Kitaplar Sürekli Yazılar Kitap Söyleşileri |
MEDYA NOTU
EMRE KONGAR
OKURLARDAN "NET VE AÇIK OLARAK" YANSIMALAR
Şu Türkçeye bayılıyorum. Cumhuriyet okurlarına da. Türkçeye bayılıyorum, çünkü gerek çeşitli sözcüklerin aralarındaki küçücük farkların dilimize getirdiği zenginlik, gerekse kelimelerin art arda dizilmelerinden doğan yeni anlamlar, onu, iyi kullanmasını bilenlerin elinde gerçek bir sanat, bilim ve düşünce aracı haline getiriyor. Cumhuriyet okurlarına bayılıyorum, çünkü "dinleyen söyleyenden arif olmalı" deyişini, "okuyan yazandan arif olmalı" biçimine dönüştürecek bir bilgi birikimini ve daha da önemlisi okur sorumluluğunu yansıtıyorlar. Yazarların ifadelerini, hem Türkçe, hem anlam hem de düşünce düzeyinde irdeleyip, gerçekten çok önemli katkılarda bulunuyorlar. Benim yazılarımı eleştirmeye değer bulan ve bana erişme zahmetine katlanan bütün okurlarıma minnettarım. Dilimizin öyle incelikleri var ki, insan ancak kamuoyuna açık yazılar yazarken farkediyor. Örneğin bu yazının başlığını önce, "Okur Tepkileri" koymak niyetindeydim. Fakat farkettim ki, "tepki" sözcüğü zaman içinde olumsuz anlam taşıyan bir nitelik kazanmış. Bunu üzerine "yansımalar" sözcüğünü yeğledim. Oysa, belki de yanılıyorum ama, bence "tepki" sözcüğünün ille de karşıtlığı ifade eden bir değer taşıması gerekmeyebilir (Acaba?). Her neyse, şimdilik bu yeni tartışma konusuna sadece dikkatinizi çekip, geçen haftaki yazım üzerine gelen okur mektuplarına eğilelim: Önce hemen belirtmeliyim ki gelen yanıtların, bir tanesi hariç, hepsi elektronik posta aracılığıyla bana ulaştı. Yani burada okuyacağınız yanıtlar, genellikle bilgisayar ve İnternet kullanan okurlarım tarafından yazılmış. Cinsiyet dağılımı oldukça dengeli; kadınlarla erkekler, hemen hemen eşit. Yaş dağılımı da öyle; 20 yaşının altında olan okurum da var, yetmiş yaşının üzerinde olan da. Gelen pek çok yanıtın önemli bir bölümü, Türkçe konuşur ya da yazarken, "net ve açık" ifadesinin kullanılabileceği yönünde. Ama karşı görüşü de savunan, hem de esaslı bir biçimde savunan mektuplar da var. Gelen yanıtlar o denli çok ki, burada bunların hepsine yer vermem olanaksız. Ama aralarında emekli Türkçe öğretmenlerinin de bulunduğu (ve beni eleştiren) bazı öyle mektup sahipleri var ki, onların yazdıklarını okurlarımla paylaşmak benim için bir görev. Bugün ilk mektup Reha Pekerten'den. Pekerten "net ve açık olarak" ifadesine katılıyor, "kısa ve özet olarak" ifadesine katılmıyor. "1-Bu günkü yazınızı kısaca özetlemek gerekirse ilk söylenecek şey, açık (lafı dolandırmadan, sakınmaksızın) ve net (ağyarını mani, efradını cami) bir yazı olduğudur. 2- Kısa bir özet yapmak gerekirse.... 3- Kısa ve özet olarak yazmak gerekirse.... 1 ve 2 de kısa sözcüğü özet sözcüğünü niteliyor ve doğru, açık ve net farklı anlamlarda ve dogru. 3 de kısa sözcüğü isimmiş gibi kullanılıyor ve kulağa hoş gelmiyor ve yanlış. Kısa yazı, özet anlamına gelmez. Bir yazıyı kısaltmak, özetlemek değildir. Kısa (bir) özet yapılabilir. Ancak "kısa ve özet olarak" dendiğinde kısa özet(uzun olmayan özet) anlamı oluşmuyor." Ben, tam da Sayın Pekerten'in söylediği gerekçelerle, yani kısa ve özet sözcükleri ayrı anlamda oldukları için, "kısa ve özet" olarak denilebileceği kanısındayım. Kısa ve özet sözcüklerinin "ve" bağlacı ile kullanılmasının bir tekrar izlenimi verdiği doğrudur. Ben bu ifadeyi genellikle vurgulama amacıyla kullanırım. Bu konuya dikkatimi çektiği için Sayın Pekerten'e çok teşekkür ederim. Sert eleştiri mektuplarıyla, devamı haftaya! |
Tweet |
Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.
Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta
Son güncelleme tarihi 2 Aralık 2024