Kitaplar Sürekli Yazılar Kitap Söyleşileri |
MEDYA NOTU
EMRE KONGAR
MURAT BELGE VE ÖZDEMİR İNCE'YE İKİ EK
Geçtiğimiz hafta Hürriyet'in Pazar ekinde medya tarihimiz açısından iki önemli yazı vardı. Bunlardan biri, Ayşe Arman'ın Murat Belge ile yaptığı röportaj, öteki de Özdemir İnce'nin "Bayrağımı Seviyorum" adlı, TRT'deki günlerine gönderme yapan yazısıydı. Gerek Murat Belge, gerekse Özdemir İnce, birbirilerinden bağımsız olarak, eski günleri anlatırken, benden de söz etmişlerdi. Murat Belge, Yeni Gündem dergisinde, Sadık Özben takma adı ile yazdığı yazılar sırasında, benim "bile" bu takma isim hakkında yorum yaptığımı belirtiyor, Özdemir İnce ise, Sisam Adası'nda, Karlovassi kasabasında "Korku Ne" adlı, bana adadığı bir şiirden ve TRT'de önemli bir göreve getirildiğinde bu şiirin kendisine karşı ırkçı çevreler tarafından nasıl kullanıldığından söz ediyordu. Her iki olay da Türkiye'deki medya tarihi bakımından çok ilginç olduğu için en azından adımın geçtiği konularda biraz daha ayrıntılı bilgiler vermek istiyorum. Çünkü ben bu tür çalışmaları çok önemsiyorum. "Türkiye'de medya bu noktalara nasıl geldi", "Eskiden nasıldı" gibi soruların yanıtları bilinirse, medyanın bugünkü yozlaşması daha çabuk atlatılır diye düşünüyorum. Önce Murat Belge röportajı ile başlayalım. Ayşe Arman hiç kuşkusuz çok iyi bir röportaj yazarı. Köşe yazılarını beğenmeyebilirsiniz, (ben de bazılarını beğenmiyorum) ama röportajları çok başarılı. Hem konuştuğu kişiyi yerli yersiz eleştirmek, küçümsemek, aşağılamak gibi ucuz oyunlara başvurmuyor, hem de bütün ilginç ve kışkırtıcı soruları olanca açıklığıyla sorarak, okura, konuştuğu kişinin gerçek görüntüsünü ayrıntılı bir biçimde aktarıyor. Üstelik bir ek yazı ile de röportajın genel havasını ve izlenimlerini (yine gerçeklere uygun olarak) ayrıca belirtiyor. Murat Belge röportajı da böyle olmuş. Yalnız, bence röportajın adı ve ekseni bu kez gerçeklerden biraz sapmış. Murat Belge, son derece renkli, çok derin kültürlü, Birikim Dergisi aracılığıyla 1970'lerin sol düşüncesine damgasını vurmuş, alçakgönüllü ve efendi bir insandır. Bir çok konuda farklı, kimi zaman da (Birikim'in sayfalarına yansıyacak kadar) zıt görüşlere sahip olduğumuz halde, tüm yaşamımız boyunca birbirimize karşı saygımızı ve sevgimizi koruduğumuz, biraz uzak bir dostluk ilişkimiz bugün de aynı biçimde sürüyor. Bu röportajda, Murat'ın 1980'lerde (darbeden sonra) çıkardığı Toplumsal Gündem dergisinde Sadık Özben takma adıyla yazdığı mizah yazıları konu ediliyor. Bu yazılarda Murat Belge, karısı Necla, kızı Ayşe ile yaşayan Sadık Özben adında "Kamusal bir karikatür" üretir: Sadık Özben "Dogmatik olmayan, militan olmayan, ama o insanlardan çok da uzak olmayan, küçük burjuva bir solcudur". Arman röportajına, Murat Belge o zamanlar Sadık Özben adı altında sanki doğrudan kendini anlatıyormuş gibi, "Şahsi Yazıların Mucidi" başlığını koymuş. Bu yanlış. Murat bu yazılarda kendini anlatmıyordu. Bir yandan bazı toplumsal sorunlara mizahi eleştiriler getiriyor, öte yandan da "küçük burjuva solculukla" dalga geçiyordu. Zaten Murat Belge de röportaj'da, Arman'ın Sadık Özben sanki gerçek bir karaktermiş gibi sorduğu sorulara ısrarla "Sadık fiktifti" (uydurmaydı) mantığıyla yanıt vermekte. Her neyse şimdi gelelim benle ilgili olan gerçeklere: Röportajın bir yerinde Murat "Uzun bir süre insanlar benim yazdığımı anlamadı. Anlayanlar da ‘Biliyor musunuz Murat Belge yazıyormuş!' dendikten sonra meseleyi çaktı. Emre Kongar bile ‘Ya sizde Sadık Özben var, şeker adam, ama biraz paranoyak biraz şizofren' diyordu" demiş. Ben bunu dedim mi demedim mi, dediysem hangi bağlamda söyledim, ben de Sadık Özben'i gerçek bir kişilik mi sanmıştım? Ya Press bey'in mucidi Latif Demirci olaya nasıl karıştı? Yerim bittiği için, yanıtlar ve Özdemir İnce'nin şiiri ardındaki gizli gerçekler (Özdemir İnce bu şiiri niçin bana adamıştı?) haftaya! |
Tweet |
Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.
Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta
Son güncelleme tarihi 2 Aralık 2024