Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

MEDYA NOTU

 

EMRE KONGAR

 

"HER HÂLÜKÂRDA" NASIL YAZILIRMIŞ?

 

Sevgili okurlarım, ne yazık ki ben de sık sık dil yanlışları yapıyorum.

Allahtan Cumhuriyet okurları hemen uyarıyorlar da, hem kendimi düzeltmek hem de herkesi bilgilendirmek fırsatı buluyorum.

Bu kez, nedense konuşmalarımda ve yazılarımda çok kullandığım "her hâlükârda" deyişi üzerinde durmak istiyorum.

Bu deyişi neden çok kullandığımı bilmiyorum.

Büyük bir olasılıkla, bir anlamda bir pekiştirmeyi ifade ettiği ve ben hem yazarken hem de konuşurken pekiştirmelerden hoşladığım için bu sözleri sık sık kullanıyorum.

Geçtiğimiz Pazartesi gününe dek, bu deyişi "her hâl-ü kârda" diye yazar ve söylerdim.

Geçen Pazartesi günü Aydınlanma sütununda yazdığım makalede ise, "her hâl-i kârda" diye kullandım.

Çünkü sevgili dostum, Aydın Sami Güneyçal, son günlerde "Türkçenin Şikayeti Var" ismiyle yayınladığı kitapta, "her hâl-ü kârda" biçimindeki imlanın yanlış olduğunu belirtiyordu.

Pazartesi günkü yazımda deyişin doğrusunu yazmaya ve bugün okuduğunuz bu yazıda da olayı sizlerle paylaşmaya karar verdim.

Bugünkü yazının başına oturduğumda, elime Güneyçal'ın kitabını alıp, ilgili sayfayı açtım ve başımdan aşağı kaynar sular döküldü:

Çünkü Güneyçal'ın eleştirisini yanlış hatırlamışım ve Pazartesi günkü yazıyı kendimi tekrar denetlemeden yazdığım için ikinci bir yanlış daha yapmışım.

Neyse şimdi Güneyçal'ın kitabından öğrendiklerimi sizlerle paylaşayım:

"Her hâl ü kâr" Farsça kuralla oluşturulmuş bir isim tamlaması değil. Bu nedenle de tamlama işareti olarak kullanılan kısa çizginin (-) burada yeri yok. Aradaki "ü" harfi ise bir ismin belirtme durumu eki ya da üçüncü kişi iyelik eki değil. "Ve" anlamına gelen bir bağ edatı, bir bağlaç. Eski adıyla "atıf vavı".

Böylece doğru imlâ, ya bitişik olarak "her hâlükârda" ya da ayrı olarak "her hâl ü kârda" biçiminde.

Bu vesile ile, ilk "a"nın uzun, ikinci "a"nın ise ince olduğunu bir kez daha anımsatalım.

Sevgili dostum Aydın Sami Güneyçal için de bir iki söz söylemek isterim.

Ben Aydın Sami beyi 1960'lı yıllarda, Ankara'da Kızılay'daki Kocabeyoğlu pasajında eski ve ucuz kitap satan bir tezgâhın önünde tanıdım.

Kısa zamanda, çocuklarımla her Cumartesi yaptığımız pazar alış-verişi, sinema ve kitapçı gezilerinin vazgeçilmez bir durağı oldu.

Daha sonra, aslında bir kitap dağıtıcısı olduğunu öğrendim.

Dostluğumuz ilerlerken, Aydın Sami Bey'in de işleri gelişti.

Kitap dağıtımı işini genişletti. İzmir Caddesindeki Öztuğ pasajının altına taşındı.

Artık merdiven altındaki küçücük dükkanı oğlum ve ikiz kızlarımla her Cumartesi hem çay içtiğimiz hem de piyasa fiyatlarından biraz daha ucuza kitap aldığımız, bu arada edebiyat dedikoduları yaptığımız bir uğrak yeri olmuştu bizim aile için.

Ünlü Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Sözlük'ün yazarı Ferit Devellioğlu ile de onun dükkanında tanışmıştım.

Aydın Sami bey, Devellioğlu'nun sözlüğünün yayın haklarını satın almıştı.

Devellioğlu'nun ölümünden sonra yıllarca sürdürdüğü çok titiz bir çalışma ile bu sözlüğe yeni maddeler ekledi.

Basım işi için uğraştı, didindi, Arapça kullanan bilgisayarlar, matbaalar buldu.

Sonunda Osmanlıca-Türkçe konusunda gerçek bir hazine ortaya koydu.

İşte bütün bu çalışmaları sırasında, entellektüel merakının dürtüsüyle, medyadaki Türkçe yanlışlarına da eğildi.

Sözünü ettiğim son kitabı gerçekten ikinci bir hazine:

Hem medyadaki yaygın yanlışları hem de bunların doğrularını, alfebetik olarak sınıflamış.

İsteme adresi: Aydın Kitabevi, İzmir cad. 13/52 Kızılay Ankara. Tel.0312 2302759.

Her aydının evinde ve hatta elinde bulunması gereken bir kitap.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 22 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional