Emre Kongar'ın Resmi^* İnternet Sitesi

Peker 'in dün yayınlanan dokuzuncu videosunun hedefinde yine Süleyman Soylu vardı.

Bu kez Metin Kıratlı'ya ilaveten,Metin Külünk, Akit gazetesi ve Veyis Ateş isimleri de videoda yer almıştı.

Daha da önemlisi, aralarında bir mahkeme başkanı, bir emniyet birimi sorumlusu olan birtakım isimler bir çete bağlamında suçlanıyordu.

Peker, iddialarının soruşturulmaları için muhalif partilerin ve medyanın bu konularda araştırma ve soruşturmaları bastırmaları gerektiğini belirtiyordu.

Kendisine ajan diyenleri, ailesini rahatsız edenleri, kendisini yarı yolda bırakan dostlarını ağır bir dille suçluyordu.

Bu arada Michel Zevako'nun 10 ciltlik Pardayyanlar romanını da andı.

Esas olarak anlattıkları şöyle özetlenebilir:

Belediyelerdeki rüşvet ağının derneklere yaptırılan bağışlar üzerinden çalıştığını anlattı.

Süleyman Soylu 'nun şirketinin 5 bin 7 yüz kat büyüdüğünden söz etti.

Kendisine MOSSAD ve CIA ajanı diyenleri yalanladı, vatanperver olduğunu vurguladı. Kendinden, sinirli yapısından, kızını sevdiğinden, mertliğinden, namusundan, şerefinden söz etti.

Akit'ten Murat Alan'a, Şevki Yılmaz'a sitem etti. Perinçek'e, "psikolojisi bozuk" dedi.

Erdoğan 'la konuşacağını yolsuzlukları anlatacağını, ama devlete hıyanet etmeyeceğini yineledi. Binali Yıldırım'a, "Bırak oğlun konuşsun, 15 yılda dolar milyarderi olmuş, Hollanda açıkladığı için servetinin o kadarını biliyoruz" dedi.

Organlarını kaybetmiş olan mahpuslara, PKK'lı bile olsalar, protez yaptırdığını belirtti.

İktidarı, Makedonya'daki ırkçı partiye yardım etmekle suçladı. Kendisini öldürtmek için Rus, Sırp ve Arnavut çeteleriyle temas edildiğini iddia etti.

Avukatlarının pasaportlarının iptal edildiğini, pasaport iptallerine bakan mahkeme ile Soylu'nun iş birliği yaptığını öne sürdü.

10 bin dolarla ilgili olarak her zaman herkese çok daha fazlasını verdiğini, sadece Külünk'e cebinden 300 bin lira ödediğini , milletvekillerine, seçim zamanları, otomobillerine para bıraktığını belirtti. AKP'nin halka dağıttığı kahveleri kendisinin aldığını söyledi. Külünk istediğinde Almanya'ya da para yolladığını belirtti.

Demirören 'nin Aydın Doğan Medyasını satın almak için Ziraat Bankası'ndan aldığı krediyi ve faizini geri ödemediğini iddia etti. Demirören medyasını da Albayrakların yönettiğini söyledi.

Kemer Country civarında bir arsanın imara açıldığını, Habertürk'tekiVeyis Ateş'in Soylu'nun adamı olduğunu belirtti. Sezgin Baran Korkmaz'ın, SBK'nın Bodrum'daki otelinde, bir hakimin, bir emniyet müdürünün, Veyis Ateş'in kaldığını söyledi. SBK'nın oteline de el konulmak istendiğinde isyan ettiğini belirtti.

En vahim iddia olarak, şu anda yurt dışında kaçak olan SBK'nın İçişleri Bakanlığı'na çağrıldığını, 45 milyon dolar alacağını unutmasının ve yurt dışına çıkmasının söylendiğini ve ertesi gün yurt dışına gittiğini ileri sürdü.

Suriye'den yapılan ticaretten kazanılan paraların neden Türkiye'ye gelmediğini sordu.

Sürekli olarak 40 yaş altındakilere hitap ettiğini vurguladı.

* * *

Dokuzuncusu yayınlanan videolar konusunda iktidar ve medyası suskun görünüyor, savcılar harekete geçmiyor.

İktidar, kendi politikalarını topluma zorla kabul ettirmek, onlara karşı çıkanları susturmak için yargı mekanizmasını kullandığı, bu konularda gerçekleri yazan gazetecileri hapse bile attığı için, Peker'in açıklamaları, iktidar medyasına ek olarak bir süre için muhalif medya tarafından da yok sayılsa da, bir gün mutlaka yeniden gündeme gelecektir.

Bu videolar bugün olmazsa da yarın, çok ciddi sonuçlar doğuracak açıklamalar olarak görünüyor.

* * *

Değerli izleyenlerim, dokuzuncu video içindeki iddialar nedeniyle görmezden, duymazdan gelinemeyecek kadar önemli iddialar içeriyor.

İktidar tarafından doğrudan kontrol edilen medyamız suskunluğunu daha ne kadar devam ettirebilir, bilemiyorum.

Medyaya yansıyan dedikodulara göre, iktidar bu videolar konusunda suskun kalma kararı vermiş.

Eğer böyle bir karar varsa, bunun son derece yanlış olduğu açık:

Çünkü Türkçemizdeki güzel atasözlerinden biri "Sükût ikrardan gelir" yani "Susmak kabul anlamına gelir" biçimindedir.