Emre Kongar'ın Resmi^* İnternet Sitesi

Makaleler

Articles in English

Geçtiğimiz günlerde Londra'da Milet Publishing adlı bir yayınevi Türkiye açısından çok önemli iki edebiyat toplantısı düzenledi.

Toplantıların birincisi Erendiz Atasü, Buket Uzuner ve Latife Tekin'in katıldığı, Moris Farhi'nin yönettiği, "Evrensel ve Yerel: Kadınlar Tarafından Yazılan Türk Romanları" başlığını taşıyan paneldi ve 19 Mayıs'ta Wood Green Library'de yapıldı.

İkinci toplantı, Erendiz Atasü ve Buket Uzuner'in katıldığı, Bengisu Rona tarafından yönetilen "Çeviri Edebiyat: Kültürler Arası Köprülerin İnşası" başlığını taşıyordu, 20 Mayıs tarihinde Doğu ve Afrika Çalışmaları Okulu'nda (SOAS) düzenlendi.

Her iki toplantı da Türk ve İngiliz aydınlardan oluşan çok kalabalık bir katılımla izlendi.

Tabii BBC de panellere yeterli zamanı ayırdı ve kamuoyuna bu güzel tartışmaları aktardı.

Bence olayın çok daha önemli bir yönü vardı: Milet yayınevi, bu panelleri, Londra'daki iki kütüphanenin "Türk Okurları Geliştirme Projesi" kapsamında yürüttükleri programlar çerçevesinde, bu kütüphaneler ile işbirliği yaparak düzenlemişti.

Yani, biz burada "İnterneti bile nasıl cezalandırırız" diye yasalar çıkarmakla uğraşırken, İngilizler, kütüphanelerin ve yayınevlerinin işbirliğiyle "Türk Edebiyatı‘nı Londra'da nasıl destekleriz" diye özel çabalar harcıyordu.

Tabii, Türkiye'de medyamızın gündemini Tarkan'ın erkek arkadaşlarıyla çektirdiği çıplak fotoğraflar işgal ettiği için, Londra muhabirleri tarafından mutlaka uyarılmış olan "büyük basın" bu olaya değinmedi bile.

Neyse, bu arada, ATİS, Avusturya-Türk İşadamları ve Kadınları Derneği'nin de Viyana'da ciddi bir kültür-siyaset-ekonomi köprüsü olarak büyük çabalar harcadığını belirtmeliyim.

Başkan Banu Zeytinoğlu ve sevgili Selim Yalçıner, Anavatan ile Viyana arasında etkin bir etkileşim kanalı kurmuşlar, çalışıp duruyorlar.

Tabii bu çabalar bana, Frankfurt'taki Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Mahmut Telli'yi anımsattı.

Telli de Almanya'daki Türkler ile Anavatan arasındaki bağları unutturmamak için büyük çabalar harcıyor.

Şimdi gelelim "ciddi eksikler"e:

"Ciddi eksikler" yukardaki konularla ilgili değil, benim geçen hafta yazdığım "Cumhuriyet'in Yazar-Çizer Kadrosu" başlıklı makaleme ilişkin.

Yüzü aşkın ismin yer aldığı listeyi büyük bir titizlikle hazırladım.

Gazetedeki her bölümün sorumlusu ile konuştum, ayrıca listeyi gazetemizin "yönetcilerine" de özel olarak incelettim.

Bu kadar uzun ve titiz çabalarımın sonucunda en önemli yazarlarımızdan biri, Prof. Erol Manisalı listede yer almadı!

Allahtan listenin yayımlandığı gün, Manisalı'nın hem köşe yazısı hem de Avrupa Birliği hakkkındaki dizi yazısının bir bölümü, gazetede yer alıyordu da, okur, pek fazla yanıltılamadı benim tarafımdan.

Bu arada Feridun Andaç, Nilgün Cerrahoğlu ve Leyla Tavşanoğlu, "köşe sahibi mi, sayfa sahibi mi" tartışmasına kurban gittiler.

Bir başka önemli eksikliğim, büyük usta Vedat Günyol'un ve sevgili Hüseyin Baş'ın adlarının "sürekli ama muntazam olmayan" yazarlar arasında geçmemiş olmasıydı.

Bütün bu eksikleri, makelenin İnternet sitemde yer alan kopyasında telafi ettim.

Okurlarımdan da çok özür diliyorum.

Ne demişler: "Sakınan göze çöp batar".

Hata benden, bağışlamak büyüklüğü sizden...