yeni bir genel müdür atanacak.

Genel müdür olmak üzere başvuranlar arasında değerli televizyoncu Hulki Cevizoğlu gibi pek çok ünlü ve tarafsız aday elenerek, hükümete sunulan üç isim AKP'ye yakın kişiler arasından belirlendi.

Bakalım, hükümet kimi atayacak yeni genel müdür olarak?

Hiç kuşkusuz bu atama da AKP iktidarının devletin denetleme (ele geçirme) planlarının bir parçasını yansıtacak.

Gelelim, benim "F" klavyeli dizüstü bilgisayar arama serüvenine.

Ne yazık ki bu serüven de hüsran ile sonuçlandı.

Piyasada hiçbir yerde (benim kullanmasını pek bilmediğim Macintosh'un Apple marka bilgisayarı hariç) "F" klavyeli dizüstü bilgisayar satılmıyor.

Şimdi zorunlu olarak bir "Q" klavyeli bilgisayar alıp bunu oğlumla birlikte ya IBM ile Erokom şirketlerindeki dostların sağladıkları arkası yapışkan çıkartma harfleri kullanarak ya da tuşların yerlerini değiştirmeye çabalayarak "F" klavyeye dönüştüreceğiz.

Bu ne biçim ülkedir ki, TSE'nin standart olarak belirlediği klavye piyasada bulunmaz?

Bu ne biçim "serbest piyasadır" ki, ülkenin ulusal standartlarının gerektirdiği ve zorunlu olması beklenen ürün türü yerine uyduruk bir klavye satılır sadece.

Tabii sadece Anayasaya yazmakla da "Hukuk Devleti" olunamıyor.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 25 Mart 2024

Valid HTML 4.01 Transitional