Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

MEDYA NOTU

 

EMRE KONGAR

 

"TYKHE" VE 105.7 FREKANSINDAKİ RADYO

 

Bugün ilk değinmek istediğim konu, daha önce okurlarıma aktardığım, profesyonel gençlerin ve kadınların çoğunlukta oldukları "okuma grubuna" ilişkin.

Tanıyınca hayran kaldığım bu insanların, kendilerini ve çevrelerini geliştirmek için kurdukları enfes okuma grubuna "umulmayan başarı" anlamına gelen Latince "Thyke" adını koyduklarını belirtmiştim.

Okurlarımdan Güngör Varınlıoğlu, bu sözcüğe ilişkin bir açıklama yollamış:

Önce bu sözcüğün Latince değil, Yunanca kökenli olduğunu ve imlasının da "Thyke" biçiminde değil, "Tykhe" olarak yazıldığını belirtiyor.

Daha sonra anlamının da, "umulmayan başarı" değil, olumsuzlukları da içeren biçimde "talih, başa gelenler, olaylar, yazgı" olduğunu belirtiyor.

Yani, "Tykhe", "iyi talih, başarı, mutluluk" kavramlarıyla birlikte, "kötü talih, başarısızlık, mutsuzluk, terslik" kavramlarını da içermekte.

Bence, sözcüğün bu genel anlamı, grubun niteliğine daha da uygun:

Bir araya gelen bu insanlar, "kendi yazgılarını kendileri belirliyor ve çevrelerindeki terslik, kötülük, mutsuzluk gibi oluşumları, iyiliğe, mutluluğa, başarıya dönüştürmek için" çaba harcıyorlar ve bence kesinlikle de başarıyı yakalıyorlar.

Bu arada, bu gruba katılmak için bana başvuranların hepsini grubun temsilcileri ile temasa geçirdiğimi, ve sayının büyümesinden doğan sakıncaları önlemek için ikinci bir okuma grubu oluşturulduğunu da okurlarıma müjdelemeliyim.

Ne mutlu onlara ki, çevrelerindeki yozlaşmaya, pisliklere, kötülüklere boyun eğmek yerine, kendilerini ve çevrelerini geliştirmek için çaba harcıyorlar.

Bugün değinmek istediğim ikinci konu, Türkiye'de de artık iyice yaygınlaşan radyo istasyonlarından biriyle ilgili.

Bu istasyonda gördüğüm değişme, genel bir eğilimi, bir genel yozlaşmayı yansıttığı için üzerinde durmak istiyorum.

Oğlum, yılbaşı armağanı olarak, bilgisayarıma "radyo kartı" takalı beri, artık yazılarımı yazarken, bir yandan da radyo dinliyorum.

Eskiden sevdiğim CD'leri koyup onları dinlerdim.

Fakat radyolar aynı zamanda haber de verdiklerinden artık genellikle iyi müzik ve kısa haber yayını yapan radyo istasyonlarını dinliyorum.

Son zamanlarda 105.7 frekansından yayın yapan ve kendisine "Hot Station" diyen bir istasyonu dinliyordum.

Bu istasyon tam benim istediğim gibi yayın yapıyordu:

Sürekli ve kaliteli müzik. Çok az laf ve saat başlarından hem Amerika'dan CNN haberleri hem de Türkiye'den haber özetleri.

Derken, bir kaç hafta önce, birdenbire, bu istasyonun yayın politikasında bir değişiklik oldu ve müzik programlarını sunanlar değişti.

"Sunanlar" dediğime bakmayın, yapılan iş sunuş filan değil, bol ve anlamsız bir sürü sözcüğünün yalan yanlış ard arda sıralanması ve dinleyiciyi bıktıran bir laf kalabalığı.

Örneğin, "Öffff, bugün sesim de kısık, bilmem ki sizlere ne söylesem, zaten canım da sıkkın" cümlesinde olduğu gibi, hem dinleyenleri hiç ilgilendirmeyen kişisel ayrıntılar, hem de iç kapayıcı bir ruh halinin aktarılması.

Üstelik "ayan beyan" deyiminin, "eyen beyan", "abuk sabuk" deyiminin "abuk subuk" biçiminde yanlış söylenmesi örneğinde görüldüğü gibi son derece cahilce ve bozuk bir Türkçe.

Bu konuyu gündeme getirmemin nedeni, "kötü sunuculuk" olayının "Açık Radyo" ve "Radyo Foreks" gibi bir kaç istisnai örnek dışında, "oldukça yaygın bir hastalık olarak" radyolarımıza egemen oluyor gibi görünmesi.

Birilerinin, bu çocuklara, radyo sunuculuğunun ciddi bir iş olduğunu anlatması gerekir diye düşünüyorum.

Neyse ben şimdilik, radyo istasyonumu değiştirdim, 95.9 frekansında "radyo oxygen"de müzik dinliyorum, ama orada da kısa haber yok.

Haber gereksinmemi de "Radyo Foreks" ve "NTV Radyo" gibi istasyonlar aracılığı ile karşılıyorum.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 15 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional