Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

MEDYA NOTU

 

EMRE KONGAR

 

TELEVİZYONLARDA NELER OLUYOR?

 

Dünyanın hiçbir yerinde televizyonlarda görünenler ve televizyonları yönetenler, Türkiye’de ödenen transfer paralarını ve maaşları alamazlar.

Dünyanın hiçbir yerinde, televizyon ve gazete yöneticilerine milyon dolar birimi üzerinden transfer ödemesi ve yüzbin dolar üzerinden maaş ödemesi yapılmaz.

Dünyanın hiçbir yerinde konuşma ve müzik alanındaki seviyesizliğe Türkiye’deki kadar büyük paralar ödenmez.

Peki Türkiye’yi öteki ülkelerden, hem de televizyonu aldığımız batı ülkelerinden ayıran nedir?

Bu sorunun yanıtı ne yazık ki, ne teknolojiyle ilgilidir, ne iletişimle, ne de kültürle.

Bu sorunun yanıtı maalesef, dönüp dolaşıp yamyamlığa gelmektedir:

Türkiye’de televizyon ve basın aracılığı ile yağmalanacak olan pasta, batı ülkelerinde görülmedik ölçüde büyüktür.

Çünkü Türkiye’de televizyon ve basın, sadece reklam pastasından değil, kamu mallarından ve kamu fonlarından da pay almaktadır.

* * *

Tabii durum böyle olunca, kimin neyi niçin ve nasıl ölçtüğü belli olmayan “raytinglere” dayalı olarak bir “izlenme oranı” olayı gündeme gelmekte ve tabir caiz ise, “raytingler” “siyasal şantaj” adına kullanılmaktadır.

* * *

Televizyon sahibi holdinglerin sadece reklam pastasından değil özelleştirme, teşvik, kredi, tahsis ve benzeri işlemlerle halkın vergilerinden ya da mevduatından toplanmış fonları kullanmaları ancak onların “kamuoyu oluşturma güçleriyle orantılı olarak” olanaklı görülmektedir.

İşte bu nedenle “izlenme oranı” hayati bir önem taşımakta, her televizyon kanalının “izlenme oranı” aslında “kamuoyu oluşturma kuvveti” yani “siyasal iktidarı destekleme ya da köstekleme gücü” olarak algılanmakta ve “devlet ilişkilerindeki” “kredibilitesi” bu gücüne göre belirlenmektedir.

(Okuyucu, “kredibilite” terimini, “halkı soyma yeteneği konusunda kendisine duyulan güven” olarak da algılayabilir.)

İşte bu medya, söylentilere göre, örneğin iboşhov için, bu şovu hazırlayan kişiye bölüm başına yüzbin dolar, yani otuz milyar ödeyebiliyor.

Kim hangi yeteneği ile bu parayı hangi ülkede almış sorarım?

Bizimkiler dizisinde ise 85 kişilik kadronun bölüm başına 20 milyar aldıkları ve dizinin Star televizyonundan 100 milyar lira alacağı olduğu söyleniyor.

Toplam reklam pastası ise yıllık 250 milyon dolar dolayında.

Televizyon kanalı işletmek çok pahalı bir iş.

En azından sadece işletme masrafları için aylık bir milyon doları gözden çıkarmak gerek.

* * *

Yağma beklentisi içinde tüm serbest piyasa koşullarına aykırı bir biçimde çalışan televizyon işletmeciliği bu durumda atv, show, kanal D, İnterstar olarak dört büyük tv kanalının ittifakını sağlıyor.

Bu ittifak sonunda bu dört kanal, reklam fiyatlarını % 400 arttırıyor ve bazı dizilere son veriyor.

Bu dört kanal arasındaki anlaşma, ayrıca, birinden ötekine büyük paralarla transfer olma olayının da engellenmesini öngörüyor.

Türk ekonomisini etkilediği ve Televizyon sektörüne de sirayet ettiği söylenen kriz, hem eleman çıkarmak, hem reklam fiyatlarını yükseltmek, hem de “starlara” ve “dizilere” ödenen astronomik rakamları düşürmek için bir fırsat olarak gözüküyor.

Ben dört kanalın ittifakı dahil, bütün bu gelişmeleri (tekelleşmeye yol açmaması kaydıyla) “hayra yoruyorum”:

Hayra yoruyorum, çünkü bu olayları, iletişim sektörünün, sektör dışı siyasal ve ekonomik çıkarlar uğruna istismar edilmesinin önlenmesi ve piyasa ekonomisi koşullarının bu sektörde de egemen olması adına hayırlı gelişmeler olarak yorumluyorum.

Unutmayalım, basının sorunlarını, ekonomik sorunlar dahil, yine en iyi basın, basın özgürlüğü yoluyla çözecektir:

Ben yukardaki bilgileri nerelerden derledim sanıyorsunuz?


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 15 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional