Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

EMRE KONGAR

 

 

MEDYA NOTU

 

 

KİTABIM ÇIKTI, ELEŞTİRİLER SÜRÜYOR

 

 

Bu sütundaki yazılarımı topladığım ve hem dilimizdeki yabancı sözcükleri hem de bu sözcüklerin yanlış kullanımını simgelediği için “Konsantremi Bozma” adını koyduğum kitap, Remzi Kitabevi yayınları arasında çıktı.

Ve çıkar çıkmaz, e-posta ile eleştiriler gelmeye başladı.

Aslında bunlara çok seviniyorum, çünkü kitabı henüz ben bile görmemişken, hemen alıp okuyan ve üstelik eleştirecek kadar da değer veren okurların varlığını bilmek bir yazar için enfes bir duygu.

Değerli okurum Haluk Somer yolladığı e-postada kitabın 56’ıncı sayfasında, Amerika’nın nüfusunu 200 milyon olarak belirttiğimi eleştiriyor ve doğru rakamın 276 milyon olduğunu söylüyor.

Kendisine teşekkür ederim. O yazıdaki ana fikir, 200 milyonu aşan bir nüfusun genel eğilimlerinin 400 kişi üzerinde yapılan araştırmalar ile ölçülebildiği gerçeği idi.

Önemli olmadığı için 200 milyonun üzerindeki rakamı ihmal etmiştim. Uyarı üzerine yaptığımın dikkati çeken önemli bir yanlış olduğunu farkettim.

Çünkü sevgili okurum 276 milyon nüfusun içinde 80 milyon kadar zenci olduğunu vurguladıktan sonra, “Yoksa” diyor, “Araştırmalar sadece beyaz nüfus üzerinde mi yapılıyor?

Tabii 400 kişilik “örneklem”, tüm nüfusu, yani zenciler de dahil olmak üzere 276 milyon insanı temsil ediyor.

Öyle anlaşılıyor ki, hiç farkına varmadan bazı önemli spekülasyonlara yol açan bir yanlış yapmışım.

Ama ne mutlu bana ki, böyle dikkatli ve değerli okurlarım var.

Bu yanlışı kitabın ikinci baskısında düzelteceğim.

Kitapla ilgili bir başka yorum-eleştiri, tv-sinema alanında çalıştığını söyleyen değerli okurum Atay Sözer’den geliyor:

Yolladığı e-postada, “naklen yayın” ve “canlı yayın” terimlerinin geleneksel olarak aynı anlama geldiğini belirten Sözer, Nijat Özön’ün “Sinema-tv Terimleri Sözlüğü”ne baktığında bir de aynı anlamda kullanılan “dolaylı yayın” deyimi ile karşılaştığını ve bunun ortalığı iyice karıştırdığını söylüyor.

E-postasında, amiyane tabiri ile “insanı fıtık eden” iki de “medyatik Türkçe” yanlışına dikkati çekmiş sevgili okurum:

Birisi “ticari taksi” deyimi.

Sözer bu konuda şöyle diyor: “Yaklaşık on sene önce komşumun küçük oğlu her gördüğü otomobile taksi diyordu; ona özel otomobillere taksi denmeyeceğini söyledim, anladı. Bir daha da demedi… Şimdi bütün televizyonlarda bir ticari taksi lafıdır gidiyor… Acaba ben mi yanıldım, zavallı komşumun oğluna yanlış şeyler mi öğrettim! Büyük vicdan azabı içindeyim”.

Okurum çok haklı:

Gördüğü bütün otomobillere “taksi” demek, “kırsal alan kültürünün” bir yansımasıdır.

Bu kültürün televizyon ekranlarına egemen olduğunu belirten okurumun dediğine göre öyle anlaşılıyor ki, televizyonlarımız gittikçe köylüleşiyor.

Eh Türkiye’nin genel durumuna bakarsak bunu pek de şaşırtıcı olmayan bir gelişme(!) olarak görebiliriz.

İstanbul trafiğini felç eden ve kenti yaşanmaz hale getiren Boğaz Köprülerini “çağdaşlık” diye niteleyen genel yayın yönetmenlerinin egemen olduğu medyanın köylüleşmesine hiç şaşmamak gerek!

Ne demişler: “Balık baştan kokar”.

Okurumun yolladığı e-postadaki ikinci “inci” de çok ilginç:

Oktay Babuna kampanyası için arkadaşları sonuna kadar destek olmuşlar; TV’nin yorumu “Arkadaşları Babuna için ellerinden geleni ardlarına koymadılar…

Biliyorsunuz Türkçede “elinden geleni ardına koymamak”, bir kişiye ya da bir olaya karşı, onu engellemek ya da kötülemek için sarfedilen çabaları belirten bir deyimdir.

Burada tam tersine kullanılıyor.

Okurum, bu yanlışın hangi kanalda yapıldığını belirtmediği içn bu işin onuru(!) kime ait onu yazamıyorum.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 22 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional