Emre Kongar'ın Resmi^* İnternet Sitesi

Makaleler

Articles in English

Değerli okurlarım, eskiden gazetecilik bir genel kültür mesleği idi.

Geniş bir genel kültür sahibi olan muhabirler ve yazarlar, ülke ve dünya olaylarını sadece güncel olarak izlemekle kalmaz, hemen hemen her olayın geçmişini, dünya ve ülke çerçevesindeki önemini de bilir ve değerlendirmelerini ona göre yaparlardı.

Şimdi bir genel kültürsüzleşme süreci tüm topluma egemen.

Geçenlerde, televizyonda yayımlanan bilgi yarışmalarından birinde, bir üniversitede felsefe dalında öğretim üyesi olan bir kişi, Everest'in Asya kıtasında olduğunu bile bilemedi.

Everest ile Felsefe'nin ne ilgisi var demeyin.

Dünyanın en yüksek dağının bulunduğu kıtayı bile bilemeyecek denli genel kültürden yoksun biri, bilimlerin değerlendirilmesine ve sentezine dayanan Felsefe konusunda hangi alt yapı ile düşünce üretebilir ki?

Her neyse, söylemek istediğim, bütün toplumu ve bu arada tabii ki üniversitelerimizi de etkileyen kültürsüzleşme sürecinin medyada da çok acıklı yansımalarının ortaya çıktığı.

Medya, üniversiteler gibi doğrudan eğitim yapmamakla birlikte, haber ve bilgi aktardığı için, buradaki kültürsüzlüğün sonuçları, aynen üniversitelerdeki sonuçlar gibi, dönüyor ve kendisini üreten kültürsüzleşmeyi daha da güçlendiriyor.

Geçtiğimiz Pazar günü bu kültürsüzlüğün çok ilginç bir örneğini, Putin-Bush buluşması hakkındaki bir haberi iki farklı biçimde veren Sabah ve Milliyet gazetelerinde gördük.

Olay çok kısaca şöyle:

Putin, havyar da ikram edilen akşam yemeğinde Bush'a dönüp "Bu havyarı, mersinbalığından çıkarıyoruz. Balığı yakalıyor, bıçakla karnını deliyor ve içinden havyarı çıkarıyoruz. Sonra da balığın karnını dikiyor ve yeniden Volga Nehri'ne bırakıyoruz" demiş.

Bunu şaka sanan bütün Amerikalılar gülmüş. Sadece olayı anlamaya çalışan ve Putin'i ciddiyetle dinleyen Bush hariç.

Putin olaydan sonra, "Bush dışında bana inanan olmadı" demiş.

Olayı Sabah, "SAZAN BUSH!" başlığıyla vermiş ve Putin'in sözlerini espri diye niteleyerek, "Bush da ona inandı" demiş.

Sabah, haberin kaynağını belirtmemiş.

Milliyet, haberi "Bush'u 'geç anlama' özelliği kurtardı" başlığıyla vermiş ve herkesin Putin'in sözlerini şaka sanarak kahkahalarla güldüğü bir ortamda Bush'un ciddi ciddi Putin'i dinlediğini belirterek, "...kendisini (Putin'i) sadece olayı anlamaya çalışan Bush ciddiye almış gibi oldu" demiş.

Milliyet, haberin kaynağı olarak Moskova muhabiri Cenk Başlamış'ı göstermiş.

Milliyet'in haberinde, Sabah'ta olmayan bir öge daha var:

Putin, "Ben bunları Rusya'da çevreye verilen önemi göstermek için anlatmıştım" demiş.

İşin hoş tarafı, Putin'in anlattıkları doğru.

Yani Milliyet'in yaklaşımı doğru, Sabah'ın yorumu yanlış.

Gerçeği, inanılmayacak kadar abartılı bulan ve bunu şaka sanarak kahkahalarla gülen Amerikalılara mı, yoksa, onlarla aynı cehaleti paylaşan ve Bush'a "sazan" diyen bizim meslektaşlara mı üzüleceğiz bilmem.

Üniversitelerimizden medyamıza kadar gırtlağımıza kadar cehalete batmış durumdayız.

Daha da kötüsü bu "genel cehaleti", üniversitelerimiz ve medyamız aracılığıyla yaygınlaştırıyoruz.