Kitaplar
Kitapların
ListesiSürekli Yazılar
Kitap Söyleşileri
EMRE KONGAR
MEDYA NOTU
KIŞLALI, CNN, NTV, KANAL 6 VE DİĞERLERİ
Cumhuriyet Gazetesi
, bir yazarını daha yitirdi.Öldürülen düşünür ve yazarların hep
Cumhuriyet Gazetesi kadrosundan olması tabii ki bir raslantı değil.Ahmet Taner Kışalı da zaten yazar olmaktan da öte, çok önemli bir kimliğe sahip bir bilim adamı, bir düşünür idi.
Öldürülmemiş olsaydı, bugünkü yazımda, kitle iletişim araçlarındaki son gelişmeler ve özellikle de
CNN-Türk’ün kuruluşu üzerinde odaklaşan bir makale yazacaktım.Şimdi, bu beyefendi kişinin, bu ilkeli aydının, ve bu
Kemalist düşünürün bir terörist eylemle canını vermiş olmasına, kitle iletişim araçlarının nasıl yaklaştığı konusuna bir göz atmak istiyorum.Önce CNN-Türk
’e bakalım.Her yeni kanal, her yeni gazete, kitle iletişim alanına yeni bir sermayenin girmesine yol açmasa bile, esas olarak çoğulculuğun ve dolayısıyla hem demokrasinin hem de basın özgürlüğünün gelişmesine katkıda bulunacağı için olumlu bir adımdır.
Üstelik CNN-Türk
, uluslararası bir yayın kuruluşunun Türkiye’ye gelmesi açısından, basın özgürlüğü yönündeki katkısı önemli olabilecek bir gelişme biçiminde görülebilir.Ayrıca her yeni kanalın ya da gazetenin, basın çalışanları için yeni bir ekmek kapısı, yeni bir seçenek olarak, hem iş güvencesini, hem de bu nedenle özgürlükleri arttırıcı etki yapması beklenir.
Bütün bu nedenlerle CNN-Türk’e “
hoşgeldin” diyor ve başarılar diliyorum.Bu kanal yayına başlar başlamaz, hem teknik açıdan hem de haber ve yorum bakımından önemli talihsizlikler yaşadı.
Hâlâ devam eden bir “
ses düşüklüğü” sorunu, izleyicileri çok rahatsız ediyor.Ayrıca İstanbul’dan 18.30’da kalkan Kahire uçağının kaçırılması sırasında, haberleri sunan Ayşenur Yazıcı’nın, olay yerinden canlı bağlantı ile konuştuğu muhabire, kalkış saatinin üzerinden henüz bir saat geçmişken, saat 19.30 dolayında, uçağın Hamburg’a inip inmediğini sorması, dikkati çeken bir acemilikti.
Derken
Kışlalı öldürüldü.Kimin öldürdüğü belli değil ama, demokratik, laik ve Kemalist düşüncelerinden dolayı öldürüldüğü açık.
Böyle bir ortamda, suikasttan hemen bir gün sonra, kanalın aynı zamanda Genel Müdürlüğü’nü de yapan
Taha Akyol’un, konuk ettiği Mesut Yılmaz’a, “Türkiye’de irtica tehlikesi yok değil mi?” diye Türkiye’de irtica tehlikesi olmadığını söyletmek için yol gösteren ısrarlı sorular sorması ve yorumlar yapması, bütün bunlara karşın Yılmaz’ın “Türkiye’de irtica tehlikesi yoktur denemez” biçimindeki yanıtında ısrar etmesi, bu kanalın “ideolojik bakımdan taraflı” olduğu izlenimi uyandırması açısından olumsuz bir not olarak izleyicilerin zihinlerinde yer etti.Uluslararası kimlikle de desteklenen bu yeni kanalın, böyle teknik ve ideolojik sorunları aşmasını ve Türkiye’deki “
özgür kitle iletişim araçları” arasındaki yerini almasını diliyorum.Kışalı’nın öldürülmesi olayına, bütün gazeteler ve yayın organları büyük yer verdi.
“
İdeolojik kimlikleri ağır basan” kanalların, gazetelerin, yazarların ve sunucuların bazıları bu olayı, gerçekleri biraz saptırarak, “faili meçhul cinayetlerin genel tablosu” içinde yorumlama eğilimi gösterdiler.Hatta bazıları, Kışalı’nın neredeyse, “kendisi gibi düşünenler tarafından provakosyon için öldürüldüğüne” kadar varan yorumlar yaptılar.
Bu arada NTV’de
Nuri Çolakoğlu ile Kanal 6’da Nedim Saban, ilgililerle, iki ayrı programda konuyu tartıştılar.İki programda da nesnel olarak bütün olasılıkları ortaya koyan, olaya tarihsel, toplumsal, ve siyasal
gerçeklikler açısından doğru yaklaşan çeşitli çözümlemeler sunuldu izleyiciye.NTV ile Kanal 6
’yı, Çolakoğlu ile Saban’ı kutluyorum.Bu arada, her iki programda da yer alan
Uğur Dündar’ın da ne denli gerçekçi, cesur ve berrak kafalı bir “haberci-yorumcu” olduğu bir kez daha ortaya çıktı.Sanıyorum Kışlalı
cinayeti, hem gazetelerin ve televizyonların, hem de buralarda yazan ve yorum yapanların, “gerçekleri” nasıl algıladıkları ve topluma nasıl aktardıkları konusunda bir “turnosol kağıdı” görevi yaptı ve yapmaya da devam edecek.