Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

MEDYA NOTU

 

EMRE KONGAR

 

ERGUN BABAHAN'IN YAZDIKLARI

 

 

Sabah Gazetesi'nin Genel Yayın Müdürü Ergun Babahan 19, 20 ve 21 Ekim 2002 tarihlerinde medya ve siyaset üstüne üç yazı yayınladı.

Medya savaşlarını izleyen değerli okurlarım mutlaka farkındadırlar: Son günlerde Aydın Doğan'ın gazete dağıtım tekelinin Ciner-Karamehmet ikilisi tarafından kırılması bu savaşları doruk noktasına taşıdı ve her üç grubun gazeteleri birbirlerine veryansın etti.

Hürriyet Gazetesi bir süredir, Türkiye'de batık bankaların öykülerini yayınlayarak, bu bankaların içlerinin nasıl boşaltıldığını ve halkın üzerine milyarlarca dolarlık bir yükün nasıl aktarıldığını anlatıyordu.

Akşam Gazetesi de Doğan grubunun Poaş hisselerinin değerlerini düşürerek küçük yatırımcıyı zarara soktuğunu öne sürdü.

Büyük holdingler ve bankalar ile gazeteler ve televizyon kanallarının mülkiyet ilişkisinden dolayı medya savaşları, banka ve holding savaşları haline dönüşmüştü.

Babahan ilk yazısının başına bir not koyarak, yazacaklarının Hürriyet'in yazı dizisinin değerlendirilmesini ve kendilerinin gazetecilik anlayışlarının açıklanmasını kapsayacağını duyurdu.

Nitekim üçüncü yazısında, Hürriyet'in yazı dizisinin aslında Mehmet Emin Karamehmet, Halis Toprak ve Dinç Bilgin'i cezalandırmak için hazırlandığını ve 'Bize yakın batıklar bize karşı batıklar' felsefesinin bir ürünü olduğunu söylüyordu.

Hürriyet'in niyeti ne olursa olsun, batık bankaların öykülerinin kamuoyunun dikkatine sunulmasının çok önemli bir gazetecilik görevi olduğu görüşündeyim.

Fakat Babahan bu üç günlük yazı dizisinde, medya ve medya ile siyaset ilişkileri üzerine son derece cesur ve çok doğru saptamalar yaptı.

Son çıkan "Demokrasi ve Vampirler" adlı kitabımda ileri sürdüğüm görüşlerle hemen hemen tam çakışma halinde olan bu saptamaların bir bölümünü sizlerle paylaşmak istiyorum.

Önce 19 Ekim 2002 Cumartesi günkü yazıdan alıntılar:

"Türkiye'de şu anda itibar düzeyi en düşük iki kurum siyaset ve medyadır."

"Bu henüz yeterince gelişip yerli yerine oturmamış demokrasimiz açısından alarm zilleri çaldıracak bir tablodur."

"Bugün Türkiye'de gazetecilik de siyaset de itibar katsayısı düşük olan iki meslektir."

"Ekonomide ve zenginliğin dağıtımında merkezi otoritenin rolü ciddi olarak etkinliğini sürdürmektedir."

"Ankara'ya, iktidara yakın olmak kısa yoldan köşeyi dönmenin en etkili yoludur."

"İktidar, ekonomideki ağırlığını kullanarak özel sektörün kendi iç sorunlarında bile müdahil bir rol oynayabilmektedir."

"Türkiye, maalesef adalet sistemi köhnemiş, siyaset kurumu yozlaşmış bir ülkedir."

"Siyasetçi böyle bir tabloda pervasızca zenginlik dağıtabilmiş, kendisi de bundan payını rahatlıkla alabilmiştir."

"Türkiye'de büyük medya yeterli sermaye birikimi, reklam geliri ve tiraj olmaması nedeniyle, ayakta kalabilmenin yolunu devlet üzerinden zenginleşmede bulmuştur."

"Elektrik dağılım ihaleleri, kelimenin tam anlamıyla skandaldır. Çünkü zamanın iktidarı, bunu basın kuruluşları arasında gücüne göre dağıtmıştır."

"Medya gücü, Ankara'nın bol keseden dağıttığı zenginlikten en büyük payı almanın en güçlü silahı haline gelmiştir."

"Medya bunun karşılığında ... avantasını alıp denetim görevinden vazgeçmiştir."

"Bu ilişki daha çok merkez sağ partiler ANAP ve DYP üzerinden gerçekleşmiştir ama SHP ve CHP'nin de bu sürece ciddi katkıları vardır."

"Sonuç ortadadır: Merkezi çökmüş bir demokrasi, tirajı ve inandırıcılığı çökmüş bir medya."

Türkiye'nin en çok satılan gazetelerinden birinin Genel Yayın Müdürü olan Babahan büyük bir cesaretle siyasetimizin ve medyamızın kokuşmuşluğuna neşteri vurmuş.

Üstelik Sabah da, el konulan Etibank'la aynı gruptadır.

Öteki saptamalarından alıntılar haftaya.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 15 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional