Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

MEDYA NOTU

 

EMRE KONGAR

 

“KONSANTREMİ” BOZAN GARİPLİKLER

 

 

Değerli okuyucum, Dr. M. Taner Küçükçelebi, yolladığı e-postada son günlerde, özellikle televizyonda, eğitim ve kültür düzeyleri çok değişik bir çok insanın aynı hatayı yaparak, “konsantrasyonum bozuldu” yerine, “konsantrem bozuldu” dediklerini belirtiyor, ve benim bu yanlışa değinmemi istiyor.

Bu yanlışı derhal belirtiyorum, ama artık gittikçe umudumu yitirmeye başladığımı itiraf etmem gerek.

Kimsenin beni ya da “doğru Türkçe kullanımı” konusunda yazıp çizenleri pek dikkate aldığı yok.

Aslında bu durum, televizyonlar açısından çok garip. Çünkü ben, kanal yöneticilerinin çoğunun kültürlü, bilgili ve Türkçe’nin doğru kullanımı konusunda duyarlı kişiler olduklarını biliyorum.

Acaba, genel olarak yapılan yanlışları işaret eden küçük birer genelge yayınlamaları ve başta haber spikerleri olmak üzere, kanallarındaki tüm çalışanları bu konuda uyarmaları çok mu zor?

Örneğin, “temiz toplum-temiz ekran” kampanyasını başlatan Kanal D, “Temiz Türkçe” konulu bir başka kampanyaya da imzasını atamaz mı?

* * *

Evet, gelelim garipliklere:

Birinci gariplik, insanı şaşırtan bir arşiv çalışması.

İnterstar’a koskocaman bir aferin:

Türban eylemlerinde başı çeken eylemci liderlerden birinin profesyonel eylemci kimliğini, YÖK’ü protesto eylemi akşamı, ana haber bülteninde mükemmel bir arşiv çalışması ile tüm Türkiye’ye aktarıverdi.

Hep aynı tür eylem, başta hep aynı kişi.

Ne tesadüf değil mi?

Bu arada, bu “profesyonel şeriat eylemcisi” yakalanıp götürülürken, farklı zamanlardaki farklı olaylarda, arka planda duyulan çığlıkların da aynı hançereden çıktığı bilmem dikkatinizi çekti mi?

Anlaşılan sadece eylemci değil, polis onu götürürken, tv kameralarına gösteri niteliğinde çığlık atan destekçi kızımız da aynı profesyonel kişilerden.

* * *

Serdar Turgut, izinden döndü ve Hürriyet’teki köşe yazılarına başladı.

Kendisi izindeyken, ben, “Serdar Turgut Armageddon Filmini gördü mü” diye sormuştum. Çünkü bir yazısında o filmde olmayan bir sahneden söz etmişti.

Şimdi de döndüğünde yazdığı 9 Kasım tarihli yazıda, “…gazetelere bakmamaya çalışarak bir dolaba kilitledim ve kilidi de pencereden dışarıya fırlattım” diyor.

Kendisi, beğendiğim hoş ve zeki bir yazardır. Benim de yakalayamadığım bir espri yapmamış ise, galiba, “kilidi” değil, “anahtarı” demek istemiş olmalı.

* * *

Mevcut siyasal sistemi eleştirenler, 7 Kasım 1998 tarihli Milliyet’teki iki köşe yazısını mutlaka okumalıydılar:

Birini Altan Öymen yazmıştı. “”217’den 138 çıkmazsa..” başlığını taşıyordu ve çıkarılması gereken yasalar konusunda iktidardaki koalisyon ortaklarının beceriksizliğini ya da kötü niyetini mükemmel bir biçimde, rakamlarla açıklıyordu.

Ötekini Hasan Pulur kaleme almıştı. Pulur, “Konu mankeni olmak…” adlı yazısında CHP lideri Deniz Baykal’ı “ciddiyet ve samimiyet” açılarından, karşı konulmaz bir mantıkla eleştiriyordu.

Bu “yağma düzenine” “temsili demokrasi” demekte direnenler, bu iki yazıyı da mutlaka okumalıydılar diye düşünüyorum ve “böyle yazıların yazılabildiği bir ülkede, neden politikacılar bu denli seviyesiz” diye düşünmekten de kendimi alamıyorum. (Bu sorumun yanıtı açık: Çünkü seçmen sisteme ağırlığını koyamıyor da ondan!).

* * *

Tam bu yazıyı yazarken bir dostum telefon etti. HBB televizyonu, benim adımı da kullanarak, (hem de eleştirel bir biçimde kullanarak) bir programının reklamını yapıyormuş.

Reklamı henüz görmediğim için birşey diyemiyorum ama, bu kanalın yöneticileri, bu yaştan sonra beni, hiç yapmadığım şeyleri yapmaya zorlamasınlar. Adımı korumak için mahkemelere başvurmaya gerek bırakmadan, bu reklamdan adımı çeksinler lütfen.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 22 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional