Emre Kongar'ın Resmi^* İnternet Sitesi

Makaleler

Articles in English

"Medya Notu" köşesi, aslında, daha önce de bir kaç kez değindiğim gibi, Pazartesi günleri yazdığım "Aydınlanma" sütununun dip notlarında değindiğim "Türkçe yanlışlarından" oluştu.

Bir başka deyişle, "Aydınlanma" sütununun dip notları, esas makaleler kadar ilgi çekmeye başlayınca, okurların isteği üzerine, yazı işlerindeki arkadaşların önerisi ile "bağımsızlıklarını" ilan ettiler ve bu sütun oluştu.

Uzun süre, yazılı ve elektronik medyadaki "Dil yanlışları" üzerinde durdum, hâlâ da durmaya devam ediyorum.

Zaman zaman da medyanın gerek sermaye yapısı, gerekse başka temel sorunları üzerinde eleştiriler yapıyorum.

Tabii bunlar, okurların dışında kimsenin pek hoşuna gitmiyor.

Oysa bu sütunun okurları bilirler, ben sadece olumsuz eleştiri yapan biri değilim.

Hatta tam tersine, bir eğitimci olarak, ödülün cezadan daha etkili olduğuna inandığım için, zaman zaman yakalayabildiğim güzellikleri de okurlarımla paylaşmaya özel bir özen gösteriyorum.

İşte bugün, biri iyi örnek , biri de kötü örnek oluşturan iki "medyatik" sanatçı üzerinde durmak istiyorum.

Önce bir başka övgü notu yazmalıyım: Şükrü Kızılot, Sabah gazetesinde, uzunca bir süredir, "Mali Yaklaşım" adı altında vergi konularında aydınlatıcı ve çok hoş üslupla kaleme alınmış yazılar yayımlıyor.

Sanıyorum, Kızılot, Hürriyet'te vergi konularında yazan Tahir Perek ile birlikte, "vergi bilincinin" toplumda gelişmesi bakımından büyük bir hizmet veriyor.

İşte Kızılot'un 22 Temmuz 2001 tarihli Sabah gazetesinde yazdığı yazıdan öğrendiğimize göre, halkın "Beyaz" diye tanıdığı "gösteri sanatçısı" Beyazıt Öztürk, bu yıl, 2000 yılının geliri olarak 2 trilyon lira kazanç bildirmiş.

Böylece "sanatçılar" arasında vergi rekortmeni olmuş.

Üstelik beyan ettiği kazançlarının arasında henüz tahsil etmediği gelirleri bile varmış.

Öte yandan yine Kızılot'un yazısından öğrendiğimze göre, kamuoyunun "Tarkan" adıyla tanıdığı "ses sanatçısı" Tarkan Tevetoğlu, geçen yıl için, sadece 4 milyar lira gelir beyan etmiş: Yani ayda 333 milyon.

Kızılot, "Fakirlik sınırında yaşayan Tarkan'ın su parasını bile kendisinin karşılamadığı anlaşılıyor" dedikten sonra, ilave etmiş: "Konserleri olağanüstü ilgi gören, kaset ve CD'leri yüzbinlerce satan, yakında 45 ülkede yeni albümü çıkacak olan ve bazı reklam filmlerinden milyon dolar aldığı söylenen ünlü sanatçı 2000 yılı için 875 milyon lira gelir vergisi ödemiş. Şimdi diyeceksiniz ki, adamın havasından yanına geçilmiyor (yaklaşılmıyor demeliydi), 5 gorili var, son model Mercedes Jeep'e biniyor, bazen Fransa'da, bazen ABD'de oturuyor, Türkiye'deki evinin aylık kirası 5 bin dolar, tüm bunlar yıllık 4 milyar TL gelirle nasıl karşılanıyor? Orasını bilemiyoruz. Belki de basın abartıyor, çünkü çocuğun dikili bir ağacı dahi gözükmüyor. Kimbilir belki de ortada bir başkası vardır, tüm giderleri o karşılıyordur."

Bana Beyaz ile Tarkan karşılaştırması çok ilginç geldi.

Halkımız belki sadece politikacıları değil, sanatçıları da son günlerin moda deyimi olan "hortum" açısından değerlendirmeli diye düşünüyorum.

Bu bilgileri sizlerle paylaşmak istedim.

Tabii her iki sanatçının da bu bilgilere ekleyecekleri şeyler varsa, sütunum açık.