Emre Kongar'ın Resmi^* İnternet Sitesi

Makaleler

Articles in English

Cumhuriyet'in, sermaye girişini sağlamak için yeniden yapılanmasını anlatırken, "Cumhuriyet satıldı, satılıyor" gibi haberlerin aslında Holding'in hisseleriyle ilgili olduğunu, bu hisselerin satışlarının ise gazetenin haber ve düşünce yapısına etkisi olmadığını belirtmiştim.

Holding'in hissedarları arasında, çalışanlara ve okurlara ek olarak büyük sermaye sahipleri de var.

Cumhuriyet, hiç bir komlekse kapılmadan, isim hakkının ve bağımsızlığının Cumhuriyet Vakfı'nın koruması altında olduğunun bilinci ile Yenigün Holding'ten hisse almak isteyen herkese kapılarını açmıştı.

Geçenlerde yapılan Cumhuriyet Vakfı Danışma Kurulu toplantısında İlhan Selçuk, uzun bir konuşma yaptı ve Vakfın danışma kurulu üyelerini çeşitli konularda bilgilendirdi.

Bu konuşmada holdingteki ortaklarımız hakkındaki son bilgiler de vardı. Şimdi bunları siz okurlarımla paylaşmak istiyorum:

1. Vakıf, Holding içinde değişmez ve imtiyazlı olarak yüzde 10 hisseye sahiptir.
2. Holding, Cumhuriyet Gazetesi'ni yayınlayan Yeni Gün Haber Ajansı'nın mali işlerini koordine eder, hiç bir şekilde yayın politikasına karışmaz.
3. Cumhuriyet Gazetesi'nin yayın ilkelerinin uygulamasını Yayın Kurulu yapar. Yayın Kurulu Vakıf tarafından atanmıştır ve bu konudaki tek yetkilidir.
4. Holding'in yüzde 10'u Vakfa ait olan imtiyazlı hisselerinin dışındaki dağılımda, bir ikinci yüzde 10 da Cumhuriyet okurlarına aittir. Bu kişilerin sayısı 240'tır.
5. Holding hisselerinin yüzde 20'lik bir bölümü Kasım 2000 tarihinde Günay Çapan'a satılmıştır.
6. Son günlerde ikinci bir yüzde 20 hisse de Park Grubu'na satılmıştır.

İlhan Seçuk'un yaptığı konuşmada verdiği resmi bilgiler böyle.

Şimdi resmi bilgiler içinde yer almayan ve bazıları muhtemel gelişmelere ilişkin olan üç bilgi daha vereyim:

1. Doğan Grubu da Holding'te üçyüzbin dolarlık hisse almak istemiş, bunun ellibin dolarını ödemiş, sonradan hisselerini bu miktarla sınırlı tutma eğilimi göstermiştir.
2. Günay Çapan hisselerini devretme eğilimindedir.
3. Holding yeni ortaklar aramakta ve çeşitli sermaye gruplarıyla temaslarını sürdürmektedir. Temas sürdürülen gruplar ve kişiler arasında Çukurova grubuna mensup olanlar da vardır.

Sevgili okurlarım görüldüğü gibi, Cumhuriyet kurduğu üçlü yapı ile hem ekonomik krizi atlatma başarısını göstermekte hem de haber ve düşünce bağımsızlığını korumaktadır.

Holding hisseleri ise isteyen herkese açıktır.

Şimdi gelelim, yedi haftadır sürdürdüğüm medyanın yeniden yapılanma tartışmasının sonuçlarına:

1. Geçtiğimiz dönemde medya ile siyasetçiler arasındaki kirli ilişkiler her iki tarafın da zararına olmuştur.
2. Bu dönemde siyaset-medya ilişkilerine ek olarak, medyada tekelleşme eğilimlerinin de ortaya çıkması, Türkiye'de hem özel teşebbüsü hem de demokrasiyi tehdit eder boyutlara ulaşmıştır.
3. Bugünlerde hem medya-politikacı ilişkileri hem de tekelleşme eğilimleri duraksamış görünmektedir.
4. Akıllı politikacı, medya ile kirli ittifak kurmaz.
5. Akıllı medya patronu, politikacı ile kirli ittifak kurmaz, tekel olmaya çalışmaz.

Sonuç olarak tabii ki Türkiye'de medya yeniden yapılanabilir.

Ama bu yeniden yapılanma tek taraflı değil, bir ayağında medyadaki sermaye, öteki ayağında politikacılar olan ikili bir çabaya muhtaçtır.

Son yıllarda ülkemizin başından geçen büyük bunalımlardan her iki tarafın da ders aldığını ve Türkiye'deki medyanın da siyasetin de geliştirmekte olduğumuz demokrasimize layık bir biçimde yeniden yapılanabileceklerine inanıyorum.

Dilerim beni gereğinden fazla iyimser bulanlar haklı çıkmazlar.