Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

10 Şubat 2020

30 Haziran 2009'da Ne Yazmışım?

Bir zamanlar FETÖ'nün hedefinde olan ve Erdoğan/AKP iktidarının desteğiyle tutuklanıp Silivri'de Terör örgütü destekçiliğinden yargılanan Eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, "FETÖ'nün siyasal ayağı" araştırılırken, "2009'da askerlerin sivil mahkemelerde yargılanması konusundaki yasa önerisini yapanlara bakın" demesinden sonra, bu kez de Erdoğan/AKP iktidarının hedefi haline getirilince, ben o tarihlerde ne yazmışım diye baktım ve 30 Haziran 2009'da yazmış olduğum aşağıdaki yazıyı buldum.

* * *

"MALUM DAVANIN "MOTORU" FETHULLAH GÜLEN Mİ, ABD Mİ?

28 Haziran Pazar (2009) günü Hürriyet'in Ankara temsilcisi değerli gazeteci Enis Berberoğlu "Yeni ABD düzeninde tedavülden kalkanlar" başlıklı bir makale yazdı.

Makale esas itibarıyla, Obama döneminde Amerika Birleşik Devletleri'nin Türkiye'ye yönelik politikalarında değişmeler olabileceği üzerine bir deneme...

Berberoğlu bence tartışmalı da olsa, son derece önemli bazı olasılıkları gündeme getiriyor.

Yazının şu bölümü dikkatimi çekti:

"AB heyecanının sönmekte olduğu şu günlerde...

Yeni ABD düzeninin temelleri atılıyor.

Obama, Bush'un hatasını tekrarlamıyor.

Yeni düzende eski aktörleri sahneye sürmüyor.

ABD'nin Türkiye'deki en büyük müttefiki Türk Silahlı Kuvvetleri'dir.

Geriye Ergenekon'un itici gücü, hatta motoru, Gülen hareketi kalıyor.

Tahminim odur ki, Gülen ve Ordu arasındaki gerilim de yakında azalır."

Son günlerde hızlanan olaylara bakınca Berberoğlu'un tahminine pek katılamıyorum doğrusu...

Ama o başka bir mesele.

Benim dikkatimi çeken ifade Berberoğlu'nun Fethullah Gülen hareketini "Ergenekon'un itici gücü, hatta motoru" olarak nitelemesi.

Değerli okurlarım anımsayacaklar:

Kısa bir süre önce birden bire Fethullahçı yazar ve yorumcular malum davanın ardında ABD'nin olduğuna ilişkin yorumlarıyla bir medya atağına geçmişlerdi...

Ben de bunun üzerine bir yazı yazmış ve "Bu açıklamaların arkasında ne var?" diye sormuştum.

O günden beri olup bitenler, sanki hızlandırılmış bir stratejinin uygulandığı izlenimi veriyor:

1) Bir yandan cemaate karşı terörist suçlamasının yapılacağına ilişkin yakınmalar...

2) Öte yandan malum davanın ardında cemaatin değil, ABD'nin olduğuna ilişkin açıklamalar...

3) Malum dava üzerinden, değersiz bir kağıt mı bir belge mi olduğu hala tartışılan...

Gerçekliğini veya sahteliğini herkesin kendi meşrebine göre değerlendirdiği...

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un "örgütlü olarak gerçekleştirildiği düşünülen bir karalama ve yıpratma kampanyası, medya üzerinden asimetrik bir psikolojik harekat" diye nitelediği fotokopi yazının Taraf gazetesi aracılığıyla kamuoyuna aktarılması...

4) Gece yarısı Meclis'ten hızla geçirilen askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasını sağlayan yasa.

Bütün bu son gelişmeler, devletin dördüncü gücü haline gelen cemaatin, sahip olduğu medyayı da kullanarak, belki de öne alınacak olan yeni genel seçimlerden önce, AKP iktidarı ile tam ittifak halinde çok yönlü hızlı bir stratejik atağa kalktığı izlenimi veriyor.

Böyle hızlandırılmış bir strateji varsa başarı halinde bir taşla çok kuş vurulmuş olacaktır:

Hem müttefiki AKP'yi seçimlerden önce güçlendirmiş olacak...

Hem malum davayı kullanarak ÇYDD gibi, ÇEV gibi, tutuklu rektörler gibi çağdaş eğitimden yana olanları bertaraf edecek, edemediklerine göz dağı verecek...

Hem bürokrasiye ve öteki devlet kurumlarına ek olarak orduyu da malum dava yoluyla etki altına alacak...

Hem de sorumluluğu ABD'ye atacaktır.

Cemaat bütün muhtemel hedeflerini gerçekleştirse bile, "Bunlardan ben sorumlu değilim, ABD sorumludur" mesajının çok etkili olacağını düşünmüyorum doğrusu:

Çünkü kamuoyunun gözünde cemaatla ABD özdeş:

Herkes onların ortak hareket ettiklerini düşünüyor.

Bakalım neler olacak?

Acaba ABD bu olup bitenlere nasıl bakıyor, sorumluluğun cemaat tarafından kendisine fatura edilmesine ne diyor?"

* * *

Sevgili okurlarım 30 Haziran 2009'da Başbuğ'un sözünü ettiği yasayı da içeren bir yazımda durumu böyle özetlemişim.

Yazının siyahlarını, okurların dikkatini çekmek için şimdi aktarırken, ben vurguladım.

Meraklısı www.kongar.org adresli sitemde yazının aslını görebilir.

Değerli okurlarım, Başbuğu'un ünlü yasayı işaret etmesi Erdoğan/AKP iktidarında bir panik yaratmış bulunuyor.

Doğrusu buna şaşmamak elde değil...

Çünkü zaten başta kendileri "aldatıldıklarını" kabul ederek hem seçmenlerden hem Allah'tan af dilemediler mi?


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 29 Ocak 2024

Valid HTML 4.01 Transitional