Kitaplar Sürekli Yazılar Kitap Söyleşileri |
13 Nisan 2020
Koronavirüs Güncesi-5
Bugün eşimle birlikte tecritte bir ayı (tam 30 gün) tamamladık.
Bu süre içinde günlük yaşamımızı da tecride göre ayarladık.
Tek derdimiz, bu salgınla mücadelede, iktidarın hepimizi strese sokan ve
serseme çeviren çelişkili uygulamaları.
Örneğin, COVID-19'la en iyi mücadelenin tam tecrit olduğunu, kimsenin
evinden çıkmaması gerektiğini söylüyorlar...
Ama özellikle salgının yoğun bir biçimde görüldüğü İstanbul'da (denetimli)
bir genel karantina kararı almıyorlar.
İş yerlerini tatil etmedikleri, işçiye, esnafa, işletmelere evde kaldıkları
süre için mali ve ekonomik yardım paketleri açıklamadıkları için, insanlar
mecburen toplu taşım araçlarına doluşarak işyerlerine gidiyorlar ve
oralarda da arkadaşlarıyla kapalı alanlarda birlikte çalışıyorlar.
Örneğin dışarı çıkan ve toplu taşıma aracına binen herkesin zorunlu
olarak maske takması gerektiğini söylüyorlar...
Ama hem maske satışını yasaklıyorlar...
Hem de kendiler dağıtamıyorlar.
Örneğin bütün ülkeler vatandaşlarına yardım yaparken, bizimkiler
vatandaşlardan bağış istiyor...
Ama belediyelerin bağış kampanyalarını yasaklıyor, bağış hesaplarına el
koyuyorlar.
65 yaş ve üstü ile 20 yaş ve altı nüfusa sokağa çıkma yasağı
getiriyorlar...
Ama sonra, çalışmak zorunda olan 20 yaş altı nüfusa izin veriyorlar; sanki
çalışanlar hastalığa kurban verilebilir, harcanabilirmiş gibi!
Bütün bu kargaşa içinde 30 büyük kentte ve Zonguldak'ta, 10 Nisan'da,
hafta sonu için sokağa çıkma yasağı ilan ediyorlar...
Ama Cuma gecesi 24:00'da başlayacak olan yasağı, aynı gece, sadece iki saat
önceden saat 22 gibi ilan edip herkesi telaş içinde sokağa döküyorlar.
İnsanlar bakkal ve mağazalarda, üst üste, hiç bir fiziksel mesafeye dikkat
etmeden alış veriş yaparak, enfeksiyonun yayılmasına çok uygun bir ortam
yaratıyorlar; böylece bütün "evde kal" çağrıları boşa gidiyor.
Bu beceriksiz uygulama sonunda, 10 Nisan'dan sonra 15 gün içinde yani
25 Nisan'a doğru salgında bir sıçrama bekleniyor.
Kimseye danışmadıkları, Belediyelerin haberi bile olmadığı için, Cumartesi
ve Pazar günleri ekmek ve su konularında bile tam bir kargaşa yaşanıyor.
Bir de tam bu satırların yazıldığı sırada, bu beceriksiz sokağa çıkma
yasağı uygulamasından dolayı daha önce bu kararı Cumhurbaşkanı'nın
isteğiyle aldığını belirten İçişleri Bakanı, bütün sorumluluğu
yüklenerek istifa ediyor...
Ama istifası Cumhurbaşkanı tarafından kabul edilmiyor.
Bundan sonra ne olacağı bilinmiyor.
* * *
Özet olarak biz ailecek kendimizi katı bir karantinaya alıştırdık ama,
iktidar çelişik ve alt yapısı hazırlanmamış kararlarla tüm toplumu
şaşkına çevirdi.
Sanıyorum, "Tek Kişi Rejimi"nin yetersizliği bu krizde iyice açığa
çıktı.
|
Tweet |
Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.
Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta
Son güncelleme tarihi 2 Aralık 2024