Emre Kongar'ın Resmi^* İnternet Sitesi

Makaleler

Articles in English

Sevgili okurlarım, her Pazartesi günü, Cumhuriyet gazetesindeki "Aydınlanma" makalemle birlikte, www.kongar.org adresindeki sitemin ana sayfasına, o hafta ile ilgili küçük bir yorum yazıyorum.

Bu yorum, genellikle büyük medyamızın iç ya da dış olaylar karşısında gözden kaçırdığını sandığım bir konuda oluyor.

Bunları daha sonra arşivliyorum da.

Sitemin sol tarafında bulunan konulardan biri olan "Güncel Arşivi" "tıklandığında" bu yazılar ekrana geliyor.

Medyada çalışan bir çok genç haberci arkadaşım, bu yazılarımı her Pazartesi okuduklarını pek çok defa dile getirdi.

Bu haftaki "Medya Notu"mu, sitemdeki 25 Haziran 2001 tarihli "Güncel" yorumum üzerine yazmak istedim, çünkü Ertuğrul Özkök, aynı gün Hürriyet'te yayımladığı makalesi ile Ergin Yıldızoğlu da Çarşamba günü (dün) Cumhuriyet'te yazdığı yazıyla bu yorumumu "tekzip etti".

"Tekzip etti" deyimi, tabii lafın gelişi: Özkök'ün yazısı benim yorumumla aynı gün yayımlandığı için, zaten onu okumuş olması olanaksız.

Ayrıca, büyük bir olasılıkla her iki yazarın da gerek benim sitemden gerekse orada her Pazartesi "Güncel" diye bir yorum yazdığımdan haberleri bile yoktur.

Önce bu hafteki "Güncel" yazımı aktarayım size:

"Medyamızdaki iki büyük tartışmanın ikisinde de birer önemli nokta gözden kaçırılıyor. Birinci olarak Fazilet Partisi'nin kapatılması konusunda, bu parti iktidarda iken, yani Erbakan'ın Başbakanlığı sırasında, ülke insanlarının bireysel özgürlüklerine ve yaşam biçimlerine, totaliteryan bir şeriat tehdidi oluşturduğunu yazanların, şimdi, partinin kapatılmasını "demokrasiye bir darbe olarak" yorumladıkları gözden kaçırılıyor. Sadece başkaları tarafından değil; bizzat bu iddiada bulunmuş olanlar da bu konuda yazdıklarını anımsamıyorlar.

"İkinci gözden kaçırılan nokta, Ahmet Altan'ın "İsyan Günlerinde Aşk" adlı kitabı tartışılırken ortaya çıktı: Romanın bir yana bırakılarak, kitabın 31 Mart isyanının gerici bir ayaklanma olmadığı iddiası üzerinde odaklaşıldığını ve bu nedenle edebiyata haksızlık yapıldığını öne sürenler, bu siyasal iddianın, bizzat kitabın yazarı yani Ahmet Altan tarafından kendisiyle yapılan röportajlarda ısrarla öne sürüldüğünü ve tartışmaların, yazar tarafından özellikle bu noktaya çekildiğini unutuyorlar. (ya da öyle görünüyorlar)."

İşte Ertuğrul Özkök, 25 Haziran tarihli Hürriyet'te, benim Fazilet Partisi'nin kapatılması konusunda medyaya yönelttiğim eleştiriyi tekzip eder biçimde, eski yazdıklarıyla tutarlı olarak, Fazilet'in kapatılmasını, açıkça "rejimi tehdit" eden "şeriatçılık" ögesi üzerine oturtan bir yazı yayımladı.

Böylece bu konuda iki yüzlü davranan aydınlar ve yazarlar arasında, "Büyük Medya" içinde bir istisna oluşturdu.

Ergin Yıldızoğlu da, 27 Haziran tarihinde Cumhuriyet'te yayımladığı yazı ile, Ahmet Altan'ın, daha kitap piyasa çıkmadan önce yaptığı açıklamalarla, tartışmayı, özellikle tarihsel yorum eksenine çektiğini belirtti.

Ben de bu iki istisnayı, siz okurlarımla paylaşıyorum.

Ayrıca geçen haftalarda Buket Uzuner, Erendiz Atasü ve Latife Tekin'in Londra'da katıldıkları toplantıyı büyük medyadan kimsenin yansıtmadığını yazmıştım.

Oysa NTVMSNBC, Anadolu Ajansı'nın geçtiği bu konudaki haberi 21 Mayıs 2001 tarihinde yayımlamış.

Anadolu Ajansı'nı ve NTVMSNBC "haber portalı"nı kutlar, bu konuda da kendimi düzeltirim.