Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

MEDYA NOTU

 

EMRE KONGAR

 

PAKİZE SUDA'NIN "VERİCİLERİ"

 

"Aygıta benzer bir halleri yoktur.

Hatta insan görüntüsü arz ederler.

Verici olmaktaki amaçları TV vericisi gibi yüksek tepelere konmak olmasa da yükselmek, ileri gitmektir. Ama bir karış, ama arşa kadar...Ölçüsü vericiden vericiye değişmektedir.

Vericiliğin okulu yoktur.

Vericiler hangi şartlarda, kime, ne ölçüde verileceğini deneye deneye zaman içinde öğrenirler.

Bir süre boşu boşuna verdikleri olur.

Doğru adam, doğru zaman ve yeterli doz üçlüsünü bir araya getirmeyi başardıklarında önleri açılır.

Vericilikte yaş sınırı vardır.

İleri yaşlarda hala verici olmakta ısrar edenlerin vericilikleri, manavdan meyvenin az çürüklüsünü alabilmekten öte bir işe yaramaz.

Vericilikte rekabet had safhadadır.

Zira son günlerde sayıları bir hayli artmıştır.

Bu sebepten sadece vericiliğe soyunmuş olmak yetmemekte, katı katmeri açılmamış fantezilerle verciliği beslemek gerekmektedir.

Vericilere her yerde, her meslekte rastlanmaktadır.

Vercinin verici olduğu nasıl anlaşılır?

Misal, aynı iş yerinde siz daha akıllı, daha yetenekli, daha çalışkan, daha tecrübeli olduğunuz halde bir başkası sizden goğüs farkıyla öndeyse o kişi vericidir.

Yalnız burada hemen bir saptama yapmakta fayda var. Herkes kendisinin en akıllı, en yetenekli, en şu, en bu olduğuna inandığı için, gerçekten başarılı birinin verici damgası yemesi ihtimali de her zaman mevcuttur.

Vericiliği iyice abartanlar vardır.

Neredeyse benzinciden benzini, bakkaldan pirinci verici kartıyla alamaya kalkışanlara raslanmaktadır.

Vericiler genellikle verici olduklarını kabul etmezler.

Alıcılarla irtibata geçmeleriyle, terfi etmelerinin, rol kapmalarının, vs.'nin aynı zamanlara denk gelmesi, üstelik bütün bunların alıcılar tarafından sağlanması, onların iddiasına göre tamamen tesadüftür.

Bu satırların yazarı vercileri çok takdir etmektedir.

Zira vericiliğin zannedildiği kadar kolay bir iş olmadığını düşünmektedir.

'Tipim değil'

'Dişi çürük'

'Göbekli'

'Kokuyor'

demeden, sırf gerektiği için alıcıyla irtibata geçmek, hem de öğürmeaden, kusmadan...Hakikaten takdir edilesi bir durumdur.

Her vericinin olduğu yerde haliyle en az bir de alıcı vardır.

Tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan misali, vericiler olduğu için mi alıcılar vardır, alıcılar olduğu için mi vericiler vardır bilinmez.

Bilinen vericinin de alıcının da halinden memnun olduğudur."

Değerli okurlarım, yukardaki makale, 30 Haziran 2001 tarihinde Hürriyet'in Cumartesi ekinde, Pakize Suda'nın sütununda yayımlandı.

Dikkatli bir okurun derhal görebileceği gibi, Suda, aslında özel olarak "medyadaki vericilerden" değil, genel olarak "vericilerden" söz ediyordu.

Makalenin bir yerinde, "...terfi etmelerinin, rol kapmalarının, vs.'nin aynı zamanlara denk gelmesi..." diye bir ifade var.

Siz o "vs'nin" bir anlamının da "ekranda ya da gazetede bir köşe kapma" olduğunu düşünürseniz, bu yazıyı niçin "Medya Notu" sütunuma konuk ettiğimi hemen anlarsınız.

Suda'nın "vericiler" konusundaki gözlemleri, genel olarak doğru olduğu için, tabii bütün sektörlerle birlikte, medya için de geçerli.

Pakize Suda'yı bu enfes yazısı için kutluyorum.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 22 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional