Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

3 Ekim 2022

Altılı Masa

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem'e geçiş için mutabakat sağlayan CHP, İYİ Parti, Demokrat Parti, Saadet Partisi, DEVA Partisi ve Gelecek Partisi'nin birlikte bulunduğu altılı masada liderler, 21 Ağustos'ta tamamlanan ilk tur görüşmelerin ardından 2 Ekim tarihinde bir kez daha bir araya geldi.

Toplantının sona ermesi sonrası ortak bir açıklama yapıldı.

"12 Şubat 2022 tarihinde Cumhuriyet Halk Partisi'nin ev sahipliğinde başlayan toplantılarımız, kamuoyu ile paylaştığımız temel ilkeler ve hedefler doğrultusunda kararlılıkla devam etmektedir. Gerçekleştirdiğimiz ilk altı toplantıda siyasi tarihimizde ender görülen bir işbirliği anlayışı içinde önemli mesafeler aldık.

Bizler, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni'ni hazırlayan altı siyasi parti olarak, Cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandırmak, adaleti tesis etmek, farklılıklarımızı zenginlik kabul ederek bir arada özgürce yaşamak, toplumsal huzuru ve barışı sağlamak, tüm vatandaşların insan onuruna yaraşır bir hayat sürmesini güvence altına almak, çoğulcu, demokratik bir Türkiye inşa etmek ve gelecek nesillere bu değerleri emanet etmek için bir aradayız.

Altılı Masa olarak kurduğumuz Geçiş Süreci Yol Haritası Komisyonu, Anayasal ve Yasal Reform Komisyonu, Kurumsal Reform Komisyonu, Seçim Güvenliği Komisyonu ve İletişim Komisyonu yarının Türkiye'sini inşa için çalışmalarını hız kesmeden sürdürmektedir.

Liderler Buluşmaları'nın ikinci turunun bu ilk toplantısında yaklaşan seçim takviminin ve artan toplumsal beklentinin bilincinde olarak iki temel konuyu ele aldık:

Birincisi, Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme Geçiş Süreci Yol Haritası konusunda yapılan çalışmaları değerlendirdik ve bu konudaki çalışmaları en kısa sürede tamamlayarak kamuoyunun bilgisine sunma kararı aldık.

İkincisi, ülkemizin önemli temel politika alanları için ortak bir çalışma grubu kurulmasına, halkımızın menfaatleri doğrultusunda ortak politikalar belirlenmesine ve bu politikaların ortak taahhütlerimiz olarak kamuoyuna ilan edilmesine karar verdik.

Bu temel politika alanlarını da;

Hukuk, adalet ve yargı,

Kamu yönetimi,

Şeffaflık, denetim ve yolsuzlukla mücadele,

Ekonomi, finans ve istihdam,

Sektörel ve bölgesel konular,

Bilim ve teknoloji,

Eğitim ve öğretim,

Sosyal politikalar,

Dış politika, güvenlik, savunma olarak belirledik.

Önemle bir kez daha vurgularız ki, halkın gerçeklerinden tamamen kopmuş siyasi iktidar, çarpıtma ve algıyla gerçeklerin üzerini örtebileceğini sanan beyhude bir çaba içerisindedir. İktidarın yarattığı yozlaşma öyle bir boyuta ulaşmıştır ki, borsa manipülasyonlarıyla bir avuç yandaşın zengin edilerek küçük yatırımcının yok edilmesi dahi bu dönemde yaşanmıştır. Tüyü bitmemiş yetimin hakkıyla hem de kamu bankaları üzerinden borsa manipülatörleri kurtarılmaya çalışılmıştır. Gençlerimiz daha iyi yaşam koşulları ve özgürlük için başka ülkelere giderken, kamuda dört beş maaş alanlar lüks ve şatafat içinde yaşamlarını sürdürmekte; ülkeyi yönetenler zenginleşirken geniş halk kitleleri fakirleşmektedir. Bu adaletsiz düzene birlikte son vereceğiz.

Güçlü bir demokrasi olmadan güçlü bir ekonomi olamayacağı, güçlü bir ekonomi olmadan da güçlü bir dış politika olamayacağı gün ışığı gibi ortadadır. Dış politika ve milli güvenlik konularını iç politika malzemesi olarak kullanan iktidar Ege'deki Türk-Yunan dengesinin Yunanistan lehine bozulmakta olduğu gerçeğini hamasi nutuklarla örtmeye çalışmaktadır. Kurumsal akıldan yoksun dış politikanın ürünü olan bu güvenlik zaafı hiçbir hamasi dille kapatılamaz. Öte yandan, Rusya'nın Ukrayna'nın bazı bölgelerini ilhak kararını da Kırım'ın ilhakı kararı gibi geçersiz görüyoruz.

Milletimiz müsterih olsun! Toplumsal, siyasal ve ekonomik sorunları her geçen gün ağırlaştıran Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin, keyfilikle ve kural tanımazlıkla, Türkiye Cumhuriyeti'ni bir şahıs devletine dönüştürmesine ve 85 milyonu uçuruma sürüklemesine asla izin vermeyeceğiz.

Kamuoyunun bilgisine bir kez daha sunarız ki;

Altılı Masa hedefine emin adımlarla ilerlemektedir ve göstereceğimiz ortak Cumhurbaşkanı adayı, Türkiye'nin 13. Cumhurbaşkanı olacaktır.

Altılı Masa aynı zamanda, demokratik hukuk devleti için Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi tesis edecek Meclis çoğunluğunu da kazanacaktır.

Yeni bir yönetim anlayışı ve siyaset kültürüyle ülkemiz hızla kutuplaşma girdabından çıkartılacak, inancı, kimliği, dünya görüşü ve yaşam tarzı sebebiyle hiç kimse ötekileştirilmeyecek, temel hak ve özgürlükler güvenceye kavuşacak, gençlerin önündeki tüm engeller kaldırılacak, kamuda israfa son verilecek, siyasi ahlak kanunu yürürlüğe girecek, yolsuzlukla ve yozlaşmayla etkin mücadele edilecek, güçlü kurumlar tesis edilecek, tüm terör örgütlerinin, yeraltı suç örgütlerinin ve uyuşturucu baronlarının üzerine kararlılıkla gidilecek, güzel ülkemizin hiçbir çocuğu yoksulluğa mahkûm edilmeyecek ve Türkiye rahat bir nefes alacaktır.

Altılı Masa olarak her zaman vurguladığımız gibi, bu yeni bir başlangıç ve yeni bir inşadır."

* * *

Bu açıklamadan sonra, liderler şunları söylediler:

Kemal Kılıçdaroğlu:

"Yarının Türkiye'sini inşa etmek için kamuoyu ile paylaştığımız temel ilkeler ve hedefler doğrultusunda bir araya gelerek değerlendirmelerde bulunduğumuz, ev sahipliğimizde gerçekleşen toplantıya katılan tüm genel başkanlara teşekkür ediyorum. Bizler, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni'ni hazırlayan altı siyasi parti olarak kararlıyız; ortak adayımız Türkiye'nin 13. Cumhurbaşkanı olacak, ülkemizde toplumsal huzur ve barış sağlanacak, adalet tesis edilecek, Cumhuriyet'imiz demokrasi ile taçlanacak!"

Meral Akşener:

"Zengin, mutlu ve güçlü bir Türkiye'nin inşası için kurduğumuz ortak akıl platformunun bu değerli toplantısı için; başta ev sahibi Sayın Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere tüm genel başkanlara teşekkür ediyorum."

Ali Babacan:

"Bugün değerli genel başkanlarla Yarının Türkiyesi adına önemli kararlar aldık.

Toplantımıza ev sahipliği yapan Sayın Kemal Kılıçdaroğlu başta olmak üzere tüm genel başkanlara teşekkürlerimi sunuyorum."

Ahmet Davutoğlu:

"Sizlere söz veriyoruz, Türkiye rahat nefes alacak. Nazik ev sahipliği için CHP Genel Başkanı Sn. Kemal Kılıçdaroğlu ile değerli katkıları için tüm Genel Başkanlara teşekkür ediyorum. Biz Kazanacağız."

Temel Karamollaoğlu:

"Yeni bir başlangıç ve yeni bir inşa süreci için kararlılıkla ve emin adımlarla yolumuza devam ediyoruz. Milletimiz müsterih olsun. Bu adaletsiz düzene birlikte son vereceğiz! Sn. Kemal Kılıçdaroğlu başta olmak üzere, değerli genel başkanlara teşekkür ediyorum."

Gültekin Uysal:

"Milletimizin hiçbir ferdinin inancı, kimliği, dünya görüşü ve yaşam tarzı sebebiyle ötekileştirilmeyeceği, 'eşit vatandaşlık hukuku'nun muhakkak işletileceği, kaynakların heba edilmediği, demokrasinin hakim olacağı bir Türkiye'yi kurmaya kararlıyız. Bu kararlılıkla biz kazanacağız. Milletimizi 20 yıllık kronikleşmiş sorunlarından kurtarmak ve yaşanabilir bir Türkiye'yi inşa etmek iradesiyle ikinci turuna başladığımız toplantıların ilkinde, öncelikle ev sahipliği dolayısıyla CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na ve tüm liderlere teşekkür ediyorum."

* * *

Altılı Masa için geçtiğimiz 29 Eylül Perşembe günü şunları yazmıştım:

"Altılı masanın gücü, "Güçlendirilmiş Parlamenter Demokrasi" üzerindeki "fikir birliğinden" geliyor:

Çünkü bu "fikir birliği" Türkiye'nin siyasetindeki sağ-sol bölünmesini çapraz keserek, sağ politikanın son aşaması olan Erdoğan/AKP iktidarının kurduğu "Şahsım Devleti"nin demokratik kurum ve kuralları yozlaştırarak rejimi katletmesini önlemeye yönelik "Demokratik Bir Uzlaşma"dır.

Türkiye'nin siyasal tarihinde Demokratik Rejimi yozlaştırmaya yönelik olan hatalardan ders almış olan sağ politikacıların desteğiyle ortaya çıkmıştır.

Kuruluşu Kemal Kılıçdaroğlu'nun ince ince işlediği bir siyasal strateji sayesinde gerçekleşmiştir.

CHP'nin liderliğinde, İYİ Parti'nin desteğiyle, dinci sağın ve eski AKP yöneticilerinin katılmasıyla kurulan bu "Millet İttifakı" ilk kez, Türkiye'de "Demokratik Rejim" için bir umut belirliyor.

Geçmişte de Mümtaz Soysal'ın "Tarihsel Uzlaşma" diye övdüğü Ecevit-Erbakan koalisyonu ile denenen ve başarısızlıkla biten; yaklaşık yirmi yıl sonra Erdal İnönü ile darbelerden ders almış ve Demokratik Rejim'in değerini anlamış olan Süleyman Demirel ortaklığıyla bir kez daha gündeme gelen bu "Orta Sol" ile "Sağ" arasındaki "Demokratik İttifak" yeniden umut oldu!

Buraya kadar Altılı Masa'nın gücünü anlatmaya çalıştım.

Şimdi önündeki tuzaklara gelelim.

***

Altılı Masa'nın önündeki birinci tuzak, bu ittifak içinde yer alan partilerin tabanlarının kendi liderlerini öteki partilere ödün vermekle suçlaması ve bu suçlama bağlamında Demokratik İttifakı zedelemeleridir.

Sol ve Demokrat seçmen tabanı, CHP Demokratik Rejimi ve onun ayrılmaz önkoşulu olan laikliği yeterince desteklemediği gerekçesiyle...

CHP dışındaki sağ partilerin tabanları ise eski alışkanlıklarıyla Demokratik Rejim karşıtı ideolojilerinden vazgeçmediklerinden...

Destekledikleri partilerin liderlerini, öteki partilere ödün vermekle ve kendi kimliklerinden sapmakla suçlamaktadırlar.

Bu suçlamaların etkileri değişik yönlerde olmaktadır:

CHP'ye tabanı tarafından yöneltilen suçlamalar Demokratik Rejimi koruyucu, onun dışındaki sağ partilere tabanları tarafından yöneltilen suçlamalar ise Demokratik Rejimi yozlaştırıcı etki yapmaktadır.

Burada önemli bir gözlem olarak her altı parti liderinin de zaman zaman hem birbirleriyle hem de kendi içlerinde çelişen söylem ve eylemlerinin, kendi tabanlarından gelen bu değişik baskıları karşılamak için ortaya çıkan tutarsızlıklar olduğunu vurgulamalıyım.

Üstelik burada dikkate alınması gereken bir başka öğe, Altılı Masa dışındaki HDP ve öteki iki sol ittifak ile Masa'nın ilişkileridir.

Demokratik Rejim'i korumak ve yeniden kurmak için seçimlerde kendi dışındaki desteklere de gereksinme duyan Altılı Masa, gerek HDP'nin gerekse iki ayrı sol ittifakın siyasal konumlarını da dikkate almak zorundadır.

***

Altılı Masa'nın önündeki ikinci tuzak, "Güçlendirilmiş Parlamenter Demokratik Rejim" olarak belirlenen "genel hedef" dışında, başka özel ayrıntılara girme baskılarıdır.

Burada iktidarın etnikçilik/milliyetçilik ve dincilik/mezhepçilik üzerinden oluşturduğu kışkırtmaları da akılda tutularak "Güçlendirilmiş Parlamenter Rejim" kurulduktan sonra ele alınması ve çözülmesi gereken sorunlara şimdiden çözümler formüle etmek gibi bir yanlışa düşülmemelidir.

Seçimlerden sonra kurulacak hükümet de çözülecek güncel sorunlar da seçimlerin sonuçlarına göre belirlenecek yeni yapının oluşturacağı Meclis'te ele alınacaktır.

Şimdiden hükümetin yapısı ve somut sorunlar hakkında müzakerelere başlanması, ortaya çıkacak olan fikir ayrılıkları ve çelişkiler yüzünden, "Demokratik Rejim'in kurulması ve işletilmesi" biçimindeki ortak genel hedefi zedeler!

***

Tarih ve siyaset "Güçlendirilmiş Parlamenter Demokratik Rejim"in yeniden kurulmasını ve işletilmesini engelleyen politikaları ve politikacıları affetmeyecektir."

* * *

Altılı Masa'nın dün açıkladığı bildiri, bu bildiride belirttiği çalışma biçimi ve adlarını verdiği komisyonlar, yukardaki yazıda işaret ettiğim bütün tuzaklara düşmek üzere olduklarını gösteriyor.

Bakalım ilan ettikleri bu konularda genel ilkelerde mutabakat çizgisinde kalabilecekler mi, yoksa hepsi kendi özel gündemlerinin kurbanı olarak ayrıntılarda kaybolacak ve Altılı Masa'da bugüne kadar görülen Genel Demokratik İttifakı dinamitleyecekler midir?


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 29 Ocak 2024

Valid HTML 4.01 Transitional