Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

MEDYA NOTU

 

EMRE KONGAR

 

HİKMET ÇETİNKAYA VE MEHMET FARAÇ

 

Sevgli okurlarım, bugün size iki kitaptan söz etmek istiyorum aslında.

Ama daha önce, bu kitapların yazarları hakkında bir iki şey yazacağım.

Her ikisi de Cumhuriyet ailesi mensubu olduğu için siz bu kişileri tanıyorsunuz.

Hikmet Çetinkaya'yı daha iyi, Mehmet Faraç'ı daha az.

Çünkü Hikmet Çetinkaya hem Cumhuriyet'te sütun sahibi hem de gazetenin yönetimine uzun yıllarını vermiş bir yönetici.

Mehmet Faraç ise şu anda Cumhuriyet'in Yurt Haberleri şefi, kendi yazdıklarından çok, ülke çapındaki muhabir ağından aldığı haberleri okuyorsunuz gazetede.

Hikmet Çetinkaya ömrünü Cumhuriyet'e adamış bir gazeteci-yazar.

Gazetede onu sürekli olarak bir köşeye çekilmiş, el yazısı ile yazdığı makalesini kaleme alırken görürsünüz.

Dördüncü kattaki odasını kullanmaz pek.

Bazen bir odada, bazen de koridorda, bir iskemleye ilişerek, kimi zaman kucağında, kimi zaman bir masa köşesinde yazar yazısını.

Çünkü onun için, gazetenin gürültüsünü kulaklarında duymak, yüreğinde hissetmek, yazıişleri ile servisler arasındaki bitmez tükenmez koşuşturmayı bütün duyargalarıyla algılamak adeta vazgeçilmez bir beslenme biçimidir.

Demokrasinin ve demokrasinin ön koşulu olan laikliğin yılmaz bir savunucusudur.

Pazar günleri ise hem duygusal hem de duyarlı yazılar yazar aşk üzerine.

Kadınlara yönelik duygsusal yazılar medyamızda moda olmadan çok önce başlamıştır bu yazılarına.

Bu açıdan, kadınları önemseyen, onları sadece erkeklerle eşit bir noktaya değil, onun çok daha ilerisine, erkeklerin önüne getiren, duyguları ön plana çıkaran, edebiyatla yoğurduğu yazılar, bugünkü medyanın moda akımına öncülük etmiştir diyebiliriz.

Mehmet Faraç ile Hikmet Çetinkaya'nın buluştuğu nokta belki de kadınlara ve gençlere duydukları saygı ve sevgidir.

Faraç da tam bir gazetecidir.

Sabah toplantılarında, hafif doğulu aksanıyla, tüm yurttan gelen haberleri, önemlerini ayrıca vurgulayarak sunan bu genç arkadaş genellikle o sabah büyük gazetelerin manşetlerine taşınmış olan pek çok haberin kaç gün önce kendi servisi tarafından gazeteye verildiğini ve Cumhuriyet'in onları nasıl atlatmış olduğunu keyifle anımsatır.

Galiba sadece Hikmet Çetinkaya'yı, Mehmet Faraç'ı ve beni aynı noktada buluşturan değil, tüm Cumhuriyet ailesinin "kan bağını" oluşturan üç ilke,demokratiklik, laiklik ve kadınlarla gençlere karşı duyulan sevgi ve saygı.

Hikmet Çetinkaya'nın son kitabı İrticanın Kara Yüzü adına taşıyor.

Alt başlığı Usame bin Ladin'den Kaplancılara.

Yıllardır Türkiye'yi pençesine almış olan irtica dalgasını, en seçkin aydınlarımızı katleden radikal siyasal dinci terörü, uluslararası bağlantılarıyla irdeleyen, küresel olayların derinliğine inen, günümüz dünyasını algılamaya çok yardımcı olan titiz bir çalışma.

Mehmet Faraç'ın son kitabı Töre Kıskacında Kadın adını taşıyor.

Ülkemizin, tarihten gelen "erkek ve yaşlı egemen feodal kültürün" pençesinde nasıl trajik olaylar yaşadığını anlatan, gelişmekte olan bir toplumdaki gençlerin, kadınların ve tabii "genç kadınların" sorunlarını derinliğine inceleyen, bu sorunların nasıl çözüleceğine ilişkin ipuçlarını ortaya koyan geniş kapsamlı bir çalışma.

İstanbul'da oturup da "French kiss'ten ne haber" diye yazı yazan ve ülkemizdeki "kadın hakları savaşımını" küçümseyenlerin suratında, Duygu Asena'nın deyimiyle, "bir tokat gibi" şaklayan bir kitap.

Her ikisi de her aydının okuması ve sürekli olarak el altında bulundurması gereken bu iki kitabı da Günizi Yayıncılık basmış.

Şimdiye kadar okumadıysanız, hemen alın, ülkemizin gerçek sorunlarını dinci terör ve kadın hakları eksenlerinde, hiç sansürsüz öğrenin.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 15 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional