Kitaplar Sürekli Yazılar Kitap Söyleşileri |
MEDYA NOTU
EMRE KONGAR
SADDAM'I VE F KLAVYELİ DİZÜSTÜNÜ ARARKEN
Sevgili okurlarım, bugün sizlere birbiriyle ilişkisi olmayan iki ayrı konuda iki farklı "arama" öyküsü aktaracağım. Birinci öykü, Hürriyet ve Sabah gazetelerinin aktardığı biçimde, Amerikalılar'ın Saddam'ı arama öyküsü. İkinci öykü, hiç de birinciden daha kolay olmayan bir başka arama öyküsü: Benim, satın almak üzere, F klavyeli bir dizüstü bilgisayar aramam. Her iki öykü de çok eğlenceli. Hani "Güleriz ağlanacak halimize" derler ya, o türden. Önce birinci öyküyle başlayalım: 12 Nisan 2003 Cumartesi günü, Hürriyet ve Sabah gazetelerinde Amerikalılar'ın Irak'lı yöneticileri ararken kullandıkları ilginç bir yöntem haberi vardı: Habere göre, Amerikalılar, üzerlerinde aranan Irak'lıların fotoğraflarının yer aldığı iskambil kağıtları üretmişler ve bu kağıt destelerini askerlerine dağıtmışlardı. Böylece, her asker, aranan kişileri belleğine iyice yerleştirecek ve bir yerde karşılaşırsa hemen tanıyacaktı. Buraya kadar öykü son derece ilginç: Sadece Amerikan pragmatizmini değil, aynı zamanda askerlere verilen bireysel sorumluluğu da yansıtıyor. Ama bundan sonrası daha da ilginç: Anlaşılan Amerikalılar 52 kağıtlık desteye, üç de joker ekleyip, 55 kişinin fotoğrafını dağıtmışlar. Fakat Saddam, Hürriyet'e göre Maça Ası, Sabah'a göre ise Kupa Ası. Sabah, Maça Ası'nın Tarık Aziz olduğunu belirtmiş; Hürriyet'e göre ise, Tarık Aziz, Maça Sekizlisi. Her iki gazete de, iskambil kağıtları üzerindeki fotoğrafları sayfalarına taşımış: Sabah'ın fotoğrafları iskambil kağıdı mantığına daha uygun, tüm kağıdı kapsıyor; Hürriyet'in fotoğrafları ise, iskambil kağıtları üzerine çizilmiş küçük çerçeveler içinde yer alıyor. Hangisini gerçek olduğunu anlamak olanaklı değil. Belki de Amerikalılar birden çok seçenek kullandılar ve her iki deste de gerçek. Ya da her iki haberin de görsel ögeleri uydurma, Sabah'taki arkadaşlar poker mantığına göre Kupa Ası'nı yakıştırmışlar Saddam'a, Hürriyet'teki arkadaşlar ise, briç mantığına göre Maça Ası'nı. (Biliyorsunuz, pokerde en üstün renk kupa, briçte ise maçadır.) Bu arada dizüstü bilgisayarım, talihsiz bir biçimde, tamir için yolladığım yerden çalındı. Ben de yeni bir dizüstü bilgisayar aramaya başladım. Tabii F klavye. Çünkü F klavyede, bakmadan on parmak, yazmaya alışmışım. Çalınan bilgisayarım, oğlumun arkadaşları tarafından F klavyeye dönüştürülmüş bir IBM idi. Daha önceleri Compaq'ın F klavyeli bilgisayar ürettiğini bildiğim için oraya başvurdum, sonuç olumsuz; F klavyelerin imalatı (ithalatı) durdurulmuş. Arçelik, bir Türk firması olarak yeni bilgisayarlar çıkardı piyasaya. Büyük bir umutla onları aradım. Heyhat!? Arçelik de bir Türk firması olarak ürettiği dizüstü bilgisayarlarda, "standart Türk klavyesini" kullanmamış. IBM sipariş üzerine yapıyormuş diye bir haber geldi. Hemen heyecanla onları aradım, ne yazık ki haber doğru değilmiş. Yani Amerikalıların Saddam'ı aramaları ile benim F klavyeli bir dizüstü bilgisayar aramam şu sıralarda aynı derecede umutsuz görünüyor. Hatta bana sorarsanız, Amerikalılar benden daha şanslı. |
Tweet |
Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.
Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta
Son güncelleme tarihi 2 Aralık 2024