Kitaplar Sürekli Yazılar Kitap Söyleşileri |
16 Kasım 2020
Bir İstifa(!) Mektubu Öyküsü!
8 Kasımda Hazine ve Maliye Bakanı Damat Berat Albayrak Instagram
hesabından bir duyuru yayınladı:
"Kamuoyunun dikkatine
Yaklaşık beş yıldır sürdürdüğüm bakanlık görevime sağlık sorunları
nedeniyle artık devam edememe kararı aldım. Bundan sonraki süreçte
artık zamanımı uzun yıllardır zorunluluktan ötürü ihmal ettiğim ve bana
desteğini hiçbir zaman esirgemeyen annem, babam, eşim ve çocuklarıma
ayıracağım.
Çok büyük hedefine çıktığınız bu yolculukta, gerçekleşecek olan bayrak
değişimiyle yeni gelen arkadaşlarımız, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde
Büyük ve Güçlü Türkiye hedefine her zamankinden daha kararlı ve emin
adımlarla devam edeceklerdir.
Enerjide olduğu gibi Ekonomide de ektiğimiz tohumlar çok da uzak
olmayan bir gelecekte koca koca çınarlara dönüşecek ve ülkemizi tam
bağımsızlık hedefine ulaştırdığına şahit olacağız inşallah. Bundan en
ufak bir şüphem yoktur.
Bu 5 yıllık süre zarfında benimle bu zor ama kutsal yükü yüklenen tüm
yakın mesai arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Çokça hakkım geçmiştir,
haklarını helal etsinler. At izinin it izine karıştığı, Hak ve batılı
ayırt etmenin zorlaştığı böyle çetin bir zamanda bizlerin samimiyetine
inanarak dua eden her bir vatandaşımızdan Rabbim razı olsun.
Türkiye tarihindeki belki de en kritik dönemlerden sayılacak olan bu 5
yıllık süre zarfında ülkeme ve ümmete hizmet etmeyi bana nasip eden
Rabbime sonsuz hamdolsun.
Gaybı, kalpleri ve hakiki niyetleri bilen mutlak güç sahibi Cenab-ı
Allah, bizleri Sırat-ı Müstakim'den ayırmasın.
Sonumuzu hayreylesin…"
* * *
Görüldüğü gibi, her ne kadar medya tarafından "İstifa mektubu" olarak
adlandırılsa da, kötü bir Türkçeyle yazılmış olan bu metin alışılmış bir
istifa dilekçesinden çok farklıydı.
Kendisini atayan makama değil, kamuoyuna hitaben yazılmıştı.
Bir istifa mektubundan çok bir nevi şikayet mektubuydu.
"Görevime devam etmeme" değil, " artık devam edememe kararı aldım" diyordu.
"At izinin it izine karıştığı, Hak ve batılı ayırt etmenin zorlaştığı
böyle çetin bir zamanda"
diyerek "at izi it izi" ifadesiyle MHP'nin "hak ve batıl" diyerek de AKP'nin ideolojik söylemlerine gönderme
yapıyordu.
Nitekim işini yapan bir kaç düzgün medya dışında bütün iktidar medyası,
24 saati aşkın bir süreyle bu mektubu görmezden geldi.
Ayrıca sosyal medyada Albayrak'ın Instagram hesabının ele geçirildiği ve
haberin sahte olduğuna ilişkin paylaşımlar yapıldı.
Bu arada haberin Anadolu Ajansı'na da verildiği ama saraydan onlara bunun
yayınlanmasını istemediklerine ilişkin bir haber geldiği de medyaya
yansıdı.
Bu isteğin nedeninin de, haberin kamuoyunda duyulması halinde, İçişleri
Bakanı Süleyman Soylu'nun istifası sonrasında sosyal medyadan yapılan "geri
dön" baskılarının aynısının yaşanmasından çekinildiği yorumları yapıldı.
Derken yaklaşık 27 saat sonra CB İletişim Başkanlığından şöyle bir
açıklama geldi:
"Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın görevden af talebine ilişkin
kamuoyu açıklaması
Türkiye'nin Cumhuriyet tarihindeki en büyük yönetim reformu olan
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçişin ardından Sayın
Cumhurbaşkanımız kabinesini kurarak, milletimizin takdirine sunmuştur.
Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından kabinede yer verilen bakanlarımız, 10
Temmuz 2018 tarihinde Meclis'te yemin ederek resmen görevlerine
başlamışlardır.
Daha önceki hükümette Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yapan
İstanbul Milletvekili Berat Albayrak, Cumhuriyetimizin 66'ncı Hükümeti
olan bu kabinede, Hazine ve Maliye Bakanı olarak yer almıştır.
Bölgesel ve küresel siyasi krizlere ilave olarak koronavirüs salgını
sebebiyle gelişmiş devletlerin dahi ciddi ekonomik sıkıntılar yaşadığı
bir dönemde, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın gayretleriyle
ülkemiz, bu kritik süreçte olabilecek en az hasarla yoluna devam etmiş,
Sayın Bakanımızın başarıları Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından takdir
edilmiştir.
Bilindiği gibi, 8 Kasım 2020 Pazar akşamı, Hazine ve Maliye Bakanımız
Berat Albayrak, sosyal medya hesaplarından birinde sağlık nedenleriyle
görevden affını isteyen bir açıklama yayınlamıştır.
Cumhurbaşkanımız tarafından yapılan değerlendirme sonunda, Hazine ve
Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın görevden af talebi kabul edilmiştir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur."
* * *
Açıkça görüldüğü gibi istifa mektubu ile açıklama metni arasında ciddi
çelişkiler vardı.
Örneğin, birinci metinde "af talebi" yoktu.
İkince metinde ise "Af talebi kabul edilmiştir" deniliyordu.
Ayrıca yapılan açıklamada, bakanları atama ve görevden alma yetkisinin
cumhurbaşkanlığında olduğunu da anımsatan ifadeler yer almıştı.
Daha sonra Cumhurbaşkanı da bu konuda şöyle dedi:
"Berat Albayrak'a şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum.
Bu süreç içerisinde özellikle de iki sismik araştırma ve 3 tane de
sondaj gemisini dünyada ekonomik sıkıntıların yaşandığı dönemde bunu
fırsata dönüştürmek suretiyle ülkemize kazandırması bakımından önemli
bir başarıydı.
Kendisi sağlık sorunları neticesinde vazifesinden affını istedi Biz de
bu talebi kabul ederek Hazine ve Maliye Bakanı olarak yerine Lütfi
Elvan arkadaşımızı atamış olduk. Ve yeni hazine ve Maliye Bakanımıza
görevinde başarılar diliyorum.
Merkez Bankası Başkanlığı'na Naci Ağbal arkadaşımızı atadık. Ağbal'a da
bu çalışmalarında inşallah başarılar diliyorum."
* * *
Berat Albayrak'ın görevden ayrılmasından hemen sonra Türk Lirası değer
kazandı, dolar 8,5 liradan 8 liraya indi ve ayrıca iç piyasaya bir milyar
dolar dolayında dış kaynak girdiği belirtildi.
* * *
Bu olaydan hemen önce Merkez Bankası Başkanı da görevden alınmıştı.
Cumhurbaşkanı bu değişikliklerden sonra şöyle bir açıklama yaptı:
"Yatırımları yeşerten ve bereketlendiren iklimi tesis etmenin, ekonomik
büyümeyi, kalkınmayı, refahı ve istikrarı sağlamanın en önemli
yollarından birinin hukuk devleti ilkesi olduğunu
biliyoruz.
Bunlar içinde İnsan Hakları Eylem Planı'na özellikle
ehemmiyet veriyoruz, eylem planında zaten belli bir aşamaya gelinmişti.
Ekonomideki yeni dönemin ruhuna uygun şekilde temel hakların
korunmasından mülkiyet hakkının geliştirilmesine kadar
pek çok ilave hükümleri ilgili tüm taraflarla istişare ederek bu eylem
planına derç edeceğiz."
Adalet Bakanı da şöyle dedi:
"Hukukun güvenilirliği ekonominin de güvenilirliğini
destekliyor, iç içe geçmiş bir konumda.
Adaletin
tecellisi hem yerli hem yabancı yatırımcı için çok
önemli.
Bırakın adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun,
bizim yargıçlardan, yargı mensuplarından beklediğimiz budur.
Arkadaş, yargı konjonktüre bakmaz, yargı hatıra bakmaz, yargı
birilerinin dediğine bakmaz.
Yargı dosyaya, vicdanına, hukuka, Anayasa'ya bakar.
Bizim beklentimiz budur. O yüzden adalet yerini bulsun, ne olursa
olsun.
Yargı mensuplarının yanında HSK vardır, bu millet
vardır.
Hiç kimsenin tavsiyesine, talimatına, telkinine bakarak değil, dosyaya
bakarak vicdanınıza göre karar verin ve 83 milyon
huzur içerisinde geleceğe daha güvenle baksın.
İster yabancı, ister yerli yatırımcı, ister işçi, ister çiftçi, ister
işveren, ne olursa olsun hukuk güvenliğini bu anlamda vatandaş lehine koruyacak, tutuklamaların
keyfiliğinden uzak, tutuklamayı istisna olarak
değerlendiren, hukuk güvenliğini daha da güçlendiren
uygulamaları hep beraber sağlayacağız."
Bu demeçlere karşılık ben de Pazar günkü yazımı şöyle bitirdim:
"Ben şahsen, yargı bağımsızlığı olmadan:
Hukuk Devleti'nin tesis edilebileceğine de...
Mülkiyet hakkını da içeren Temel Hak ve Özgürlüklerin güvence altına
alınabileceğine de...
Yerli ve yabancı yatırımcılar ile 83 milyonun geleceğe güvenle
bakabileceğine de...
İnanmıyorum!"
* * *
Bir "istifanın(!)" uzun öyküsü böyle.
Bu göstermelik değişikliğin ekonomiyi de iktidarı kurtaracağını
sanmıyorum:
|
Tweet |
Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.
Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta
Son güncelleme tarihi 17 Mart 2025