Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

MEDYA NOTU

 

EMRE KONGAR

 

CEVİZOĞLU CTV'DE: İNANILMAZ BİR PROGRAM

 

Televizyondan sonraki en yararlı icat nedir?

Televizyon sonraki en yaralı icat, onu oturduğumuz yerden denetlememize yarayan "uzaktan komuta" aletidir.

17 Haziran 1998 Çarşamba gecesi saat 23:40 dolayında kanallar arasında "seyahat ederken", gözüm birdenbire CTV'de Hulki Cevizoğlu'na takıldı.

Değerli gazeteci-yazar Cevizoğlu, bir genç kızımız ile sohbet ediyordu.

Üç nedenle derhal o kanalda kaldım.

Birinci neden, Cevizoğlu'nun sohbetlerinin gerçekten kaçırılmayacak nitelikte oluşu idi.

Kendine özgü üslubu ve yine kendine özgü espri anlayışı ile artık bir "ekol" niteliği kazanmış olan Cevizoğlu'nun programında yine ilginç birşeyler vardı muhakkak.

İkinci neden, Kanal 6'da program yapan Cevizoğlu'nun da kanal değiştirerek CTV'ye mi transfer olduğu sorusunun aklıma takılmasıydı.

Üçüncü neden ise, Cevizoğlu'nun bir genç kızımızla konuşmakta oluşu ve benim, Cevizoğlu'nun konuşacağı önemdeki bu genç kızımızın kim olduğunu merak edişimdi.

Sohbeti izlerken, programa mıhlandım kaldım.

Değil son günlerde, son aylarda bile bu denli ilgi çekici bir başka program izlediğimi anımsamıyorum.

Önce bana garip gelen durumun kafamda yarattığı soruların yanıtlarını buldum:

Cevizoğlu kanal değiştirmemişti.

Cevizoğlu ile konuşan kızımız da, Cevizoğlu'nun konuğu değildi.

Çünkü bu kez roller değişmiş, Cevizoğlu, sonradan adının "Aslı Astarı" olduğunu öğrendiğim ve ekranda görünen kızımızın sunduğu bir programa konuk olmuştu.

Programın ilginçliği ise, programın ev sahibi olan kızımızın son derece bozuk bir Türkçe ile ve inanılmaz bir mantıksızlık içinde sorduğu sorulara Hulki Cevizoğlu'nun her zamanki mantıklı davranışı içinde, "soğukkanlı ve ciddi" üslubu ile yanıtlar vermeye çalışmakta oluşu idi.

Cevizoğlu'nu Cevizoğlu yapan "ciddi espri" üslubundaki "espri" ögesi ise, bu programda, Cevizoğlu'nun insiyatifinden çıkmış, sunucu kızımızın "yetenekleri" bağlamında "doğal" bir öge olmuştu.

Örneğin kızımız, "Sizce mucize nedir" diye soruyordu.

Cevizoğlu bu garip soruya anlamlı ve mantıklı bir yanıt vermeye çalışırken, kızımız ikinci soruyu patlatıyor ve "Siz mucize yapabilir misiniz?" diyordu

Cevizoğlu mucizelere inanmadığını söyleyince de, "Ne kadar alçakgönüllüsünüz" yanıtını veriyordu kızımız.

Sunucumuz, Cevizoğlu gibi bir kişiye, "Işılay Saygın ne kadar saygın?" gibi "çok seviyeli" bir soru yöneltebiliyor, ve Cevizoğlu soğukkanlı mantığı içinde buna da yanıt vermeye çalışıyordu.

Bu "mantık ve seviye bombardımanı" sırasında "Son günlerde aklınızı karıştıranlar nedir? Örneğin gençlik nereye koşuyor?" gibi, başı sonu ve mantığı belli olmayan iki soruyla aynı anda karşılaşan Cevizoğlu "kendini bozmadan" bu "sohbeti" sürdürebiliyordu.

İster inanın ister inanmayın, kızımız, "Biraz yoruldum. Ne olur ne olmaz diye!" biçiminde sadece aralarındaki bağlantı değil, ne anlama geldiği bile belli olmayan sözler sarfediyor ve Cevizoğlu olanca ciddiyeti ile buna da anlamlı ve mantıklı bir karşılık vermeye çalışıyordu.

Aslında bu "sohbeti" Serdar Turgut izleyip yorumlasaydı sanıyorum ki köşe yazarlığı kariyerindeki en muhteşem mizah başyapıtlarından birini üretebilirdi.

Kızımızı kınamıyorum.

Gençler genellikle bu yaşlarda, kendilerini ölçme ve yeteneklerini tartma konusunda hatalar yapabilir.

Ama ya onları ekrana çıkartıp, bir sohbet programını kendilerine emanet eden CTV yöneticileri?

Cevizoğlu bence "hayatının sınavını verdi" bu programda; hem de başarıyla.

Cevizoğlu'nun bütün kariyeri boyunca gerçekleştirme fırsatı yakalayamayacağı bir "mizah programını" bize armağan eden CTV yöneticilerini kutluyorum.

Bence, bu program önceden ilan edilerek, bir "televizyon klasiği" olarak yeniden yayınlanmalı.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 22 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional