Kitaplar Sürekli Yazılar Kitap Söyleşileri |
18 Mart 2019
Bugün Çanakkale Zaferi'ni kutluyoruz.
Atatürk'ün kazandığı bu zafer, Rusya'nın ve Türkiye'nin, dolayısıyla
dünyanın kaderini değiştiren bir olaydır.
* * *
Ben de geçen Cumartesi günü, yılmaz bir Atatürkçü olan dünya çapındaki
övüncümüz ve gururumuz Prof. Mehmet Haberal'ın Başkent Üniversitesi'ndeki Dişçilik Fakültesi öğrencilerinin Kızılcahamam'da düzenledikleri bilimsel bir sempozyumda
konuşmacıydım.
Onlara Toplumbilimin bilimselliğini, (Türkiye'de neden bilimsel
olamadığını) insanlık tarihini, toplumların değişme ve gelişme
evrelerini, bu paradigmalar içinde Atatürk'ü ve Cumhuriyeti anlattım.
Ankara'ya indiğimde, önce Başkent Üniversitesi'nin Bahçelievler'deki hastahanesine, Haberal
'ın ofisine gittim. Sonra, Haberal ile birlikte Kızılcahamam'a doğru yola çıktık.
* * *
Mehmet Haberal'ın birbirine bağlı iki büyük odadan oluşan ofisi gerçek
bir müze gibi:
Duvarlar, masaların üstü, sehpalar, özetle her yer, ödüller, diplomalar,
belgelerle dolu.
Bütün ülkelerden, bütün dünyadan en prestijli, en değerli, kimisi sadece
bir tek olan ödüller, teşekkürler insanı gerçekten etkiliyor.
Ama beni asıl etkileyen, gerçek bir Atatürkçü olan Haberal
'ın duvarlarındaki Atatürk'e ilişkin fotoğraf, bilgi ve
belgeler oldu:
Örneğin, 5 Nisan 1920 tarihli, Mustafa Kemal ve arkadaşlarının
katledilmesi için Dürrizade'nin verdiği fetva da duvarında asılı olan
belgelerin arasındaydı.
Bu arada Haberal'ın,Başkent Üniversitesi yerleşkesinde, Atatürk'ün İstanbul'da iken kaldığı annesi Zübeyde Hanım'ın Akaretlerdeki evinin tıpkısını bir Atatürk Müzesi olarak inşa ettirmiş olduğunu
belirtmeliyim.
Bir kaç yıl önce, Haberal henüz hapisteyken, Başkent Üniversitesi'ne yine bir Atatürk
konferansına gittiğimde bu Müze'yi de gezdirmişlerdi bana.
* * *
Türkiye, genellikle başarılara kör, sağır ve dilsiz bir ülkedir.
Mehmet Haberal
gibi, gelişmekte olan bir ülkede organ naklini sadece tıbben ve cerrahi
olarak değil, yasal yapıyı ve kültürel değerleri de değiştirerek
gerçekleştirebilmiş ve bu başarısıyla uluslararası organ nakli örgütlerinin
en tepesine başkan olarak yerleşmiş bir bilim insanı, çok başarılı olduğu
için hem görülmüş, hem duyulmuş, hem de konuşulmuş, bu büyük başarıları
sonunda Cumhurbaşkanlığına bile adaylığı önerilmiş ve bu başarıları
FETÖ/AKP iktidarı tarafından kurulan bir kumpasla hapse atılarak
ödüllendirilmiştir(!).
* * *
Bütün bir günü Haberal gibi sadece tıbbi ve cerrahi değil, toplumsal ve
siyasal mucizeleri gerçekleştirmiş bir bilim insanı, bir cerrah ile
geçirmek bana çok iyi geldi.
Kurduğu Üniversite'nin ve hastahanelerin öyküsünü dinlemek, hangi
güçlükleri nasıl aştığını irdelemek bana yeniden umut verdi.
Haberal hapisteyken bile bilimsel çalışmalarına ara vermemiş bir
idealist ve çalışkan bir insan:
Bu ülkeye, Türkiye'ye ve Atatürk'e inanıyor...
Durmadan dinlenmeden çalışıyor...
Etrafına da kendisi gibi çalışkan, namuslu, haysiyetli insanları toplamış.
28-29 Mart'ta İstanbul'da yine uluslararası düzeyde, kendi başkanlığında,
bütün dünya çapındaki büyük uzmanların katılacağı bir organ nakli
toplantısı düzenlemiş, onun hazırlıklarıyla meşguldü.
* * *
İstanbul'a büyük bir moralle döndüm ve kendi kendime dedim ki:
"Böyle insanlar oldukça, kimse Türkiye'yi ortaçağ karanlığına
sürükleyemez!"
|
Tweet |
Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.
Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta
Son güncelleme tarihi 8 Temmuz 2024