Kitaplar Sürekli Yazılar Kitap Söyleşileri |
22 Ocak 2018
Prof. Türker Alkan'ı Yitirdik.
Herkes Afrin/Suriye savaşıyla ilgiliyken aramızdan ayrılan bir önemli
kişi için yazı yazmam beni izleyenlere hiç de garip gelmeyecektir:
Çünkü beni izleyenler, bu özel internet sitemi zaten her Pazartesi burası
için yazdığım bir özel yazı ile, özel bloğum olarak kullandığımı, herkesin
değindiği konular yerine kimi zaman farklı konuları, kimi zaman da popüler
konularda aykırı fikirleri ele aldığımı bilirler.
* * *
Benimle yaşıt olan Profesör Türker Alkan Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde
sınıf arkadaşımdı...
Sadece sınıf arkadaşı değil, aynı zamanda "münazara takımı arkadaşıydık"
ta.
Aydın Güven Gürkan, Şevket Özügergin, o ve ben, sınıfın münazara takımına
seçilmiştik ve son sınıfları bile yenmiştik.
Radikal Gazetesi'nde köşe yazarlığı da yapıyordu.
Sakin kişiliği, derin bilgisi ile sevilen ve etkileyeci bir hoca, güzel
Türkçesi, demokrasiyi savunan çarpıcı yazılarıyla önemli ve iyi bir köşe
yazarıydı.
* * *
Cumhuriyet Türkiye'sinin bir ürünüydü:
Benim "Babam Oğlum Torunum" adlı kitabım yayınlandıktan
sonra,
"Emre Kongar, İstanbul'da Çarşıkapı'daki evinde Yahya Kemal'in
sofrasında yemek yerken bizim köye elektrik yeni gelmişti ve bize ışığı
açmak için elektrik düğmesini nasıl kullanacağımızı öğretiyorlardı"
mealinde bir yazı yazmıştı.
Bu yazıyı internette aradım ama bulamadım. Bir okurum lütfedip bulur ve
bana yollarsa, bu yazının altına, bana yollayan okuruma teşekkürlerimle
birlikte onu da ekleyeceğim.
Bulunduğu saygın yere, nerelerden nasıl geldiğini ve böylece Türkiye
Cumhuriyeti'nin erdemlerini anlatan o yazıyı ararken, bir başkasına,
erkenden aramızdan ayrılan sınıf arkadaşımız Ünsal Oskay'ın ardından 23
Ekim 2009'da yazdığı bir yazıya rastladım.
Anısı önünde saygıyla eğilirken bu yazısını okurlarımla paylaşıyorum.
* * *
Kantin
" 'Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan' kapıdan geçen dostların sayısı
artıyor. Birkaç gün önce Ünsal Oskay'ı yolcu ettik. Ünsal profesördü, güzel
konuşurdu, yazardı. İletişim alanında Türkiye'nin önde gelen isimlerinden
birisiydi.
Fakat konuşurken çağrışımlarla daldan dala atladığı için izleyicileri bazen
şaşırtan, bazen büyüleyen bir etki yaratırdı.
Mülkiye'den sınıf arkadaşımdı. Kantinde saatlerce tartıştığımız,
konuştuğumuz olurdu.
Öğrencilik yıllarında da özgün ve ciddi bir düşünce adamı olarak dikkati
çekerdi. Kendisinden çok şey öğrendim.
Mülkiye kantininden kimler gelip geçmedi ki. Paralel bir üniversite
gibiydi.
O kantinden gelip geçenlerden birisi de Emre Kongar'dır. Geçenlerde
yayımlanan kitabına uygun gördüğü başlığı sevdim: 'Herkesten Bir Şey
Öğrendim' diye başlık atmış Emre. Yakın tarihe duyarlı bir tanığın
gözleriyle bakmak isteyenler için önerilecek bir kitap olmuş.
Ve tabii sevimli, ciddi, efendi, çelebi tavırlarıyla Ahmet Taner Kışlalı.
10 yıl olmuş öldürüleli.
Hep kendi kendime sorar dururum: Ahmet gibi bir insanı öldürmekle kimin
eline ne geçmiş olabilir ki?
Burada adını andığım üç kişi de (Ünsal, Ahmet, Emre) üniversite öğretim
üyesiydi.
Her biri için öğrencileri hep aynı şeyi söylemiştir:
Çok iyi ders anlatan, dile hâkim, önyargılı olmayan, karşı görüşlere
saygılı, dersleri zevkle izlenen kişilerdi.
Allah uzun ömür vesin, Emre hâlâ hem yazarak, hem konuşarak görevini yerine
getiriyor.
Yalçın Küçük'ten Aydın Güven Gürkan'a kadar çok kişi geldi geçti o
kantinden.
Hem bilimsel yönüyle, hem de sakin ve efendi kişiliyle sayılan ve sevilen
bir kişi de devletler hukuku profesörü İlhan Unat idi.
Onu da birkaç gün önce kaybettik. İlhan bey, yukarıda saydığım kişilerin
hepsinin hocasıydı.
İlhan bey'n eşi Nermin Abadan Unat'a başsağlığı diliyorum.
Nermin hanım da burada adı geçenlerin hepsine hocalık eden az bulunur
türden bir kişidir. Bakmayın siz yaşının
88 olmasına, eminim ki şu sıralar ya bir kitap yazıyordur, ya da yeni bir
kavramı nasıl eder de bizim toplumumuza uyarlayabilirim diye çalışmaktadır.
Kendisi Avusturya doğumludur, anadili Almancadır. Atatürk'ün kadınlara
tanıdığı haklara hayran kaldığı için Türk vatandaşlığını tercih etmiştir.
Türk oluşu bir doğum rastlantısı değil, bilinçli bir seçimdi.
Yanılmıyorsam annesi bir kontesti!
SBF'de 'Siyasal Davranış Kürsüsü' başkanlığı ve 1980 öncesi son TBMM'de
Senatörlük yaptı.
Kürsü başkanlığı yaptığı kişiler arasında Doğu Ergil, Ahmet Yücekök, Türker
Alkan, Ahmet Taner Kışlalı ve Deniz Baykal vardı."
* * *
Türker Alkan'ı, bir başka sınıf arkadaşımız için yazdığı yukardaki uğurlama
yazısıyla sonsuzluğa yollarken, bu vesileyle, hepimizin hocası olan Prof.
Nermin Abadan Unat'a uzun ve sağlıklı bir ömür diliyor ve onun o mübarek
ellerinden öpüyorum.
|
Tweet |
Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.
Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta
Son güncelleme tarihi 2 Eylül 2024