Kitaplar Sürekli Yazılar Kitap Söyleşileri |
MEDYA NOTU
EMRE KONGAR
ÇOK GÜZEL BİR REKLAM VE SANATÇILARIN VERGİLERİ
Fazıl Say bence olağanüstü bir müzisyen. Sadece bir yorumcu olarak değil, bir besteci olarak da çok önemli işler yapan bir sanatçı. Ayrıca konserlerinde, Mozart'ı yorumladığı icralardan sonra ısrar üzerine yaptığı doğaçlama çeşitlemeler gerçekten insanı coşturuyor. İleride değerinin daha da iyi anlaşılacağını düşünüyorum. Sertap Erener de çok sevdiğim bir sanatçı. Billur gibi bir sesi var. Bu çocuğun, kimsenin bilmediği bir davranışını da sizlere aktarayım: 1990'lı yılların ortalarında Kültür Bakanlığı'nın Doğu'da ve Güneydoğu'da başlattığı bir kampanya için, beş kuruş para istemeden, gönüllü olarak Kars kalesinde muhteşem bir konser vermişti. İşte Doğuş Grubu, Garanti Bankası ile Osmanlı Bankası'nın birleşmesinden sonra hazırlattığı bir reklam filminde bu iki sanatçıyı oynatarak çok güzel bir iş yapmış. Piyanoda Fazıl Say Mozart'ın Türk marşını çalar ve Sertap Erener ona o muhteşem sesiyle eşlik ederken, birden kapı açılıyor ve içeri mehter takımı giriyor. Fazıl Say ile Sertap Erener, kısa bir şaşkınlık geçirdikten sonra, mehter marşını da içine alan bir biçimde müziklerine devam ediyorlar. Gerçekten çok güzel bir reklam filmi. Üstelik, Mozart ile Mehter Marşın'ı, Fazıl Say ve Sertap Erener ile Mehter Takımını kaynaştırarak, Garanti Bankası ile Osmanlı Bankası'nın birleşmesini de simgesel anlamda çok güzel aktarıyor izleyiciye. Bu filmi yapanları da yaptıranları da kutluyorum. Hepimiz, siyasetteki, ticaretteki ve medyadaki kültür yozlaşmasından ve seviyesizliğinden yakınırken, bize böyle bir reklam filmini armağan edenler, Türkiye'nin her şeye karşın nerelere geldiğinin de bir işaretini veriyorlar. Bu arada, Türkiye'nin içine girdiği ekonomik krizi aşmak isteyen firmalar bir reklam atağına geçmiş görünüyor. Ford, erkek bencilliğini ve duyarsızlığını eleştiren ve dolayısıyla kadın müşterilere yatırım yapan reklamı ile ekranlarda. Telsim, Cem Yılmaz'dan sonra Yılmaz Erdoğan'lı sempatik reklamı ile dikkatleri çekiyor. Turkcell, izleyici ile interaktif etkileşimi özendiren reklamına şimdi Tarkan'ı da katarak, eski öyküye yeni bir tat vermeye çalışıyor. Bu arada Sabah'ta Şükrü Kızılot, 2 Aralık günü "Milyon doları beğenmeyen yoksul sanatçı" başlığıyla yazdığı makalede, Telsim reklamının perde arkasına değinerek, Tarkan'ın bir milyon dolarlık öneriyi beğenmeyip, iki milyon dolar istediğini belirtiyor ve sanatçının 2001 yılı Mart ayında yıllık toplam 4 milyar, yani aylık 333 milyon gelir beyanında bulunduğuna işaret ediyor. Beyaz adıyla tanınan Beyazıt Öztürk ise, Tarkan kadar astronomik paralar kazanmamasına karşın, 2001 yılında 2 trilyon kazanç beyan etmiş. Yani bir Beyaz 500 Tarkan ediyor. Kızılot yazısını, "Bakalım, 2001 yılının gözde sanatçısı Tarkan ve yıl içinde kumarda kaybettikleri yüzbinlerce dolar ile basında adından sözettiren Serdar Ortaç ve M. Ali Erbil, 2002 yılı Mart ayında kaç TL. vergi ödeyecekler?" diye sorarak bitiriyor. Evet sevgili okurlarım, kültür yozlaşması ve benzeri kültür sorunlarının yanında bir de vergi sorunu var eğlence ve medya dünyasının. Varlık vergisi konusunda aşırı duyarlı davranan değerli medyamız ve politikacılarımız acaba bu konuya da eğilmeyi düşünürler mi dersiniz? |
Tweet |
Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.
Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta
Son güncelleme tarihi 2 Aralık 2024