Kitaplar Sürekli Yazılar Kitap Söyleşileri |
29 Nisan 2019
Bağımsız yargıyı ele geçirmek için yıllarca "Yargıçların Yönetimi"
anlamındaki "Jüristokrasi"den şikayet edenler, güçler ayrılığı kaldırılıp,
"Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi" dedikleri Tek Kişi Yönetimi çerçevesinde
yargı kendi etkilerine girince, sandıkta kaybettiklerini YSK'da kazanmak
için baskı yapıyorlar.
* * *
Sevgili izleyenlerim anımsayacaklardır:
AKP iktidarı, ilk yıllarda sürekli olarak bağımsız yargının kendi icraatını
engellediğinden şikayet eder ve Anayasa'nın, "Güçler Ayrılığı" ilkesi
çerçevesinde bağımsız nitelik tanıdığı yargıyı yerden yere vururdu.
O sıralarda NTV'de "Yorum Farkı" programını yaptığım Mehmet Barlas da bu durumu, seçilenlerin yönetimde olduğu
"Demokrasi" yerine, yargıçların yönetimde olduğu rejim anlamında
"Jüristokrasi" diye eleştirirdi.
Sonunda 12 Eylül 2010'da yapılan ve "Yetmez Ama Evet" diyen "Kullanışlı
Aptal Solcu/Liberallerin" destek verdiği Anayasa Halkoylamasında yargı
siyasetin etkisine açıldı...
16 Nisan 2017'de yapılan ve sonuçları, yasalara aykırı olarak sayılan
oylarla belirlenen Halkoylamasında ise, yargı tümüyle siyasetin emrine
alındı ve "Jüristokrasi" eleştirisi de unutuldu.
Kuvvetler ayrımının rafa kaldırıldığı ve yargının tümüyle siyasetin emrine
alındığı bugünkü düzende yaşanan haksızlık ve hukuksuzlukları burada tekrar
sıralayacak değilim.
Sadece üyelerinin görev sürelerini uzattığı YSK'yı Anayasa'ya aykırı olarak
ilk seçimde kullanan iktidarın, bu kez, İstanbul seçimini kaybedince,
sandık sonuçları yerine YSK'dan yani "Jüristokrasi"den medet umduğunu
belirtmekle yetineceğim.
|
Tweet |
Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.
Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta
Son güncelleme tarihi 8 Temmuz 2024