Emre Kongar'ın Resmi^* İnternet Sitesi

5 Ekim Cumartesi günü Assembly of Turkish American Associatons, ATAA'nın 19 Mayıs'ın yüzüncü ve kendisinin kuruluşunun kırkıncı yıldönümünü kutlamak için Arlington'da düzenlediği sempozyumda bir konuşma yaptım.

Sempozyumun programı esas olarak Türk ve Amerikalı akademisyenlerin, Türkiye ve Türk Amerikan ilişkileri üzerine yapacakları konuşmalardan ve gece verilen bir gala yemeğinden oluşuyordu.

Ben bütün konuşmacılardan çok şey öğrendim:

Örneğin, Türkiye ve Cumhuriyet tarihi uzmanı Prof. Justin McCarthy Atatürk'ün düşmanları hakkında mükemmel bir konuşma yaptı.

İngilizlerin Mustafa Kemal hakkındaki cehaletini vurguladı. Llyod George'un "Kim bu Mustafa Kemal" dediğini, Enver Paşa'nın hâlâ gücünü koruduğunu ve orduyu kontrol ettiğini sandıklarını anlattı.

Prof. George Gawrych, Atatürk'ün devlet adamlığının nasıl komutanlığını bile aştığını, uzak görüşlülüğünü ve halka nasıl bütünleştiğini analiz etti.

Dr. Işıl Acehan, Osmanlı'dan ABD'ye olan göçü ve göçmenlerin sonradan ülkelerine nasıl hizmetler yaptıklarını anlattı.

Acehan 'ın verdiği bilgiler arasında en çok ilgimi çeken nokta, 1919'da savaşa katılmak için Türkiye'ye dönmek isteyenlerin pasaport problemi yaşadıkları ve Fransız elçiliğine başvuran Türkler ve Kürtlerin, ancak Ermeni ve İranlı olduklarını ileri sürerek pasaport aldıkları bilgisiydi.

Prof. Paul Kubicek, Türk Devriminin dünya siyaseti ve bölge açısından önemini anlattı!

Prof. Emine Evered Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunu klasik yaklaşımların dışında Halk Sağlığı konusundaki başarılar çerçevesinde anlattı.

ATAA'nın kuruluşunu sağlayan eski büyükelçi Şükrü Elekdağ, bu öyküyü ayrıntılarıyla açıkladı.

Kurulduktan sonra, ATAA'nın özellikle Tük Diplomatların öldürülmelerine ve Ermeni iddialarına karşı neler başardığını yolladığı video kaydında örneklerle açıklayan Elekdağ, Bernard Lewis, Stanford Shaw gibi bir çok ABD'linin aralarında bulunduğu 69 bilim insanının Ermenilerin Soykırım iddialarına karşı yayınladıkları bildiriyi de hatırlattı.

Dr. Yalçın Ayaslı da ATAA'nın geçmişteki başarılarını anlattı.

* * *

Ben konuşmama, Türk Devrimi'nin Amerikan Devrimi, Fransız Devrimi ve Rus Devrimi ile birlikte insanlık tarihini etkileyen dört devrimden biri olduğunu belirterek başladım.

Sonra da öteki üç devrim, tarihsel koşulların olgunlaşması ile ortaya çıktıkları halde, Türk Devrimi'nin siyasal ve ekonomik koşullar uygun olmadığı halde, üstelik de bu koşullara rağmen gerçekleştirildiğini ve bu koşulları değiştirdiğini vurguladım.

İki aşamadan oluşan Türk Devrimi'nin İngilizlere, Fransızlara, İtalyanlara, Yunan'a, Ermenilere, Padişah Ordusu'na, isyan eden şeyhlere ve hain çetelere karşı yapılan İstiklâl Savaşı ile başladığını...

Savaşın kazanılmasının mucizevî bir nitelik taşıdığını...

Atatürk Reformları'nın ise bir Din-Tarım Toplumu'nu, Endüstriyel-Kentsel bir topluma sıçratmak, Halifeliği, Cumhuriyet'e dönüştürmek gibi olanaksız görünen hedefleri gerçekleştirdiğini anlattım.

Bu başarının insanlık tarihinin Tarım Devrimi ve Endüstri Devrimi ile belirlenen evrim çizgisine uygun olduğu için kazanıldığını ve Türkiye Cumhuriyeti'ni geri çevirmeye kimsenin gücünün yetmeyeceğini belirttim.

* * *

Daha sonra ATAA'nın eski ve yeni başkanları, örgütün yapısını, işleyişini, sorunlarını anlattılar ve tartıştılar.

Sempozyumda, Türkçe'nin ve Türk Kültürü'nün öğretilmesi için yapılan çabalar, dijital modeller de tartışıldı ve ATAA'nın geleceği masaya yatırıldı.

Akşam yemeğinde de ana konuşmacı (key note speaker) olmam istenmşiti. Orada da Türkçenin ve Türk kültürün korunması için ATAA'nın tarihsel rolünü vurguladım.

Bu konuyu Cumhuriyet'te yarınki yazımda da başka bir açıdan ele alacağım.