Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

MEDYA NOTU

 

EMRE KONGAR

 

SADIK ÖZBEN'İN ÖYKÜSÜ

 

Geçen hafta Murat Belge'nin Ayşe Arman'a verdiği röportaj ve Özdemir İnce'nin yazısı üzerine bazı ekler yapmaya başlamış fakat yerim kalmadığı için konuları bu hafta da sürdüreceğimi belirtmiştim.

Murat Belge, Yeni Gündem dergisinde Sadık Özben müstear ismiyle yazılar yazarken, herkesin onu gerçek kişi sandığını, benim bile Sadık Özben hakkında yorumda bulunduğumu söylüyordu.

Aslında söyledikleri bütünüyle doğru.

Hem bir çok kimse onu gerçek kişi sanmıştı, hem de ben onun hakkında yorum yaptım.

Yorum yapmakla da kalmadım, Sadık Özben'e yazılı yanıt bile yolladım.

Ama onu gerçek bir kişi sanarak değil, Murat Belge olduğunu bilerek, (ben de o sırada Hürriyet'te çalışıyordum ve yazılar başladıktan kısa bir süre sonra Sadık Özben'i Murat'ın yazdığını öğrenmiştim) Murat'ın çok hoşuma giden takma isimli yazılarını desteklemek için.

Hiç kuşkusuz, bunu Murat Belge de mutlaka çok net olarak anımsıyordur.

Olay kısaca şöyle: Bir şehirlerarası otobüs yolculuğunda yine başıma garip işler gelmiş ve bu traji-komik olaylar Yalçın Pekşen'in bir yazısıyla basına yansımıştı.

Bunun üzerine Murat, Sadık Özben takma adıyla yazdığı yazıların birinde bu olaya gönderme yaptı.

Bu mizah olayını desteklemek için ben de ona bir yanıt yazdım.

Çok da hoş oldu.

Bu yazıda, son zamanlarda yarattığı Press Bey karakteri ile yeni bir başarıya daha imza atan, ve medya dünyasını "içten eletiren" Latif Demirci de küçücük ve çok hoş bir karikatürümü çizmişti.

Aslında Sadık Özben'in gerçek bir kişi olduğunu sanabilirdim ve bundan hiç de gocunmazdım.

Ama gerçek öyle değil.

Tam tersine, benim bu konuda Murat'la bir suç ortaklığım söz konusu.

Hatta Murat Belge, bu oyunu sürdürmeyi ve benimle Sadık Özben arasında bir polemik başlatmayı bile önerdi.

Ama bir takma isimle sürdürülecek olan polemiğin bir süre sonra denetimden çıkabileceği korkusu, olayın mizahi ve toplumsal açıdan hoş olan taraflarının cazibesinden daha ağır bastı ve işi tek yazı ile tadında kestim.

O günlerde kendi kendime "keşke ben de takma isimle biryerlerde yazıyor olsaydım da iki takma isimli yazar arasında geçen bir polemik dizisi ile toplumsal eleştirilerimizi okurlara mizah yoluyla aktarabilseydik" diye düşündüğümü anımsıyorum.

Murat'ın röportajda, hem Sadık Özben'in gerçek kişi sanıldığını söylemesi, hem de hemen o cümlenin ardından, "Emre Kongar bile.." diye devam etmesi okurlarda benim de Sadık Özben'i gerçek kişi sandığım izlenimini uyandırıyor.

Oysa asıl gerçek yukarda anlattığım gibi.

Murat Belge'nin burada bir kastı olduğunu sanmıyorum.

Herhalde söz öyle gitti röportaj sırasında.

Sadık Özben'in hem gerçek kişi sanılmasını, hem de çok popüler olmasını anlatırken, ikinci fikri vurgulamak için kullanılan ismim, amacı aşan biçimde birinci bölüm ile bütünleşmiş.

Arman da konuşmayı herhalde teypten aynıyla aktarmış.

Böylece bana da bir açıklama yapmak, Sadık Özben'i bir kez daha hayırla anmak ve Latif Demirci'ye de bir selam ve gecikmiş bir teşekkür yollamak olanağı doğdu.

Yerim yine bitti.

Özdemir İnce'in "Korku Ne" adını taşıyan, Sisam adasında Karlovassi kasabasında 31 Ağustos 1978 tarihinde yazılmış ve bana adanmış olan şiiri ve bu şiirin ardındaki gerçekler haftaya.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 22 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional