Emre Kongar'ın Resmi^* İnternet Sitesi

Dün Kadıköy tarafında yine bir imza günüm vardı:

Kırmızı Kedi Yayınevi/Kitabevi , bütün Türkiye'de hızla gelişen bir mağazalar zinciri oluşturuyor...

Sonuncu mağazasını Caddebostan Kültür Merkezi'nin giriş katında açtı; çok geniş vitrinli, aydınlık, ferah, güzel bir dükkan.

Dükkanı Çarşamba günü açmışlar hafta sonunda da bana imza günü yapmamı önerdiler.

Programım çok doluydu ama küçük bir düzenlemeyle, Pazar günü saat 15'de başlayan imza gününe gidebildim ve 18'e kadar üç saat boyunca sevgili okurlarımla birlikte oldum; hem sohbet ettim, hem de kitaplarını imzaladım.

Beni en çok etkileyen okurlar, çocuklarla birlikte gelen karı/kocalar, yani ailece gelmiş olanlardı. Bütün bir Pazar günü öğleden sonrayı ailece, benim imza günümde geçirmeye gelmiş olanlardan gerçekten çok etkilendim.

Ayrıca taa Çanakkale'den gelmiş olanlar, Hacettepe'den ve Yıldız'dan eski öğrencim olanlar, zaten tanışmış olduğum eski okurlarım, sosyal medyadan arkadaşlarım ve ilk kez bana kitap imzalatan her yaştan okurlarım, uzun ve sabırlı kuyrukta beni onurlandırdılar.

Bütün bu sohbet ve imza etkinliği sırasında Kırmızı Kedi Kitabevi'nin değerli personelinin beni çok iyi ağırladığını özellikle belirtmeliyim. Kendilerine çok teşekkür eder, böyle personele sahip olduğu için Haluk Hepkon'u kutlarım.

* * *

Bu imza gününde, geçen hafta Twitter'da yaptığım "Hocaefendi'nin Sandukası/Şifre" yarışmasını birincilikle kazanan okurum Halil Bey'e, imzalı üç kitabımı takdim ettim.

Artık benim bütün kitaplarımın piyasada bulunmayan (kimileri imzalı olan) nüshalarını bile koleksiyonuna eklemiş olan sevgili Ali Kandaz da imza günüme geldi ve okurlarıma önceden haber vererek yaptığı önemli bir armağan katkısı ile beni onurlandırdı:

Milliyet Sanat Dergisi 'nde Zeynep Oral'ın önerisiyle yazdığım bir YÖK eleştirisi yazımın sonuna, gerçek dip notmuş gibi, "Hocaefendi'nin Sandukası" kitabımın metnini mektupları üzerine oluşturduğumu belirttiğim fiktif İngiliz Casusu d'Abussion de Calevela'ya ilişkin bir referans notunu sanki gerçekten böyle bir kaynak varmış gibi (şaka olsun diye) koymuştum.

İşte sevgili Ali Kandaz, bu yazının olduğu Milliyet Sanat Dergisi nüshasından üç tanesini de birlikte getirmişti ve hem ödül kazanan okuruma, hem de iki eski sadık okur dostuma bu nüshanın kopyasını armağan etti.