Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

MEDYA NOTU

 

EMRE KONGAR

 

EKRANDAKİ KIŞKIRTICI VE BAZI INCI ÖRNEKLERİ

 

Galatasaray-Fener maçı sonrasındaki izlenimleri aktaran Show tv kanalında tüyler ürpertici bir manzara galiba kimsenin dikkatini çekmedi:

Arka planda bir kaç kişi itişip kakışıyor, ön planda arkası kameraya dönük bir kişi yırtınarak bağırıyor: "Ya Allah, Bismillah, Allahuekber!"

Bereket versin, tek başına.

Kendisine katılan kimse yok.

Belki de televizyon kamerasını gördüğü için tek başına da olsa, yırtınıp duruyor.

Sonunda, tek başına bağırmanın anlamsızlığını görünce kameraya doğru dönüp yürüyerek "olay yerini" terkediyor.

Biz bu arada bu kişinin yüzünü ve önü açık olan kabanının içindeki Fenerbahçe formasını görüyoruz.

Kimdir bu kişi?

Fener-Galatasaray maçında, taşıdığı Fenerbahçe forması ile radikal siyasal İslam sloganları atan bu adam kime hizmet etmektedir?

Bu kişi bence olağan bir "taraftar" ya da bir "amigo" değil, bir "siyasal kışkırtıcı" idi.

Olayın mutlaka üzerine gidilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Bu arada Allah rızası için birisi çıkıp da bana "Galatasaray-Fener maçının" nasıl olup da "Galatasaray-Fener derbisi" haline geldiğini açıklar mı?

Gerçi "maç" da Fransızca kökenli bir sözcük ama, onu zaman içinde oldukça Türkçeleştirmiştik.

Şimdi, benim bildiğim, İngiltere'deki yıllık at yarışları için kullanılan "derby" sözcüğü "maç"ın yerini nasıl aldı?

Hangi değerli spor yazarlarımızın ve spor servisi sorumlularımızın bu "gelişmede!" katkıları varsa onları kutlarım.

İsterseniz, biraz da cehaletten mi dikkatsizlikten mi kaynaklandığı belli olmayan başka "incilere" de bir göz atalım.

Medyayı izledikçe yeni terimler ve deyimler öğreniyoruz.

"Kombin yapmak" diye yeni bir deyim öğrendim.

"Bayanlar ayakkabıyla çantayı kombin yaparlar" diyor. Emine Ün adlı kızımız, 26 Ocak 2002 tarihli Milliyet'te.

Hülya Avşar adlı bir başka kızımız, "Tenis ve kekler" başlıklı, 6 Ocak 2002 tarihli Sabah Pazar gazetesinde yazdığı yazıda "İşte bu da tenisin madden kazandırdıkları" demiş.

Galiba o sözcüğün doğru kullanılışı "maddeten" olacaktı ama bir hece düşmüş! herhalde.

Mr. Gurme takma ismiyle Hürriyet Pazar'da lokanta yazıları yazan Serdar Turgut, 17 Şubat 2002 tarihli makalesinde "Tamam belediye işini tam yapmıyor ona iğneyi batıralım da çuvaldızı da kendimize batıralım ve üstümüze düşeni yapalım." demiş.

Oysa, bildiğim kadar bu deyim, tam tersinedir: "İğneyi kendine çuvaldızı başkasına..." biçiminde söylenir.

Bir de "başlık kazası" var bugünkü gündemimde.

Her gazetede zaman zaman rastlanan bu kazaya bu kez de Milliyet gazetesi uğramış:

19 Ocak 2002 tarihli, "Hazineden 20 yıl vadeli tahvil" başlıklı haberde, metni okuduğunuz zaman, çıkarılan tahvillerin aslında 2 (yazı ile iki) yıl vadeli olduğunu öğreniyorsunuz.

Böylece "Devlet 20 yıl vadeli tahvil mi çıkarıyor, bu nasıl iştir" diye düştüğünüz şaşkınlığın temelsiz olduğunu farkediyorsunuz.

Bu arada Haber Türk televizyon kanalında söyleşi programı yapan bir kızımızın, Asuman Krause ile yaptığı sohbette, "pornografik" ile "erotik" sözcüklerini aynı anlamda kullandığına tanık oldum.

Asuman hanımın çıplak fotoğraflarının "pornografik-erotik olmayıp", sanatsal nitelik taşıdığını söylüyordu.

Fotoğraflar bence de pornografik değildi.

Ama bunlar sanat değeri de olan, hiç kuşkusuz "erotik" fotoğraflardı.

Artık medyada her önüne gelen köşe sahibi, herkes program sunucusu ve "anchor"!

Bunun sonucunda da hem Türkçemiz katlediliyor, hem de kavramlar alt üst oluyor.

Bence bu işin sorumluları bunları yapanlardan çok, onları oralara getirenler ve oralarda tutanlar.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 22 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional