Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

11 Nisan 2022

1) İstanbul da GATA'da, Yeni İsmiyle Sultan Abdülhamit Han Araştırma Hastanesi'nde Çalışan Asistan Hekimlerin Çığlığı...

2) İktidarın Ukrayna krizinde ABD Çizgisine Uyarlanması Karşısında Perinçek?

Önce hayatlarını bizim sağlığımıza adamış olan genç hekim evlatlarımızdan aldığım bir mektubu aşağıda yayınlıyorum:

Lütfen başta Sağlık Bakanı Fahrettin Koca olmak üzere, ilgililer "İsteyen gitsin" diyeceklerine, bu sorunlara çözüm bulsunlar!

* * *

Çok Kıymetli Gazeteci Ağabeylerim;

Bizler İstanbul da GATA da yani yeni ismi Sultan Abdülhamit Han Araştırma hastanesinde çalışan Asistan hekimleriz. Hekimlerle ilgili yaşanan süreci sizler daha iyi biliyorsunuz. Bir çok konuda maalesef bayağı bir örselendik.

Bizler halen 18 asistan olarak bu hastanede çalışmaktayız.

Hastanenin Anestezi ve Yoğun bakım bölümünde görevliyiz.

Malumlarınız en çok dikkat ve özen gerektiren bir bölüm.

En küçük bir hata veya ihmal hastanın hayatına mal olacağı muhtemeldir.

Bu bölüm asistanları olarak ne yazık ki insani olmayan şartlarda çalıştırılmaktayız.

En kıdemlimize 6, en kıdemsizlere 10 nöbet tutturulmakta.

Yasal olarak en fazla 7 nöbet tutulabilir. Zaten 7 nöbetin ücreti ödeniyor.

Yine bu Nöbetler 36 saat olarak zorunlu uygulanıyor.

Yani İnsanın dayanamayacağı sürelerde 36 saat nöbet tutturuluyoruz.

Nöbetler çok uzun olduğu için de mesai içerisinde çok dikkat ve özen gerektiren işimizde hata yapma durumu her an olabiliyor. Performansımız düşüyor ve zaten öylesine zamanın geçmesini bekliyoruz.

36 Saatlik nöbet çıkışı ise hemen hemen her arkadaşımız kendi arabasıyla evine dönerken yorgunluk ve uykusuzluktan dolayı kaza yaşadı veya ramak kalan durumlar oldu.

Kısacası Sağlık Bakanlığı bu konuda bir genelge ile topu Başhekimlere attı. Başhekimler ve bölüm şefleri bizleri insan olarak görmüyorlar maalesef.

Bölüm şefi ile birkaç defa sorunlarımızı konuşmak istedik. Bizleri hakaret ederek kovdular. Yani anlayacağınız müthiş bir mobbing de uygulanıyor.

"Beğenmiyorsanız bırakın istifa edin gidin, işinize gelmiyorsa çalışmayın" daha birçok tehdit ve mobbingle karşı karşıya kalıyoruz.

Bu durumun gündeme getirilip çözülmesi için illa ki birimizin veya birkaç kişinin başına bir şeyler mi gelmeli?

Maalesef Ülkemiz böyle. Birileri zarar görecek ki o sorun düzeltilsin.

Sizlerden isteğimiz;

Bu konuyu lütfen gündem yapın, gelip halimizi ve ahvalimizi yerinde görebilirsiniz.

Hastanemizin daha diğer sorunlarını yazmadım. Ancak acil sorunumuzu yazdık.

Hastanede kantin yok, dökülen ve bakımsız binalar, içecek su matikleri bile kaldırıldı, yemekler ki berbat hangi birini sayayım. Çok mağdur durumdayız.

Lütfen bu 36 saatlik nöbetlerin çözülmesi için ve diğer problemlerin çözümü için bu konuyu gündeme getirirseniz seviniriz.

Her birimiz ayrı ayrı teşekkür ederiz.

Tek Ümidimiz sizler kaldınız sesimiz kısıldı maalesef her alanda.

Saygılarımızla.

* * *

Şimdi, Erdoğan/AKP iktidarının Ukrayna krizinde ABD çizgisine dönüşünden sonra, Perinçek'in Vatan Partisi'nin "Biz Erdoğan/AKP iktidarını destekliyoruz, çünkü ABD emperyalizmiyle ve FETÖ ile en iyi o mücadele ediyor" tezine dayalı politikası ne olacak sorusu:

Aslında FETÖ ile mücadelenin ne denli sulandırıldığı ve bir yandan zenginler bu sorundan kolayca yakalarını sıyırırken yoksullara nasıl haksızlık ve hukuksuzluk yapıldığı konusundaki örnekler, bir kitap olacak kadar çok ve uzun.

O nedenle doğrudan, Rusya-Ukrayna-NATO-AB-ABD konusunda Türkiye'nin (haklı ya da haksız, veya hukukî veya hukuk dışılığını tartışmadan) aldığı tutum ve davranışın ana çizgisine işaret ederek, Perinçek'in Partisi olan Vatan Partisi'nin ve bu partinin Erdoğan/AKP iktidarına, ABD ve emperyalizm karşıtlığı ilkesine dayalı olarak verdiği desteğin ne olacağı sorusuna işaret etmek istiyorum:

Bilindiği gibi Türkiye, başta, Rusya ve Ukrayna arasında "Tarafsız" bir politika izlediği izlenimi yarattı.

Ama sonradan, gerek "Savaş Hali" ilanı ile Montrö'yü uygulamaya başlaması gerekse aşağıda anlatacağım Birleşmiş Milletler oylamasındaki tutumu, bu "tarafsızlığını" yok etti.

Hemen arkasından ABD'nin Türkiye'ye F-16 uçaklarını vereceğine ve F-35 projesinin yeniden düşünüleceğine ilişkin haberler, Türkiye-Mısır, Türkiye-İsrail, Türkiye-Suudi Arabistan ilişkilerindeki (Kaşıkçı cinayeti üzerinden) gelişmeler, bu tarafsızlıktan vaz geçildiğini işaret eden olaylar.

Sözünü ettiğim BM oylaması şöyle:

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda Ukrayna'da yaptıkları dolayısıyla "Rusya'nın İnsan Hakları Konseyi'nden çıkartılması" için yapılan oylamada NATO-ABD-AB bloğunu oluşturan 93 ülke, bu karara "evet" dedi.

Karşı tarafta Rusya'ya destek veren ve "hayır" diyen 24 ülke vardı.

Üçüncü bir grup olarak da bir taraf tutmaktansa çekimser kalmayı tercih eden 58 ülke ortaya çıktı.

Dördüncü bir grup olarak 8 ülke de oylamaya katılmamış.

"Hayır" diyen ülkeler arasında Çin, İran, Cezayir, Küba, Vietnam, Kuzey Kore, Kongo, Kazakistan, Tacikistan, Özbekistan, Kırgızistan da var.

"Çekimser" kalanlar arasında da Hindistan, Brezilya, Mısır, Endonezya, Irak, Meksika, Pakistan, Nijerya, Katar, Suudi Arabistan, Güney Afrika bulunuyor. Oldukça çeşitli ve yaygın bir profil.

Bu oylamada, Türkiye, tarafsızlık iddiasından vaz geçerek NATO-ABD-AB çizgisinde oy kullandı.

* * *

Tekrar edelim: Bu yazının amacı bu tutum ve davranışın doğruluğu ya da yanlışlığı değil...

Sadece iktidarın dış politikadaki çizgisini yeniden net bir biçimde ABD yanlısı bir biçimde saptamış olması ve Perinçek'in tavrının ne olacağı.

İktidarın ABD, AB, İsrail, Mısır ve Suudi Arabistan karşıtlığı ve Rusya yandaşlığı yaptığını söyleyerek güya sözde Antiemperyalist bir politika izlediğini öne sürürken...

Ve bu sayede Perinçek'in Vatan Partisi'nin iktidara (hem de Atatürkçülük adına) desteğini sağlarken...

Dış politikadaki bu tutum ve davranış değişikliğinin Perinçek'in liderliğindeki Vatan Partisi'nde bir politika değişikliğine yol açıp açmayacağı sorusuna dikkat çekmek.

Bu sorunun yanıtını ben de bilmiyorum...

Ama tarih ve kamuoyu bu konuyu dikkatle izliyor ve not ediyor; onu biliyorum!


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 29 Ocak 2024

Valid HTML 4.01 Transitional