Kitaplar Sürekli Yazılar Kitap Söyleşileri |
26 Nisan 2021
Ermeni Soykırımı İddialarının Dünü ve Bugünü.
Sevgili okurlarım, Ermeni soykırımı iddialarının tarihsel temeli,
Ermeni Milliyetçiliğinin ayrılıkçı katliamlarına kadar dayanır…
Ermenilerin, Emperyalistlerin kışkırtmalarıyla, Osmanlı İmparatorluğu'ndan
ayrılmak üzere "Milli Kimliklerini" geliştirmek için çalışmaya başlama
tarihlerini belirleyen 1774 Küçük Kaynarca Antlaşmasına kadar geri gider.
Küçük Kaynarca Antlaşmasıyla, Rus Çarı, Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Ermeni
tebaa üzerinde nüfuz kazanmış ve İngiltere'nin de buna karşı harekete
geçmesiyle, Emperyalistlerin kışkırtmaları başlamıştı.
* * *
Osmanlı İmparatorluğu zayıflamaya başlayınca önce komşusu Rusya onun
topraklarına göz dikti.
Bunun en kısa yolu da İmparatorluktaki Hıristiyan azınlıkları kışkırtmak ve
devleti parçalamaktı.
(Nitekim örneğin Girit adası, Ortodoks Rum tebaa üzerindeki oyunlarla
Osmanlı'nın müdahalesine rağmen, Emperyalist güçlerin baskısıyla önce özerk
olmuş, sonra da Yunanistan tarafından ilhak edilmişti.)
Ama Doğu Anadolu'da yeterli Ermeni nüfus yoktu.
Bunun üzerine Ermeniler, kurdukları çetelerle Doğu Anadolu'da Türk ve
Kürtleri yani Müslümanları öldürmeye başlamışlar ve Müslümanları göçe
zorlamak için çeşitli isyanlar çıkarmışlardır.
Doğu Anadolu'nun tarihi Ermeni isyanları ve katliamları tarihinden ayrı
düşünülemez.
* * *
Ermeniler, Birinci Dünya Savaşı sırasında da Rus ordusuna katılarak hem
cephede hem de cephe gerisinde Osmanlıya karşı savaşa girişmişlerdir.
Osmanlı İmparatorluğu, kendisine karşı, kendi topraklarında girişilen bu
saldırıları önlemek için, Doğu'daki Ermeni nüfusu ve Batı'daki bazı Ermeni
liderleri Güneye, Suriye'ye zorunlu hicrete, "tehcire" tabi tutmuştur.
Bu zorunlu sürgün sırasında pek çok Ermeni'nin hayatını kaybettiği bir
gerçektir.
Ama "tehcir" pek çok masum Türk ve Kürt'ün de, Ermeniler tarafından
katledilmiş olması gerçeğini örtbas edemez.
Sonuç olarak olay, bir "soykırım" değil, kökleri yüzyılı aşan ve
Birinci Dünya Savaşı ortamında devam eden bir karşılıkla katliam, eski
Türkçe deyimle "Mukatele"dir.
* * *
Rusya'nın Osmanlı İmparatorluğu üzerinde nüfuz kazanmasını tehlike
olarak gören İngiltere de 1774 Küçük Kaynarca Antlaşması'ndan hemen
sonra devreye girmiş, her türlü aracı kullanarak ve sonunda tarihindeki
ilk borcu da vererek, Kırım Savaşı ile Osmanlı İmparatorluğu'nu yanına
çekmiştir.
Daha sonra devreye Fransa ve Almanya da girmiştir.
1900'lerin başında ABD de konuya uyanmış ve Misyoner okulları yoluyla onlar
da bu paylaşım savaşına katılmışlardı.
Siyasal Tarih'teki ünlü "Doğu Sorunu" Osmanlı İmparatorluğu'nun bölüşüm
sorunuydu.
Zaten 1881'de Düyunu Umumiye'nin ilanı ile çöken İmparatorluğun Birinci
Dünya Savaşı sonrasına kadar yaşaması, Avrupalı büyük devletlerin, İstanbul
başta olmak kaydıyla Osmanlı'yı aralarında bölüşememelerinin bir sonucuydu.
Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı İmparatorluğu yenilince, galip devletler,
Batı'dan Yunan'ı, Doğudan Ermeni'yi, "tarihten geldiğini iddia ettikleri
topraklarını" yeniden fethetmeleri için Anadolu'ya saldırtırlar.
Mustafa Kemal Paşa'nın Başkomutanlığındaki Meclis orduları her iki cephede
de bu saldırılara karşı koymuştur.
Doğu'daki savaşın komutanı General Kazım Karabekir'dir.
Sonunda Yunan da Ermeni de yenilir.
Ama her iki halk da kendi kurdukları devletler içinde geleneksel Türk
düşmanlığını halklarının bilinçlerine yerleştirmişler ve göç ettikleri
ülkelerde de seçmen güçlerini kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti aleyhine
soykırım kararları aldırmışlardır.
Buraya kadar evvelki gün ve dün özetlenmiştir.
* * *
Bugün ise "Soykırım Senaryolarının" yeniden gündeme getirilmesi, 3
milyonluk yoksul Ermenistan'ın yaşamak için dünyanın çeşitli ülkelerine
dağılmış olan Ermeni Diasporası'nın desteğine sahip olma
gerekliliğinden ve bunu sağlamak için de Türk Düşmanlığını canlı tutmak
gereksinmesinden kaynaklanmaktadır.
Dünyanın buna dikkatini çekmek için Türkiye'nin masum diplomatlarını haince
katletmekten çekinmeyen Ermenilerin Türkiye'yi "soykırım" ile suçlaması, bu
terimin hukuk alanında zorunlu sonuçlarının olmasını sağlamaya yöneliktir.
Uluslararası hukuk açısından katliam, cinayet ve benzeri terimler ayrı
"soykırım" ayrıdır.
Birleşmiş Milletler tarafından tanımlanan bu "uluslararası suç" para ve
toprak tazminatlarına yol açan cezalara kadar giden sonuçlar
doğurabilir.
Şimdi özellikle ABD'deki Ermeniler bu olasılıkları zorlamaya
hazırlanmaktadırlar.
Siyasal kariyerini, Rum ve Ermeni lobilerine borçlu olan Biden'ın
"Soykırım" (Genosid) terimini kullanması, Türkiye'nin başına yeni
çoraplar örecek gibi görünüyor.
Bu konuyu yarın Cumhuriyet'te de ele alacağım.
|
Tweet |
Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.
Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta
Son güncelleme tarihi 26 Haziran 2023