Emre Kongar'ın Resmi^* İnternet Sitesi

Makaleler

Articles in English

Cumhuriyet Gazetesi CHP kurultayını çok geniş bir kadro ile izledi.

Hikmet Çetinkaya ve Aydın Engin'den Işık Kansu'ya, Miyase İlknur ve Türey Köse'den Ayşe Yıldırım'a kadar gazetenin pek çok ağır topu oradaydı..

Cumhuriyet, kurultay kararının ilanından, kurultay sonuna kadar geçen zaman içinde CHP konusunda çok ince bir dengeyi büyük bir başarıyla sürdürdü:

Yazarlar, genel başkanlık konusunda, genellikle 1999 seçim sonuçlarına yol açan yönetimi eleştiren yorumlarını kamuoyuna net olarak aktardılar.

Buna karşılık haberler büyük bir tarafsızlık içinde, çok doğru ve çok ayrıntılı bir biçimde yansıtıldı.

Yani başta Yazıişleri Müdürü İbrahim Yıldız olmak üzere yazişleri çalışanları ve muhabir arkadaşlar, köşe yazarlarının (ki aralarında gazeteyi yönetenler de bulunuyordu) tutumlarından etkilenmeden, nesnel ve ayrıntılı bir habercilik yaptılar. Bence çok da başarılı oldular.

İşte bu başarılı ve nesnel haberciliğin kahramanlarından biri, Cumhuriyet'in Ankara bürosunda çalışan genç, dinamik, akıllı ve titiz bir muhabirdi.

Adı Mutlu Sereli.

Bu genç çocuk dikkatimi ilk kez, Parti Meclisi toplantılarından sızan haberlerin kamuoyuna aktarılması sırasında çekmişti.

Parti toplantıları basına kapalı olduğu halde, her toplantıdan sonra, o toplantı hakkında pek çok haber, genellikle de saptırılmış olarak basında yer alıyordu.

Haberlerin saptırılmış olması normaldi, çünkü basına kapalı olan toplantılarda olup bitenleri basına "sızdıranlar", belli hiziplerin destekleyicileriydiler ve konuları kendi lehlerine yorumlayarak aktarıyorlardı basına.

Bunun sonucunda da başta büyük basının gezeteleri olmak kaydıyla, pek çok yerde, ya muhabirlerin dikkatsizliğinden ve kaynaklarına duydukları güvenden ya da zaten muhabir de kendisine haberi sızdıranla aynı görüşte olduğundan veya onun kendisine bilgi aktararak yaptığı kıyağı haberiyle ödeyerek, bundan sonra da haber akışını sağlamak istediğinden, yazılanlar ya eksik ya da yanlış oluyordu.

Mutlu Sereli'nin toplantı haberleri böyle değildi.

Gerçekten hem nesnel hem de ayrınıtlı haberler yazıyordu.

İşte bu genç, Pazartesi günü Cumhuriyet'te yayımlanan Kurultay haberinde Altan Öymen'in Genel Başkanlık oylamaları sırasında bir ara çekilmeyi düşündüğüne ilişkin bir bilgi verdi.

Haber aynen şöyle: "İkinci tur oylama sürerken Mehmet Moğultay, Nurettin Sözen, Emre Kongar ve Tarhan Erdem ile bir durum değerlendirmesi yapan Öymen, genel başkan adaylığından çekilmesi gerektiğini söyledi. Başta Sözen olmak üzere Kongar, Erdem ve Moğultay, Öymeni'i bu düşüncesinden vazgeçirdiler."

Bu haberin perde arkası şöyle: Saat sabaha karşı altı dolayında. Sözen, Moğultay ve ben birlikte, girişin hemen yanındaki bir köşede otururken, Öymen bizim bulunduğumuz köşeden Erdem'le birlikte salona girdi. Ayağa kalktık ve kendisini karşıladık. Öymen "Çekilmeyi de düşünmek lazım herhalde" dedi. Sözen ve Moğultay şiddetle karşı çıktılar. Ben, bu konularda Öymen'in serbest bırakılması gerektiğini, çünkü tarihsel sorumluluğun onun omuzlarında olduğunu ve davranışının hatasını veya sevabını bizzat kendisinin kişisel olarak ödeyeceğini söyledim. Sonra da ekledim: "İkinci oylamada oylarınız düşerse, çekilmek doğru olur. Artarsa, belki devam etmek gerekir".

Bu konuşma ayak üstü, kendiliğinden oluşan bir grupta, delegelerin ve gazetecilerin arasında, çok yavaş sesle geçti.

Gözüm bir ara Öymen'in arkasında Mutlu'ya ilişti ama, arkası bize dönüktü ve sanki dinlemiyor, ya da duymuyor gibiydi.

Bu haberi kendi gözlemleriyle mi yazdı, yoksa, biri mi ona aktardı bilmiyorum.

Ama haber, başarılı bir gazetecilik olayı ve kurultayın hoş bir ayrıntısı olarak tarihe geçti.

Mutlu Sereli'yi kutluyorum

Bu meslekte çok yükseleceğine inanıyorum.