Kitaplar Sürekli Yazılar Kitap Söyleşileri |
22 Şubat 2021
GARA Operasyonu Bağlamında Devlet Nedir, "Şahsım Devleti"nde Sorumlu
kimdir?
Sevgili okurlarım, son GARA harekâtında verilen 16 şehit sonrası "Sorumlu
kim" sorusu kamuoyunu meşgul ediyor...
Çünkü bu başarısızlığın hesabı, demokratik yöntemlerle, Demokratik Rejimin
kuralları çerçevesinde, siyasal ve hukuksal bağlamda sorulmak isteniyor!
Fakat ilginç bir biçimde "Şahsım Devleti"nin Tek Kişilik Yönetiminden
Sorumlu olan ve bunu her eyleminde gösteren ve konuşmasında dile getiren
Cumhurbaşkanı, bu konudaki sorumluluğu "Soyut bir Devlet" kavramı üzerine
atarak başta kendisi olmak kaydıyla, bütün görevlileri akladı.
Bu açıdan, soğukkanlı bir biçimde "Devlet Nedir, Devletin Sorumluluğu
Kimdedir" sorularına yanıt aramak gerekiyor.
* * *
Hayatın ilk çelişkisi insan-doğa çelişkisidir:
Bu çelişki teknolojiyi doğurur.
Hayatın ikinci çelişkisi insan-insan çelişkisidir:
Bu çelişki ideolojileri doğurur.
İnsan bu her iki çelişki sonunda, gerek doğayla, gerekse birbirleriyle
mücadele ederken, devleti üretir:
Devlet, insanlara hizmet etmek için icat edilmiştir!
Doğada devlet yoktur:
Devlet insan icadıdır!
İnsan, doğayla olan mücadelesinde daha güçlü olabilmek, birbirleriyle de
barış, güven ve refah içinde yaşayabilmek için devleti icat etmiştir.
Devlet insan icadı olduğu için, insanlığın geçtiği aşamalara göre
biçimlenir:
İlkel toplumlarda devlet, bir kabile/aşiret devletidir:
Kabile/aşiret reisi ne derse o olur!
Tarım Devrimi ile ortaya çıkan Feodal Din/Tarım Toplumlarında devlet,
toprak ağalarının ve din adamlarının denetimindedir:
Kral, imparator, şah, padişah, papa, patrik, şeyhülislam ne derse o olur!
Sanayi Devrimi ile oluşan Kentsel/Endüstriyel Toplumlarda devlet, halkın
seçtiği yöneticilerin denetimine girmeye başlar:
Başkan, başbakan ne derse o olmaz!
Çünkü bu toplumlarda temel hak ve özgürlüklere dayalı Demokrasi,
gelişmektedir!
Halkın, milletin iradesi, başkanlara, başbakanlara yol gösterir.
* * *
Her toplum, insanlıkla birlikte, aynı anda görülür:
Kabile reisleri, krallar, imparatorlar, başkanlar, başbakanlar, farklı
toplumlarda aynı anda hüküm sürerler...
Hatta uluslararası toplantılarda bir araya gelip fotoğraf bile çektirirler.
Endüstri Devimi, insanlığın icadı olan devlet yapısını da değiştirmiş, onu
babadan oğula geçen ceberrut hanedanların ve din adamlarının yerine,
seçilmiş yöneticilerin eline vermiştir:
Seçilmiş yöneticiler, halkın ensesinde boza pişiren, insanlara nispet
yaparak ortalığı yakıp yıkan, belli düşünce ve ideoloji sahiplerini en
temel vatandaşlık haklarından mahrum etmeye kalkışan ceberrut diktatörler
değil, halkın hizmetkârlarıdırlar.
Halka hizmet etmek yerine onu bölenler, aşağılayanlar, itip kakanlar, hiç
kuşkunuz olmasın, bir süre sonra hizmetkârlık görevlerinden affedilirler!
* * *
Osmanlı İmparatorluğu, Din-Tarım Toplumu aşamasında patinaj yaptığı,
Endüstri Devrimini gerçekleştiremediği için yıkılmış, yenilmiş, işgal
edilmiş ve yeryüzünden silinmiş ama halkı, Mustafa Kemal Atatürk'ün
sayesinde, İstiklâl Savaşını kazanarak Türkiye Cumhuriyeti olarak yeniden
bağımsız bir devletin yurttaşları olarak doğmuştur.
Atatürk Türkiyesi, Parlamenter Demokrasi üzerine kurulu bir Demokratik
Rejimle çağdaş devlet yapısına kavuşmuştur.
Erdoğan/AKP iktidarı bu Rejimi "Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi" diye
adlandırdığı ucube bir Rejimle değiştirmiş ve kendisinin "Şahsım" diye
adlandırdığı bir garip "Devlet" kurmuştur.
Bu "Şahsım Devletinde" Yasama, Yürütme ve Yargı tek bir kişiye, "Şahsım"
diye nitelenen Cumhurbaşkanına bağlanmış ve Din-Tarım Toplumunun bile
gerisine gidilerek, adeta ilkel toplumlarda egemen olan "Kabile Devleti"
dönemine geri dönülmüştür.
Bütün görevliler, her fırsatta, her alınan karar, her yapılan iş
bağlamında, "Şahsım Devletinin" başındaki Cumhurbaşkanını işaret ederek,
bütün kararların onun tarafından alındığını belirtmişlerdir.
GARA operasyonu başarılı sonuçlansaydı, bütün onur ve gurur "Şahsımın" yani
Cumhurbaşkanının olacaktı.
Başarısızlık durumunda, sorumluluğun "Soyut Bir Devlet" kavramı üzerine
atılarak başta Cumhurbaşkanı olmak kaydıyla bütün herkesin aklanması en
azından seçmenlerin vicdanında kabul edilebilecek bir yorum değildir.
|
Tweet |
Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.
Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta
Son güncelleme tarihi 20 Ocak 2025