Emre Kongar'ın Resmi^* İnternet Sitesi

Bugün eşimle birlikte kendimizi tecride alalı tam 23 gün oldu:

Böylece COVID-19 için belirtilen en uzun kuluçka dönemini bitirdik.

Herhangi bir hastalık semptomu yok.

Önümüzdeki günlerde pandeminin ABD ile birlikte eş zamanlı olarak Türkiye'de de yükselişe geçeceğini düşünerek dışardan bulaşmayı engellemek için tecridimizi çok katı kurallarla sürdürüyor, dışarı çıkmıyor, eve kimseyi sokmuyor, yüz yüze kimseyle görüşmüyoruz.

*  *  *

Bütün ihtiyaçlarımızı ya internetten ya da günde bir ya da iki kez uzaktan seslenerek konuştuğumuz komşumuzla karşılıyoruz.

Ben evin içinde her gün en az bir saat, kimi zaman iki saat koşuyorum. Sonra da duşumu alıp akşamki televizyon programına hazırlanıyorum.

Dışarı çıkamadığıma üzülüyorum.

Yağmur yoksa, koşumu terasta yapıyorum.

*  *  *

Bu salgın için alınan kararların çabuk sona ermeyeceği düşüncesiyle, günlük yaşamımızı artık ona göre yeniden düzenledik.

Ben artık gazeteye hiç gitmiyorum. Zaten yazılarımı evden yazıp yolladığım için bu konuda bir sıkıntı yok.

Merdan Yanardağ ile birlikte yaptığımız TELE 1'deki 18 Dakika programına da evden, bilgisayar üzerinden Skype ile katılıyorum.

Bazen başlarken stüdyodan kaynaklanan teknik aksaklıklar oluyor ama esas olarak bağlantı fena değil.

Ben zaten her program öncesi en az 10-15 dakika öncesi bilgisayarın başına geçiyor, hazır  durumda yayına bağlanmayı bekliyorum.

Eşim de ben de yemek yemeğe pek meraklı olmadığımız için kuru bakliyat, su böreği, meyve  ve kuruyemiş temelli bir beslenme ile sağlığımızı korumaya çalışıyoruz.

Vitamin takviyesi olarak her gün C, aralıklarla da, D, B vitaminleri ve Çinko alıyoruz.

*  *  *

Salgın başlayalı beri, bütün dünyadaki olayları ve yayınları izleyerek derhal test yapımının ve maske takılmanın yaygınlaştırılmasını, sokağa çıkma yasağı konulmasını önerdim.

Pek çok yalaka, sırf iktidarın hazırlıksız yakalandığını bildikleri, ellerinde yeterli test malzemesi, maske ve (elbette solunum cihazı gibi) öteki malzemeler de bulunmadığı için, kıyameti kopardılar:

"Herkesin test yaptırmasına gerek yok"

"Herkesin maske takmasına gerek yok"

"Sokağa çıkma yasağına gerek yok"

Diyerek bana saldırdılar.

"Panik yapmayın"  diyerek soğukkanlı olunması için verdiğim mesajlara rağmen beni kötümserlikle suçladılar.

Zaman içinde ülkenin test kiti ve maske olanakları takviye edilince, salgın da yükselişe geçtiği için, iktidar gerekli önlemleri almaya başladı:

Hem testleri yaygınlaştırdı, hem 20 yaş ve altı ile 65 yaş ve üstüne sokağa çıkma yasağı, hem de dışarda kalabalık yerlerde herkese maske takma zorunluluğu getirdi.

*  *  *

Sosyal Medya'da, özellikle de Twitter'da, bana saldıran her yazdığım mesaja hakaret ve küfürle karşılık veren Trollere ve iktidar yalakalarına lafım yok, onlar görevlerini yapıyorlar:

Ama (belki de ellerinde yeterli malzeme olmadığı için, yığılmayı önlemek, sıkıntıya düşmemek amacıyla) Twitter'da bana " Emre Kongar bu işin uzmanı değil, bilmez, doğru söylemiyor; herkesin maske takmasına, test yaptırmasına gerek yok, o bilmiyor, biz biliriz, biz doktoruz"  diye saldıran hekimler şimdi ne diyorlar acaba? (Profillerinde uzman hekim yazdığı için, bu hesapların gerçekten doktorları ait olduğunu varsayıyorum.)

Örneğin beni suçladıklarına pişman olmuşlar mıdır; çok merak ediyorum.

*  *  *

Bütün okurlarımın, özellikle de başta doktorlar olmak kaydıyla bütün sağlık emekçilerinin bu kriz döneminde, hem kişilik ve meslek haysiyetlerini hem de sağlıklarını korumalarını diliyorum.